Güllü'nün kardeşlerinden yeğenleri hakkında suç duyurusu!
Ünlü sanatçı Güllü’nün ölümü sevenleri derin bir yasa boğmuştu. Şarkıcının ölümüne ilişkin soruşturma devam ederken Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter, “kasten öldürme” suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
KARDEŞLERİ SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU!
Sabah'tan Abdurrahman Şimşek'in haberine göre, Güllü'nün kardeşleri Kader Tut ve Raşit Günyer, sanatçıyı miras için öldürdükleri iddiasıyla Güllü’nün çocukları Tuğberk Yağız Gülter ve Tuğyan Ülkem Gülter ile eski eşi Gürol Gülter hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Yapılan şikayette, Güllü’nün ölümünden 4 gün sonra Bireysel Emeklilik Sistemi'ndeki parasının çocukları tarafından çekildiği ve hayat sigortasındaki paranın da alınması için başvuru yapıldığı ifade edildi.

SAVCILIK SİGORTA ŞİRKETLERİNE YAZI GÖNDERDİ
Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı, Güllü'nün hayat sigortasının bulunup bulunmadığının tespiti için sigorta şirketlerine yazı gönderdi.
CNN Türk muhabiri Merve Tokaz'ın aktardığına göre sigorta şirketleri, savcılığın yazısına verdiği yanıtta, "Yazınız gereği şirketimiz kayıtlı tetkik edilmiş olup Gül Tutun vefat tarihini kapsar şekilde hayat sigortası poliçesinin bulunmadığı" ifadeleri yer aldı. Sigorta şirketinin gönderdiği yazıda Güllü'nün yalnızca Bireysel Emeklilik Sistemi'nde kaydı olduğu ortaya çıktı. Güllü'nün BES'te olan parasının miktarının ise yalnızca 885 TL olduğu kaydedildi.
GÜLLÜ’NÜN OĞLU İFADE VERDİ!
Savcılık, Güllü'nün oğlu Tuğberk Yağız Gülter'i ifadeye çağırdı. Gülter, 5 saat süren ifadesinin ardından "Gerekli açıklamalarımı yaptım, bildiklerimi anlattım. Bundan sonraki açıklamaları avukatlar yapacaktır" ifadelerini kullandı.
Tuğberk Yağız Gülter, verdiği ifadede “Gece saatinde beni ablam aradı, çığlık atarak ‘Yağız koş, annem düştü, annem öldü diyorlar, koş.’ dedi. Ben telefonu kapattım. Manevi babam Emrah Erkut'u aradım, beni al dedim. O bana ‘Buraya gel birlikte gidelim, sakin ol, bu haberi kimden aldın’ dedi. Sonra ‘Allah büyüktür’ dedi. Ben araçla yanımda nişanlım Sena ile birlikte manevi babam Emrah Erkut'un evine aracımla gitmeye çalıştım, yolda kayboldum. Daha sonrasında alt katımızda oturan Murat isimli komşumuzu aradım. Olayı sordum. Annemin hayatta olup olmadığını sordum. Murat abi bana ‘buraya gelmen lazım’ oğlum dedi. Sonra tekrar sorduğumda başın sağ olsun dedi” ifadelerini kullandı.

“ANNEMİN İNTİHAR ETTİĞİ SÖYLENİYORMUŞ AÇIKLAMA YAPMALISIN DEDİLER”
Gülter, ifadesinin devamında şu sözleri sarf etti:
“Ben Yalova Devlet Hastanesine gittiğimde Sultan, ablamın yanındaydı ancak Sultan'ın orada olmasını ablam mı istedi yoksa kendiliğinden mi oraya geldi bilmiyorum ancak Sultan hep oradaydı. Ben sonra annemin morgda olduğunu öğrenince onun yanına geçtim. Sonra benim yanıma birileri geldi. Hatırlamıyorum bu kişileri. Bana ‘Annenin intihar ettiği söyleniyor, senin bir açıklama yapman gerekiyor’ dediler. Ben de ‘siz bir şeyler yazın’ dedim. Onlar da yazdılar, ben de bu yazıyı okudum. Video çekildi”
“Evin anahtarı olmadığını bu nedenle eve camı kırarak girdiğini aktaran Gülter, “Benim donuk olduğum söyleniyor, doğrudur, çünkü annemin öldüğünü kabullenmekte zorlanıyorum. Sonra çevremdekiler bana taziye evi nerede olacak diye sordular. Bana vefat edenin evinde olur dediler. Ben de o yüzden öyle cevap verdim. Çınarcık'taki eve girmemiz lazımdı ama evin anahtarı bende yoktu, ablam da hiçbir şey almadan evden çıkmış. O haliyle hastaneydi. Polisler de olay yeri incelemeden sonra kapıyı çekip gitmişler. Onlarda da anahtar yoktu. Hatta bu şifreli kapıyı yapan firmayı aradım ancak ulaşamayınca instagramdan mesaj attım. Sonuç itibariyle adamlara ulaşamadığım için ben de eve girebilmek adına komşumuz Seval teyzenin terasından girebileceğimi düşündüm.
Çilingire de haber veremedim çünkü bu kapı normal bir kapı değildi, şifreli bir kapıydı, kapıyı komple çıkarmaları gerekiyordu sanırım. Seval teyzenin kapısını çaldım. Hava aydınlıktı, güneş doğmuştu, erken bir saatti. Seval teyzeye durumu anlattım. Terastan bizim evden girmeyi deneyeceğim dedim. O da izin verdi. Benim yanımda çanta vs yoktu sadece üzerimde siyah bir montum vardı. Bizim cam çift camlıydı, ilk yumruğumda birinci katmanı kırıldı. Cam kesikleri olunca montumu çıkarıp montumla vurdum. O da olmayınca Seval teyzenin saksının içinden bir taş alıp o şekilde camı kırdım ve içeri girdim.”
