İlhan Şeşen: Belki intihar etmem ama sokak çalgıcılığına başlayabilirim
Şarkıcı İlhan Şeşen, koronavirüs salgınının müzik sektörüne etkilerini değerlendirdi. Posta gazetesinden Alev Gürsoy Cimin'e konuşan Şeşen, "Vallahi çok ağır geçti. Ben yine az çok geçmişte para kazanan bir adam olarak onu yedim. Ama şimdi çok zor durumdayım. Bu durum üç-dört ay daha sürerse belki intihar etmem ama sokak çalgıcılığına başlayacağım. Mecburum buna" dedi.
Şeşen, Cimin'in "Gerçekten mi?" şeklindeki sorusu üzerine "Evet. Açlıktan ölelim mi? Konserler, festivaller yok; müzik yapılan hiçbir mekan açılmazsa ne yapacağım? Benim yapabildiğim bir tek müzik var, dolayısıyla çıkacağım sokağa ve çalgıcılık yapacağım. Benim öyle komplekslerim yoktur. Ev geçindirmek zorundayım" ifadesini kullandı.
Sokak çalgıcılığının müzisyenliğin son mertebesi olduğunu belirten Şeşen, "Hırsızlık, arsızlık yapmıyoruz, müzik yapıyoruz. Sokak çalgıcılığı çok şerefli bir mertebe. Hiç yüksünmüyorum. Sağlığım elverirse sokağa ineceğim çalmaya" diye konuştu.
'Dayanma gücüm azaldı, açlıktan öleyim mi?'
Şeşen, "Hangi semti düşünüyorsunuz?" sorusuna "Bodrum olabilir. Bir sokak köşesinde oturacağım, çalacağım. İsteyen kolluk kuvveti gelsin kaldırsın, ben de giderim bu sefer öbür tarafta çalarım. Sokakta çalmak bir suç değil. Çalacağım yani çarem yok, ne yapayım? Dayanma gücüm azaldı. Açlıktan öleyim mi? Her şey dijitale geçmiş, albüm yapsan satmaz, tıklanmalar bir garip, yani bizi kim anlayacak? MESAM’dan üç kuruş para gelirse onu harcıyoruz, o da çok cüzi" yanıtını verdi.
Cimin'in yönelttiği diğer bazı sorular ve Şeşen'in bunlara verdiği yanıtlar şöyle:
- Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Müzik yasağını saat 00.00’a çekiyoruz; kusura bakmasınlar, gece kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok' demişti. Sizce bu düzenlemede haklılık payı var mı?
Meseleye objektif bakınca işin başka yönleri de var. Mesela yolda yürüyemiyorsunuz çünkü her mekan kendi müziğini sonuna kadar açmış, büyük bir kakofoni halindeler, korkunç bir gürültü kirliliği var. Müzikten başka her şeye benziyor. Müzik değil resmen gürültü.
- Sadece Bodrum için geçerli değil bu karar ama…
Ben bu kararı savunmak, aklamak derdinde değilim. 'Tayyip Erdoğan’ın verdiği kararın yanındayım' demiyorum. Ben müzikteki gürültü kirliliğinden bahsediyorum, karar yanlış ama bazı yerlerin o kadar cılkı çıkmış ki… Herkes de bu gürültüyü kaldırmak zorunda değil. Mesela ben Bodrum’a gittiğimde her yerden ayrı bir müzik sesi gelmesinden ve yolda o kakafoni eşliğinde yürüyememekten şikayetçiydim. Saçma sapan müzikler ve volümü açık! Alınan karar bir musibettir ama bir musibet bin nasihatten iyidir. Belki bu karar her iki tarafa da nasihat olur da müzikteki bu kirliliği en aza indirirler.
- Genelde çok eleştiri yapan biri misiniz?
Ben yaratılan hiçbir korku ikliminden korkmam çünkü ben doğruları söylerim. Pandemi sürecinde ben hükümeti sizce neden eleştireyim? Sonuçta bir virüs söz konusu ve bu sadece bizim değil dünyanın sorunu. Virüsü bu iktidar yaratmadı. Virüsten bağımsız konuşursak; bu hükümetin onayladığım pek çok icraatı olduğu gibi onaylamadığım tarafları da çok.
- Onayladıklarınız neler?
Sağlık sistemi çok kötüydü, düzelttiler. Eskiden SSK hastanelerinde yılan gibi kuyruklar olurdu ve girmezdiniz hastaneye. Muayene olmak ölümden beterdi. Sağlık sistemi şimdi iyi. Yollar yaptılar. Bu yollar lazım mıydı bilemiyorum ama ben arabama atlayıp gittiğim zaman rahat ediyorum, rahat ediyorsam doğru demektir. Ama pandemi süreci için eleştirmem çünkü çok zor bir dönem.
Halk TV, yok sayılan müzisyenlerin yanında
Erdoğan’ın 'müzik' açıklaması AKP'de nasıl tartışılıyor?