Mithat Sancar: Hedefimiz yüzde 15'in üstü

Suat Toktaş Halk TV'de HDP Eş Genel Başkanı Prof. Dr. Mithat Sancar'ı konuk etti. Sancar, "Hedefimiz şu parlamentoda öyle geniş bir demokrasi gücü ortaya çıksın ki hiç bir iktidar o güç hesaba katılmadan, herhangi bir şey yapamaz halde olsun. Oy oranı olarak hedefimiz de yüzde 15'in üstüdür. Biz yüzde 15'i kendimize baraj ve çıta olarak belirledik" dedi.

Halk TV'de Liderler Özel programına katılan HDP Eş Genel Başkanı Prof. Dr. Mithat Sancar, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş'ın konuğu oldu. Sancar, gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulundu.

'Parlamento seçimleri için ittifak arayışımız yok'

HDP seçimlere hangi ittifak ile birlikte girecek tartışmalarına yanıt vererek sözlerine başlayan Sancar, " Parlamento seçimleri için herhangi bir ittifaka girme arayışımız yok dedik. Bu tutumumuz devam ediyor. Çünkü bizim kendi ittifaklarımız var. Bu ittifaklarımızı büyütme isteğimiz var." dedi.

"Demokrasi ittifakı üst başlığı altında çalışmalarımızı yürütüyoruz" diyen Sancak amacın olabilecek en geniş ezilenler sömürülenler dışlananlar topluluklarının bir araya getirmek olduğunu söyledi. "

Sancar sözlerini şöyle sürdürdü, "Mesela inanç toplulukları var, biz sadece kimlikler üzerinden yaklaşmıyoruz. Hak temelli, demokrasi özgürlük hedefli bir birliktelik arıyoruz. İstiyoruz ki Türkiye'de demokratik yolu açacak bir güçlü bir demokrasi ittifakı oluşsun."

'Muhalefet ilkeler üzerinde anlaşın'

"Cumhurbaşkanlığı seçiminde de bütün muhalefetin ilkeler üzerinde anlaşmasını istiyoruz." diyen Sancar şunları söyledi, "İlkeler bir seçime kadar ki olan dönemde yapılması gerekenler. İki geçiş sürecinin nasıl olacağı ve bunun ortasında da adayın nasıl belirleneceği. Bu başlıklarla 11 madde sıraladık. Müzakere önerileridir bunlar. Kimseye dayatılan bir şey değildir. Bu başlıklarla ortak bir müzakere yönetirse muhalefet ve uzlaşma sağlanırsa biz aday belirlemeye hazırız."

'Hedefimiz de yüzde 15'in üstüdür'

Toktaş'ın "Şuan oluşturduğunuz yapıyla kaç milletvekili hedefliyorsunuz" sorusunu Sancar şöyle yanıt verdi, "Hedefimiz şu parlamentoda öyle geniş bir demokrasi gücü ortaya çıksın ki hiç bir iktidar o güç hesaba katılmadan, herhangi bir şey yapamaz halde olsun. Yani şunu demek istiyoruz, çoğunluğun bizsiz sağlanamayacağı bir milletvekili sayısına ulaşalım. 600 milletvekili varsa çoğunluk ancak demokrasi ittifakıyla sağlansın. Oy oranı olarak hedefimiz de yüzde 15'in üstüdür. Biz yüzde 15'i kendimize baraj ve çıta olarak belirledik. "

Özel olarak anket yaptırmadıklarını ancak güvenlikleri anket şirketlerinden sonuçları aldıklarını belirten Sancar, "Kamuoyuyla anket paylaşan şirketler HDP'yi yüzde 11 ile 13 arasında sonuç gösteriyorlar. Güvendiğimiz anket şirketleri HDP'nin yüzde 15'in üzerine tırmandığını söylüyorlar" dedi.

