Kılıçdaroğlu: "Ben Kendimi Dersimlinin Vicdanına Teslim Ediyorum."

Kılıçdaroğlu:  "Ben Kendimi Dersimlinin Vicdanına Teslim Ediyorum."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu memleketi Tunceli'de halka hitap etti.CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: "Ben kendimi Dersimlinin vicdanına teslim ediyorum."CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bir Tuncelilinin...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu memleketi Tunceli'de halka hitap etti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: "Ben kendimi Dersimlinin vicdanına teslim ediyorum."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bir Tuncelilinin başbakan olması barışın güvencesidir, bir Dersimlinin başbakan olması Ortadoğu’ya barışın getirilmesi demektir, sadece bu bölgeye değil Türkiye’ye huzurun gelmesi demektir” dedi.

Kılıçdaroğlu memleketi Tunceli’de miting düzenledi. Gazetemiz Gerçek Gündem'in Genel Yayın Yönetmeni ve İstanbul 1. Bölge Milletvekili Adayı Barış Yarkadaş da Tunceli'de Kılıçdaroğlu'nu eşlik eden kalabalık CHP'li grubun içinde yer alıyor. Kürsüye, “125. mitingini baba ocağı Dersim’de gerçekleştiriyor” şeklinde anons edilerek çağrılan Kılıçdaroğlu, “Sizinle beraber olmaktan, baba ocağında olmaktan onur ve gurur duyuyorum” dedi. Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:

-“ALLAH’IN İZNİYLE TÜRKİYE BİR DERSİMLİYİ BAŞBAKAN OLARAK GÖRECEK”-

“Dersimli olmanın ayrıcalıkları vardır. Dersimli olmak demek özgürlükten, barıştan, kadın erkek eşitliğinden yana olmak demektir. Dersimli olmak demek ‘incinsen de incitme’ demektir. Bu toprakların çocuğu olmaktan her zaman onur duydum. Allah’ın izniyle bir Dersimliyi Başbakan olarak görecektir Türkiye. Hiç kimseyi ötekileştirmeyen, göz ardı etmeyen, 77 milyonu kucaklayan, hiç kimsenin kimliğini, yaşam tarzını, inancını sorgulamayan bir anlayışın, bir geleneğin sonucu olarak inşallah Dersimli Kemal Başbakan olacaktır.

-“ÇEKTİĞİNİZ ACILARI UNUTMUŞ DEĞİLİZ”-

Sizin çektiğiniz acıları biliyorum. Zorunlu göç sonrası çekilen mağduriyetleri biliyorum. Bütün bunları asla unutmuş değiliz. Sizin haklarınızın teslim edilmesi için sadece bir parti, CHP kanun teklifi vermiş ve arkasında kapı gibi durmuştur. İnşallah göreceksiniz, CHP iktidarında, Kılıçdaroğlu’nun başbakanlığında özgür, güzel, mutlu, demokrasisi gelişmiş bir Türkiye’yi el birliğiyle kuracağız. Hiçbir ayrım yapmadan, Doğu-Batı, Kuzey-Güney demeden bu ülkeye barışı getireceğim. Size şu sözü veriyorum, Türkiye’de barışın, demokrasinin güvencesi biziz. Türkiye’yi Ortadoğu’ya barışı getireceğim. ‘Yurtta Barış, Dünyada Barış’ diyeceğim.

-“BU TOPRAKLARDA YETİŞENLER 72 MİLLETE AYNI GÖZLE BAKARLAR”-

Tunceli evliyalar diyarıdır. Bu topraklar bereketli topraklardır. Bu topraklarda yetişenler 72 millete aynı gözle bakarlar. Bu topraklar özgürlüğün, huzurun, barışın, kardeşliğin topraklarıdır. Bu topraklar dünyaya barışı getirecek olan topraklardır. Bir Tuncelilinin başbakan olması barışın güvencesidir, bir Dersimlinin başbakan olması Ortadoğu’ya barışın getirilmesi demektir, sadece bu bölgeye değil Türkiye’ye huzurun gelmesi demektir.

-“HER ZAMAN, HER YERDE ‘YAŞASIN CUMHURİYET’ DEDİM”-

Anadolu’nun kuş uçmaz kervan göçmez bir köyünde doğdum. Bu topraklarda doğdum. Ama cumhuriyete, öğretmenlerime minnet borçluyum. Ankara’ya İstanbul’a gittim, Türkiye’nin 81 iline gittim ve her zaman, her yerde, her ortamda ‘Yaşasın cumhuriyet’ dedim ve diyeceğim de.

-“YÜREĞİMDE UHDEDİR”-

İşsizliğin temel bir sorun olduğunu biliyorum. 81 ilde nereye gitsem bir Tuncelili kardeşim geliyor, iş istiyor. O zaman ciddi bir sorunumuz var. Ankara’da oturan beyler Tunceli’yi, buradaki işsizliği görmüyorlar, yandaşlarını düşünüyorlar. Ankara’da oturan beyler sizin çocuklarınızı değil kendi çocuklarını düşünüyorlar.

