Kağıt toplayıcıları: Çekçeğimize dokunmasınlar
Karataş Ailesi'nin erkekleri, Ümraniye KADOSAN'da yaşıyor ve çalışıyor. Hepsi birbirinin kuzeni ya da kardeşi. Üst üste koydukları konteynerlerin içerisinde aynı aileden toplam 19 kişi yaşıyor. Aile üyeleri konteynerin içinde elektrikli ısıtıcı ile ısınmaya çalışıyor.
Zınaro, Şigroz, Murat, Cebrail, Bahattin, Selahattin, Zafer, Halit, Eyüp, Yakup, Hakan, Bahattin, Mazlum, Celal, Mehmet, Bayram, İsa, Osman ve Cihan...
Sabah erkenden kalkıp çekçeklerini sırtlıyorlar, sokaklara dağılıp çöplerden plastik ve kağıt topluyorlar. Ancak son yaşanan gelişmelerden sonra işe çıkamaz hale geldiler.
Ailenin İstanbul'daki en büyüğü 52 yaşındaki Eyüp Karataş, en küçüğü ise 11 yaşındaki Murat. Ekonomik yetersizlikler nedeniyle okula gidemiyor, o da çalışıyor.
'Köydekiler elimize bakıyor'
Selahattin Karataş, kağıt toplayarak Şanlıurfa Siverek Söylemez köyündeki yakınlarının geçimini sağladıklarını söylüyor.
Memleketlerinde iş bulamadıklarından İstanbul'a çalışmak için geldiklerini anlatan Selahattin Karataş, 'Ailelerimizi doyurmak için bu işe mecburuz, bütün köy bizim elimize bakıyor' dedi.
Zınaro Karataş ise, '5-6 ayda bir sıra sıra memlekete gidiyoruz. 20 gün kalıp ailelerimizle vakit geçirip, para bırakıp dönüyoruz' dedi.
'Alın terimizle ekmeğimizi kazanmanın peşindeyiz'
Son yaşanan gelişmeler sonrası yaklaşık bir haftadır işe çıkamadıklarını ve çok zorlandıklarını aktaran aile, baskı görmek istemediklerini, yalnızca 'hayat kavga'larını verdiklerini anlattı.
'Kara kara düşünüyoruz' diyen Karataş ailesi, sokağa çıktıkları zaman belediyelerin zabıta aracılığıyla kendilerini engellediklerini ve çekçeklerine el koyulduğunu belirtti. Hayatlarını kazanmak için çalıştıklarını söyleyen geri dönüşüm işçileri, 'Neden bizim kağıdımıza, plastiğimize el atıyorsun?' diye isyan etti.
Karataş ailesinin erkekleri ayrıca, 'Biz bu işi yapmazsak ne yapalım hırsızlık mı yapalım? Alın terimizle ekmeğimizi kazanmanın peşindeyiz' demekte.
'Çekçeğimize dokunmasınlar'
'Son olaylardan sonra, 2-3 gündür iş yapamıyoruz. Biz bu konteynerlerde hem çalışıp hem yaşıyoruz. Çekçeğimize dokunmasınlar, çalışalım' diyen Selahattin Karataş, topladıkları ve geri dönüşüme sattıkları mallar sayesinde milyonlarca ağacı kurtardıklarını ve doğayı koruduklarını söylüyor.
Lokanta ve marketlere atıkları almak için gittikleri zaman zabıta tarafından engellendiklerini ve çekçeklerine el konulduğunu aktaran işçiler, 'Çekçeklerimizi vermek istemediğimiz zaman dayak yiyoruz, bizi dövüyorlar' diyorlar.
'Evime nasıl ekmek götüreceğim?'
Polisin, valiliğin ve belediyelerin kendilerine karşı tutumu yüzünden üzgün kızgın ve dargın olduklarını söyleyen Selahattin Karataş, 'Cebimde para yok, 1 hafta 10 gündür çalışamıyorum. Evime nasıl ekmek götüreceğim?' dedi.
'Oy verdik, gel bize yardımcı ol'
2018 yılında AKP Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Kasım Gülpınar'ın, işçilerin hem yaşayıp hem çalıştıkları KADOSAN'a gelerek Siverek'teki belediye seçimleri için oy istediğini belirten Selahattin Karataş şöyle konuştu:
"Gel bize yardımcı ol milletvekilim. Bizi savun, milletini savun. Biz seni görelim burada. Hurdacıların, plastikçilerin, çekçekçilerin içinde görelim. Neden yoksun? Sen neredesin? 2018'de biz senin hatrın için Siverek Belediye başkanına oy verdik"
4 Ekim'de gerçekleşen polis müdahalesi sırasında gözaltına alınan 3 işçinin tutuklanmasını 'haksızlık' olduğunu belirten Zafer Karataş, "Adamlar alın terini, emeğini savunduğu için hapse gidiyor. Böyle bir şey olabilir mi? Alın terimizi savunuyoruz" dedi.
Ne olmuştu?
Pazartesi günü Ümraniye Kadosan'a giden polis ekipleri işçilerin mallarına el koymak istedi. Mallarını vermek istemeyen işçilere polis plastik mermi, gaz bombası ve TOMA'larla müdahale etti. Çıkan olaylar sonrası 3 işçi tutuklandı. İşçiler, dün bir basın toplantısı düzenleyerek tepkilerini dile getirdi.
Ümraniye'deki kağıt toplayıcıları anlattı: 'Malımızı gasp ediyorlar'
Çevik kuvvet atık depolarını bastı: 'Yediğimiz ekmeğe bile göz dikmiş durumdalar'
Atık kağıt işçileri: Kadosan'a gelmemizi Ümraniye Belediyesi istedi