Cumhurbaşkanlığı adayı hakkında gelen soruya "Bize sürekli aday soruyorsunuz ama üzerinde konuşmadığımız konu adaydır. Bizim için öncelikle ilkeler ve süreçler önemlidir. Müzakerelerde ilkelerimize uygun ortak aday olursa elbette ortak adaya açığız. Ancak olmazsa yine Demokrasi İttifakı olarak kendi adayımızı belirleme yoluna gideriz. " dedi.

Demirtaş'ın adaylığı'

Demirtaş'ın "Ben aday adayıyım" sözlerini de değerlendiren Sancar, Suat Toktaş'ın "Sizin bu konuda bilginiz var mıydı?" sorusunu da "Daha önce bu kadar açık ve net ifade ettiğini duymamıştım. Ama böyle bir isteği de dile getirmesini yadırganacak bir şey olarak görmüyorum" dedi.

'Muhalefet 'aday kim?' tuzağına çekiliyor'

Seçimin ikinci tura kalması durumunda HDP'nin tutumuna yönelik soruya Sancak, "Bunu konuşmak için erken. Önümüzdeki süreçlerde yaşanacak gelişmelere göre kurullar içinde yapılacak tartışmalarla tavrımızı ortaya koyarız. Aslında muhalefetin içine çekildiği bir tuzak görüyorum bunu. Sürekli bütün tartışmayı aday üzerine çekmeyi iktidar istiyor zaten. Buradan sürekli diğer muhalefet partilerine söz söylüyor. İsim ve aday odaklı bir tartışma yürütürseniz, bu çerçeve üzerinde sıkışıp kalmanız yüksektir. Biz de diyoruz ki topluma gerçek çözüm sunacak çalışmalar yapalım" dedi.

"20 yıllık iktidar dünya kadar birikmiş suç sicili"

"Bu iktidarın kendiliğinden durup dururken seçimi kaybetmesini beklemek büyük bir safdillik ve yanılgıdır" diyen Sancar sözlerini şöyle sürdürdü, "Yüzde 30'un üzerinde çıkıyor ve 20 yıllık bir iktidar. Birikmiş dünya kadar suç sicili. Üstelik yerleşmiş dünya kadar rant mekanizması var. Şimdi tüm bunları kolay kolay bırakır mı? Anketlere göre oyu da belli bir düzeyde duruyor. Şimdi buna bir de şu gücü ekleyin. Devletin imkanlarını kullanıyor. Bu kanunda Cumhurbaşkanı seçimde propaganda yasağından muaf tutuluyor. Bir partinin genel başkanı olarak meydanlarda dolaşacak. Tüm bunları hesaba kattığınızda bu iktidarın seçimle gönderilebilmesi için sizin güçlü bir çoğunluk yakalamanız gerekiyor. Yani yüzde 51 49 olmaz. Öyle bir hedef koymalısınız ki bu yüzde 60'lara yakın olmalıdır. Bunun içinde toplumun farklı kesimlerini ikna edecek bir hedef koymalısınız."

'HDP'nin kapatılma ihtimalini de çalışıyoruz'

HDP'ye açılan kapatma davasını hatırlatan Suat Toktaş, Sancar'a "Siz kapatılma ihtimalini görüyor musunuz?" sorusunu yöneltti. Sancar konuya ilişkin şunları söyledi, "Şimdi şöyle söyleyeyim normal şartlarda böyle bir davanın açılamıyor olması gerekiyordu. Yine normal şartlarda Anayasa Mahkemesi'nde kapatma kararına imza atmayacak üyelerin sayısının çoğunlukta olduğuna inanıyorum. Ancak iktidarın yargı üzerinde ve bütün kurumlar üzerinde nasıl etkisi ve hakimiyeti olduğunu biliyoruz. Çeşitli yöntemlerle istediği kararı çıkartacak bir güç var ortada. Açıkçası biz HDP'yi sonuna kadar savunmak istiyoruz. HDP'yi kapatmamak için her türlü mücadeleyi yürüteceğiz hukuki olarak. Ancak HDP'nin de kapatılabileceği ihtimalini de gözeterek hazırlıyoruz senaryolarımızı. Kapatma kararının çıkması halinde neler yapılacağının da çalışmış durumdayız.