Kılıçdaroğlu sözü, benim başbakanlığımda işsizlik sorununu Tunceli’de sıfırlayacağım. Yine konvoy halinde itiraz edecekler, ‘nasıl sıfırlayacaksın’ diye. Tunceli’nin nüfusu nedir ki zaten? İşsiz olan 5-10 bin gencimizin 77 milyon nüfus içinde nesi var Allah aşkına. Yıllar yılı, 13 yıldır dışladınız.

Size acı bir olay anlatayım. Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliği yaptığım sırada, Adalet Bakanlığı hakim ve savcı sınavı açıyordu. Girdiği 3 sınavda liste birincisi, Tuncelili genç bir çocuk. 3 sınavda da bu çocuğu elediler, almadılar. Niçin, Tuncelili olduğu için. İtiraz ettik, ‘bu çocuğun günahı nedir’ dedik. Sınavda sınav, kazanmaksa kazanmak, birinci bu çocuk. Danıştay, ‘sözlü sınavlarda kamera olacak’ diye karar aldı. Ama bir kanun çıkardılar, ‘sözlü sınavlara kamera konmaz’ diye ve o çocuk hakim olamadı, savcı olamadı. Yüreğimde uhdedir. Böyle bir adaletsizliğe asla ve asla izin vermeyeceğim. Böyle bir adaletsizliği sadece Tuncelili olduğu için değil 81 ilden hiçbir gencimizi yapmayacağız. Bütün gençleri kucaklayacağım, bütün gençlere yaşanacak bir Türkiye vereceğim.”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Dersim’den bütün Türkiye duysun. 12 Eylül darbe hukukunu değiştireceğiz. Sözüm söz siyasette barajları kaldıracağız” dedi.

Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu memleketi Tunceli’de miting düzenledi. En büyük derdin işsizlik ve yoksulluk olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, devamla şöyle konuştu:

6 milyon 250 bin işsiz, 17 milyon yoksul var. “Çocuklarımız KPSS’ye girer, başarılı olurlar, beklerler ‘ne zaman sıra bize gelecek’ diye. Ama Ankara’da oturan beylerin çocukları hiçbir sınava girmeden otomatikman devlet memuru olurlar. Sözüm söz, bu düzeni yıkacağım, bu düzeni değiştireceğim. Munzur’u bütün Türkiye bilir, dünya bilir. Munzur’un vadisine HES’ler, barajlar yaptırmayacağız. Sözüm söz Tunceli’nin doğasına asla ve asla kimsenin ihanet etmesine izin vermeyeceğiz. Bu güzel doğa bu ülkenindir, bir dünya mirasıdır. Bu mirasta asla ve asla barajlara izin vermeyeceğiz. Munzur özgür akacak.

-“YÜZDE 10 BARAJI DARBE HUKUKUNUN SONUCUDUR”-

Tabi barajlara izin vermeyeceğiz bir de siyasi barajlara da izin vermeyeceğiz. 12 Eylül darbe hukukunu değiştireceğiz. Dersim’den bütün Türkiye duysun. Gençlerin üzerindeki baskıları kaldıracağız, düşünce özgürlüğünün önünü açacağız. Sözüm söz siyasette de barajları kaldıracağız. Yüzde 10 barajı darbe hukukunun sonucudur. Açık çağrı yaptım, ‘Gelin kardeşim yüzde 10 seçim barajını kaldıralım’ dedim. ‘Siz samimi değilsiniz’ dediler. Arkadaşlarıma talimat verdim, yüzde 10’luk barajı kaldıran kanun teklifini verdiler. Yüzde 7, yüzde 5, istiyorsanız 0, hiç gocunmam. Milletin iradesinin aynen parlamentoya yansımasını isterim. Parlamentoda barajın kalkması için açık çağrı yapan parti biziz, ‘gelin ilk seçimleri barajsız yapalım’ diyen biziz.

-“DERSİMLİ BASKIYA GÖĞÜS GERER VE ASLA YILMAZ”-

Biz demokrasiden, insan haklarından, alın terinden, emekten, özgürlükten, kardeşlikten, barıştan yanayız. Her yerde özgürlüğü, demokrasiyi savundum, baskıya, şiddete karşı çıktım. Baskının olduğu yerde özgürlüğün ve demokrasinin olamayacağını söyledim. Sizin üzerinizde de baskılar olabilir, iktidarın baskısı olabilir. Baskıdan yılmayacağız. Hele hele Dersimli baskıya göğüs gerer ve asla yılmaz.

