KKTC'de Ersin Tatar'la söyleşi: Hangi soruyu sorunca dışarı çıkarıldık?
Halil Falyalı’nın kardeşi Hüsnü Falyalı ile röportaja gitmeden bir gün önce KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a kişisel telefonundan ulaştım. Kıbrıs’a geleceğimi ve kendisiyle bir röportaj yapmak istediğimi belirttim. ‘Kıbrıs’a gelin de haberleşiriz’ yanıtını aldım. Kıbrıs uçağından iner inmez Tatar’ı tekrar aradım. Tatar röportaj talebimi kabul ederek öğlene doğru beklediğini söyledi. Randevu talebim kabul edilirken Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndan Tatar’a soracağım bir soru nedeniyle kovulacağım hiç aklıma gelmemişti. Şimdi o kısmı anlatacağım…
‘Dünya cayır cayır yanıyor, siz Kutlu Adalı’dan bahsediyorsunuz’
Randevu saatinde Lefkoşa’da bulunan Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaydım. Beni Cumhurbaşkanı Tatar’ın basın danışmanı Aydın Akkurt karşıladı. Röportaj öncesi benimle çay içen Akkurt soracağım soruların içeriğine ilişkin kendisini bilgilendirmemi istedi. Bazı konu başlıklarını kendisine aktardım. Kıbrıs’ta öldürülen gazeteci Kutlu Adalı cinayetine ilişkin yürütülen soruşturmada da son durumu Tatar’a sormak istediğimi belirtmem üzerine Akkurt aniden gerilerek, “Bu konuyu soramazsınız. İzin vermem. Dünya cayır cayır yanıyor, siz Kutlu Adalı’dan bahsediyorsunuz. Adalı’nın Uğur Mumcu gibi olduğu söyleniyor. Hayır değildi” dedi. Soracağım sorulara müdahale edemezsiniz diye yanıt verdim. Danışman Akkurt, “Başbakan gelecek. Cumhurbaşkanı’mızın vakti yok. 5 dakika da tüm sorularınızı sorun” dedi.
Bu gerilimli hava içerisinde Tatar’ın sekreteri tarafından çağrıldık. Röportajın yapıldığı odaya girerken çantam ve telefonum alındı. Tüm ısrarlarıma rağmen ses kaydı almama izin verilmeyeceği aktarıldı. Kalemim ve defterimle Tatar’ın odasına geçtim. Basın danışmanı da bu görüşme sırasında yanımızda bulundu.
Odadan çıkarıldım
Önceden alınan randevuya rağmen Tatar ile görüşme için sadece 5 dakika sürem olduğu söylendi. Anlaşılan soracağım soruların önüne süre kısıtlamasıyla geçilmek isteniyordu. Tatar’ın odasında 10 dakika kalabildim. Tatar’a Halil Falyalı cinayetine ilişkin sorduğum soru başta Cumhurbaşkanı Tatar’ı ve basın danışmanını öfkelendirdi. Tatar ayağa kalkarak bağıra bağıra soruma dair bir şeyler söylerken, basın danışmanı 'bu soruyu soramazsınız' diyerek kükrüyordu. Odadan hızlıca çıkarıldım. Basın danışmanı Akkurt eşyalarımı alarak Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı terk etmemi söyledi. Bununla da yetinmedi, "Siz gazeteci değil tetikçiniz… Buraya gelme amacınız belli oldu” dedi. İşte 10 dakika içerisinde nefes almadan yazdığım, hoşlanmadıkları bir soruyu sorduğum için tetikçilikle suçlandığım röportajın tamamı…
Öncelikle dünya gündeminden başlayalım… Rusya'ya yönelik yaptırımlar nedeniyle gaz alternatifi arayışlar Doğu Akdeniz'de gerilimi artırır mı? Böyle bir gerilim Rum Kesimi ile olan parsel tartışmalarını nasıl etkiler?
Bu durum Akdeniz’deki gerilimi asla arttırmaz aksine azaltabilir çünkü aklın yolu birdir. Akdeniz’deki ülkelerde doğalgaz var. Bu gazın Avrupa’ya aktarılması Rum kesimi içinde bir kazanım olacak çünkü onlarda kazanacak. Aklın yolu birdir. Bu durum Kıbrıs’ın da statüsünü de yükseltecek. Ayrıca Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov geçtiğimiz günlerde yaptığı bir konuşmasında Kıbrıs’ta bahsetti. KKTC’nin tek taraflı olarak ilan edildiğini söyledi. Bu önemli bir açıklamaydı. Bu durum bize statü kazandırmıştır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, ‘Kıbrıs’ta yeni bir müzakere süreci olacaksa bu ancak iki eşit ve egemen devlet arasında yapılabilir’ sözlerinin ardından Rum kesimi ile bu konuda nasıl bir ilerleme kaydedildi. Rum kesimi ile son temaslar ne zaman yaşandı ve neler görüşüldü? İki devletli çözümden kasıt iki konfederal devlet mi yoksa birbirinden bağımsız devlet midir?
Sürekli görüşüyoruz. Avrupa Birliği ile Rumlar ile. Tabii ki onlar federal bir devlet olmamızı istiyorlar. Bunu asla kabul etmeyiz. Kabul etmemiz mümkün değildir. Bunu kabul etmemiz Türkiye’nin buradan çekip gitmesi demek. Türkiye Cumhuriyeti’ni Kıbrıs’ta bitirmek istiyorlar. Bu durumda Türkiye Akdeniz’deki haklarını kaybeder. Kıbrıs bir Yunan adası olur. Türkiye buna müsaade etmez.
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgali devam ediyor. KKTC Cumhurbaşkanı olarak bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bizim tek isteğimiz bir an önce barışın sağlanması. Buna ilişkin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Antalya Diplomasi Forumu kapsamında Ukraynalı ve Rus mevkidaşlarıyla bir araya geldi. Bu buluşma çok önemliydi. Prestij ve itibar kazandık. Bu savaşta tarafsızlığımızı korumayı başardık. Türkiye şu an bölgedeki lider konumunda.
Kıbrıs’ın şu an en büyük sorunu ne?
En büyük sorumunuz ekonomi. Pandemi sürecinin çok olumsuz etkileri oldu. Turizm eski boyutlarda değil. Petrol, elektrik, doğalgaz olağan üstü arttı. Bu süreçten bütün dünya nasibini aldı. Halk geçinemez durumda. Onlara sabredin diyoruz. Öğrencilerin Kıbrıs’a dönmesi süreci etkileyecektir.
Sürem çok azaldı. Son iki soru sormak istiyorum. Halil Falyalı ile çok sayıda fotoğrafınız ortada. Şu an bu koltukta oturmanızda Halil Falyalı’nın etkisi var mı? (Bu soruyu sormam üzerine Ersin Tatar ayağa kalktı ve bağırarak söylenmeye başladı.)
Yalan, dolan kim söylüyor bunu. Hakkımızda kötü propaganda yapıyorlar. Güney Kıbrıs’ta Rus mafyası cirit atıyor. Güney Kıbrıs’ın Cumhurbaşkanı kara para aklıyor. Tüm pis işlerin içerisinde. Siz bunu soramazsınız…