'HDP büyük bir halk desteğine sahip'

Bütün gelişmeleri seçeneklere göre çalıştık hazırlıklarımızı yaptık ona göre de yürüyüşümüze de devam edeceğiz. Gelişmelere göre her birini kamuoyuna paylaşacağız. Ama şunu söyleyeyim. HDP büyük bir halk desteğine sahiptir ve seçmenimiz büyük bir kararlılıkla bize sahip çıkıyor. Bakın Nevruz 70 merkez de Türkiye'nin batısından kuzeyine doğusuna pek çok yerde kutlandı ve milyonlar aktı meydanlara. 2013'ten beri en kitlesel en kararlı Nevruzlar idi bunlar. Yani şunu demek istiyorum, bu halk gücünün bu inancı boşa bırakmak söz konusu olamaz. Bu halk inancını, gücünü, desteğini Türkiye'nin demokratik dönüşümünde en etkili şekilde kullanacak yolları mutlaka bulacağız.

'Demokrasi HDP'siz olmaz'

HDP kapatılsa da parlamentoya gireceğiz. Parlamentoya girmekle de kalmayacağız. Seçimlerin kaderini belirleme gücünü en etkili bir şekilde hayata geçireceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Hele bizim tabanımızın hiç şüphesi olmasın. Demokrasi güçlerinin de şüphesi olmasın. Biz sorumlu davranacağız. Demokrasinin ancak HDP'le geleceğine inanıyoruz. Bu desteği boşa çıkarmayacağız."

'Kobani davası intikam ve tasfiye kumpasıdır'

Toktaş'ın "İkinci Kobani soruşturmasını da bu çerçevede mi değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Sancar, "Bu operasyon doğrudan doğruya Kobani halkına yardımları hedef alan bir operasyon. Biliyorsunuz IŞİD şehri baştan aşağı yaktı geçti. O süreçte Kobani halkına dünyanın pek çok yerinden yardım gitti. O zaman bizim buradaki belediyelerimizde yardım etti, pek çok Sivil Toplum Kuruluşu da yardım etti. Şimdi yapılan operasyon tam da o yardımları hedef alıyor. Burada bir kumpas söz konusu. Her açıdan intikam ve tasfiye kumpasıdır bu dava. Bu sadece HDP üzerine yürütülen bir adaletsizlik değil, tüm ülkenin çürümesine giden sürecin en önemli ayağıdır" dedi.

Erdoğan 'Kürt açılımı' yaparsa HDP destek olur mu?

Toktaş'ın "Erdoğan sıkıştığı bir noktada yeniden Kürt açılımına gitmek isterse sizin desteğiniz olur mu?" sorusu üzerine Sancak şunları söyledi, "Bizim oradaki tavrımız çok açıktır. Kim hangi iktidar, Kürt sorununun müzakereyle çözümü konusunda adım atmak isterse buyursun atsın. Şimdi 2013 2015 arası bir süreç yaşandı. Bu süreçten dersler çıkarıldı. Bunun meclis odaklı olması gerektiğini söylüyoruz. Şeffaf olması gerektiğini söylüyoruz. Güvenceli olması gerektiğini söylüyoruz. Bunun dışında bir de güçlü bir toplumsal desteğe ihtiyaç vardır. Ayrıca bir açılımın sırf seçim için fırsatçı bir yaklaşımla ortaya atılmasının farkına varılmaması mümkün mü? Yani biz bunu görmez miyiz? Halkımız görmez mi? Evet buyursunlar şimdi çatışmalara son verecek Türkiye'de bu sorunun çözümüne yön verecek yolu açıyoruz desinler. Eğer samimilerse niyetleri varsa şimdi yapsınlar. Ama şimdi yapacaklarsa da bu dediğimiz çerçevede yapsınlar."