-“CHP’NİN SEÇİM BİLDİRGESİ BÜTÜN PARTİLERE ÖRNEK OLMUŞTUR, TAKLİT EDİLMİŞTİR”-

Seçim bildirgemiz emekten, halktan, refahın hakça bölüşülmesinden yanadır. Asgari ücreti bin 1500 TL yapacağız. İstediğiniz yere gidin, istediğiniz şikayeti yapın, sözüm söz. Onlar her türlü baskıyı yapıyorlar. Refahı tabana yayacağım, kararlıyım. 17 milyon, 13 yılda yarattıkları yoksul sayısı. Bu güzel ülkede yoksulluğu tarihe gömeceğim. Taşeron işçiliği de bitireceğim. ‘CHP proje üretemez’ diye bizi eleştirirlerdi. Açık ne net söylüyorum, CHP’nin seçim bildirgesi bütün partilere örnek olmuştur. Bizim seçim bildirgelerimiz diğer partiler tarafından taklit edilmiştir. Türkiye zengin bir ülkedir. Türkiye kaynaklarını hakça bölüşmek zorundadır.

-“YIKACAĞIZ O DUVARLARI, ÖZGÜR BİR TÜRKİYE’Yİ KURACAĞIZ”-

Bugün Nazım Hikmet’in ölüm yıldönümü. Nazım Hikmet, bir dünya şairi. Nazım Hikmet, büyük acılar çeken bir ozanımız, onunla her zaman gurur duyduk. Allah rahmet eylesin. O diyor ya, ‘Bu duvarlar bize vız gelir’ diyor. Hiç kimse endişe etmesin, Ankara’da oturan beyler istedikleri kadar duvar örsünler bu duvarların tamamı bize vız gelecek. Yıkacağız o duvarları, özgür bir Türkiye’yi kuracağız.

Buraya gelirken, ‘gelin bize oy verin’ diye bir talepte bulunmayacağım. Böyle bir talebi de doğru bulmuyorum. Sizden bir şeyi düşünmenizi istiyorum. Türkiye’nin içinde bulunduğu bataktan, baskıcı yönetimden, gençlerin ensesinde boza pişiren bir yapıdan kurtulması lazım.

-“KENDİMİ DERSİMLİNİN VİCDANINA TESLİM EDİYORUM”-

Dersim’in anneleri, sizin ne kadar acılar çektiğinizi biliyorum. Anneler çocuğunuz işsizse, ‘evimizde huzur yok’ diyorsunuz. Ben bu toprakların çocuğuyum, açlık, yoksulluk, işsizlik nedir bilirim. Ankara’da oturan beyler bunları bilmezler. Onlar halkı unuttular, onlar saraylarında yaşıyorlar. Ben sizi savunuyorum onlar itiraz ediyorlar, ‘Emekliye iki maaş vereceğim’ diyorum itiraz ediyorlar, ‘17 milyon yoksulluğu 4 yıl içinde bitireceğim’ diyorum itiraz ediyorlar.

Bu topraklar bana şunu öğretti, babamın vasiyetiydi, ‘oğlum sen doğru dur, eğri belasını bulur.’ Doğru, dik, onurlu duruyoruz. Hiçbir ayrım yapmadan insan için çalışıyoruz. Onlar toplumu bölüyorlar, ayrıştırıyorlar, etnik kimlik, inanç siyaseti, yaşam tarzı siyaseti yapıyorlar. Ben yapmıyorum. Ben incinsen de incitme diyen bir gelenekten geliyorum. Alın terine, çalışana, üretene değer vereceğiz.

İşin özeti şu, ne düşünüyorsunuz Dersimli diye sorarsanız bana; Dersim’in bir vicdanı vardır, Dersimlinin bir uygarlık arayışı, insan sevgisi vardır. Ben kendimi Dersimlinin vicdanına teslim ediyorum.

-“NE SÖYLEDİKLERİNİ ŞAŞIRIYORLAR”-

Sevgili anneler, O Ankara’da oturan beylerden birisi dün annelere bir şey söylemiş. Ne derse desin, bozuldular, bozguna uğradılar. Seçim bildirgesin açıkladık, bozguna uğradılar. Ne söylediklerini şaşırıyorlar. Tuvalet temizlemekten söz ediyorlar. Tuvaleti temizleyen insan insan değil mi Allah aşkına? Hırsızlık yapmıyor o, alın teriyle kazanıyor. Onu bile bilmiyorlar. Tuvalet temizleyip çoluk çocuğunun rızkını kazanan, alın teri döken o insanların hepsinin gözlerinden öpüyorum. Siz çalışın, yürekli olun, namuslu olun. Haramilerin iktidarını inşallah el birliğiyle, gönül birliğiyle yıkacağız.

-“BÖLÜCÜLÜK YAPMAYACAĞIM”-

Bana en çok gelen telefonlardan birisi de, Tunceli’de bir hasta varsa beni de ararlar, sahip çıkalım diye. Sahip çıkacağız tabi ama asıl olan hastanın burada tedavi edilmesi, bir hastanenin burada yapılması. Asıl olan bulunduğumuz yerde hastamıza bakabilmemizdir. Ben bunu yaratacağım. Dersimli Kemal’in başbakanlığında Dersim’i bölgenin, Türkiye’nin yıldızı yapacağım. Ülkem için çalışacağım, çocuklarımız için çalışacağım, hiçbir ayrım yapmayacağım. Bölücülük yapmayacağım. Benim kitabımda bölücülük yoktur. İnsan sorunu varsa, o sorunu çözeceğim.”