Kızıldere Katliamı’nın 50’nci yılı

Kızıldere Katliamı’nın 50’nci yılı
68 Kuşağı devrimci önderlerinin, Tokat Niksar’daki Kızıldere köyünde kerpiç evde, 30 Mart 1972’de katledilmelerinin üzerinden 50 yıl geçti. Kızıldere Katliamı’nda yitirilenler, bugün başta mezarları başında olmak üzere ülke genelinde anılacak.

Türkiye devrimci hareketinin önderlerinden Mahir Çayan ve 9 yoldaşı 50 yıl önce bugün Kızıldere’de katledildi.

Ankara Üniversitesi Cebeci Yerleşkesi'nde, Mahir Çayan ve yoldaşlarını, Kızıldere katledilmelerinin 50'nci yılında anmak isteyen öğrenciler, özel güvenlik görevlileri ve bir grup ülkücü tarafından engellenmeye çalışıldı.

Okulda bıçaklı görüntüleri ortaya çıkan M.K.’nin de aralarında bulunduğu ülkücüler, öğrencileri, "Göndereceğiz sizi bu okuldan, teröristsiniz" diyerek tehdit etti.

ankara.jpg
Güvenlik görevlileri bazı öğrencileri kollarından tutarak sürüklemek istedi.
Saldırıya uğrayan öğrenciler "Kızıldere son değil, mücadele sürüyor" sloganları atarken diğer grup tehdit ve hakaretlerde bulundu. Grupların birbirinden uzaklaşmasıyla olay sona erdi.

Ne olmuştu?

Türkiye Halk Kurtuluş Parti Cephesi (THKP-C) ve Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) önderleri Mahir Çayan, Hüdai Arıkan, Cihan Alptekin, Ertan Saruhan, Ahmet Atasoy, Sinan Kazım Özüdoğru, Sabahattin Kurt, Ömer Ayna, Nihat Yılmaz ve Saffet Alp… 10 devrimci o günlerde Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan için çıkarılan idam kararlarını engellemek için birisi Kanadalı, ikisi İngiliz üç teknisyeni kaçırırlar. 26 Mart günü gerçekleştirilen bu eylem ertesi gün İçişleri Bakanlığı’nca duyurulur.

10 devrimci ve katliamdan sağ kurtulan tek kişi olan Ertuğrul Kürkçü yanlarındaki teknisyenlerle birlikte Kızıldere köyü muhtarının evine sığınır. 29 Mart günü İçişleri Bakanı Ferit Kubat, Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanı General Vehbi Parlar, Samsun Jandarma Bölge Komutanı Albay Celal Durukan 29 Mart günü Kızıldere köyüne gider. Muhtarın evi komandolar tarafından kuşatılır. “Teslim olun!” çağrılarına karşı Çayan ve arkadaşları, “Teslim olmayacağız!” yanıtını verir. Köyü saran askeri birliğin komutanının, “İngilizlerin orada olduğuna inanmıyoruz” diye bağırması üzerine bir Kanadalı ve iki İngiliz pencereden gösterilir. Üç kişi evin çatısına çıkar. Mahir Çayan, Ertuğrul Kürkçü ve Saffet Alp… O sırada komandolar ateş etmeye başlar. Daha sonra ev büyük bir gürültüyle sarsılır. Ardından peş peşe havan mermileri atılır. Katliamdan sadece Ertuğrul Kürkçü sağ olarak kurtulur. 10 devrimci ve 3 teknisyen hayatını kaybetmiştir.

Kızıldere Katliamı devrimci önderlerin katledilmesi nedeniyle başta politik bir yenilgiymiş gibi algılandı. Ancak daha sonra yüz binlerce, milyonlarca genç, işçi ve köylü 10’ların yolundan yürüdü ve yürümeye devam ediyor.

mahir.jpg

On'lara ihtiyacımız var

Cihan Alptekin’in kardeşi Muzaffer Alptekin, Kızıldere’deki devrimci dayanışmaya dikkat çekiyor. “Önemli olan şu; On’lar bugün aslında çok fazla ihtiyaç duyduğumuz devrimci dayanışmanın yıldızı, örneği, öncüsü oldular” diyen Alptekin, bunun bugün için çok önemli bir ders olduğunun da altını çiziyor.

Alptekin, şunları dile getiriyor: “Bu aslında bize bugün için iyi bir derstir. Cihan’ın söylediği, ‘Bir devrimcinin görevi faşizmin zindanlarından kaçmaktır’ ifadesiyle başlayan bir süreç. Mahir’in söylediği ‘Bir ülke faşizmin kuşatması altındaysa bütün güçler birleşmelidir.’ Kızıldere’den çok fazla ders çıkartılır. 68, 71, 72… Bugün biraz nefes alabiliyorsak onların sayesindedir. On’lara borcumuz var. O mücadeleyi bugün bağımsızlık, özgürlük, direnmek, teslim olmamak diye anlamlandırabiliriz. Aradan 50 yıl geçmesine rağmen Türkiye halkı devrimcilerini unutmadı, unutmuyor.”