Şikayetçi sıfatıyla çağrılmıştı: Güllü'nün oğlunun ifadesindeki çarpıcı detaylar ortaya çıktı
“ANNEM KERVAN’DAN NEFRET EDERDİ”
“Annem Kervan'dan nefret ederdi. Bir kaç sebebi vardır. İlk sebebi Tuğyan'dır. Tuğyan hayatındaki erkek için etrafını siler. Herkesi karşısına alır. Kervan’la annem ilk tanıştıklarında araları iyiydi. Sonrasında bir şey oluyor. Annem bir gün sahnedeyken Kervan'ın amcası annemle tanışmak için en ön masaya gitmiş. Sahne kültüründe şöyle bir şey vardır; en ön masada oturan kişi paraları sayarak yeri attığı zaman o para sanatçı ve saz ekibine verilir. Yine böyle bir sahne esnasında Kervan’ın amcası en önde oturmuş para saçmış. Annem de bu esnada Kervan’ın amcasının yanına gidip ‘Hadi ver bakalım paran bittiyse post makinası getirin’ demiş. Bu olay nedeniyle Kervan ile ablam Tuğyan tartışmış. Hatta sonrasında Tuğyan arabanın içinden Kervan'la konuşurken annem Kervan'ın Tuğyan'a zarar verdiğini düşünerek Kervan’a ve arabasına zarar vermiş, arabanın plakasını bile hatırlıyordu.
Sonrasında Kervan, Tuğyan'a ‘Annen seni para karşılığında sattı’ demişti. Ben üçü ile de görüşüp bu durumu düzelttim. Hatta ablam Tuğyan'a çekmiş olduğu mesajlarda mevcuttur. Bu olay sonrasında ablam pencereye çıkıp kendisini atmaya çalışmıştı. İntihar meselesi de budur. Ben daha öncesinde tarihini tam hatırlamadığım dönem ablamın Kervan'dan ikiz çocuğa hamile olduğunu annemden duymuştum. Ablam çocukları düşürdü mü yoksa hastanede aldırdı mı bilmiyorum ama hamilelik sürecini annemden bu şekilde duymuştum. Ablam Kervan'ı seviyordu. Ablamın intihar etme olayında ablam cama çıkıp anneme ‘Sen beni öldürdün, sen beni rezil ettin’ dedi”
“KERVAN İÇİN ANNEMİ ÖLDÜREBİLİR”
“Ablam hayatındaki erkek için etrafını siler. Ablam Kervan'ı çok seviyordu. Annem Kervan'ın evli olması ve amcasıyla yaşadığı diyalog nedeniyle araları bozuktu. Tuğyan, Kervan için her şeyi yapabilir. Onun uğruna yapamayacağı şey yoktur. Daha doğrusu yaşadığı tüm ilişkilerde bu modda olur. Karşısındaki erkek için her şeyi yapabilir. Vebal almak istemiyorum ama Kervan için annemi öldürebilir. Çünkü ablam ilişki konusunda zayıf karakterli biridir. Kervan için her şeyi yapabilir. Daha önceki ilişkilerinde de böyleydi. Ablamla Bircan arasındaki ben ilk kez televizyondan öğrendim. Fakat ablamın Bircan'a yazdığı söylenen mesajları okuduğumda bunlar ablamın cümlesidir dedim. Bence net olarak Ablam bu mesajları Bircan'a net olarak atmış”
Güllü'nün oğlu kahreden pencere gerçeğini açıkladı
“ ELBİSESİNİ GÖRDÜĞÜNÜ SÖYLEMİŞTİ”
“Ben Tuğyan'a bu olaydan sonra kendisine annemi düşerken görüp görmediğini sorduğumda, bana annemin camdan düşerken ayağını ya da elbisesinin bir kısmını gördüğünü söylemişti. Bunu bana olayın olmasından sonra ilk haftalarda söylemişti. Ben annemi düşerken görüp görmediğini sordum. O da bana ‘Yağız hatırlamıyorum. Ya elbisesini ya ayağını gördüm’ demişti. Ben Tuğyan'a olayın detaylarını sormadım. Annem camın oraya nasıl geçti, Sultan neredeydi, ya da Tuğyan nerede duruyordu, olay günü neler oldu gibi detaylar sormadım. Sadece annemi düşerken görüp görmediğini sormuştum. Bir de en son çalan şarkı ‘Annemin sahneden iniş şarkısı değil mi?’ diye sordum. O da ‘Evet, malkata’ dedi. Malkata'yı nasıl çaldıklarını, kimin istediğini Tuğyan'a sormamıştım. Ancak 2-3 gün önce ben Çiğdem ablaya ‘Ablam bu malkatayı başka günlerde dinler miydi, olay anında niye Malkata'yı açmışlar’ gibi kuşkumu giderecek sorular sormuştum.
Çiğdem de bana ablamın da bu şarkıyı ara ara dinlediğini söyledi. Annem Malkata'yı çok severdi. Malkata açık olduğu için o odaya gitti diye düşünüyorum. Çünkü Malkata şarkısına dayanamazdı. Annemin Malkata'yı sevdiğini, bu şarkıya dayanamadığını herkes bilir. Zaten annem oynama seslerini de duymuş olabilir. Odaya gitme sebebi bu olabilir”
‘ANNEM ÖLMEDEN 2-3 GÜN ÖNCE UYUŞTURUCU KULLANDIĞINI SÖYLEDİ BANA’
“Ben Sultan ile olayın olduğu gün, cenaze günü, taziye günü görüşmüştüm ve o zaman Sultan'a da olayla ilgili hiçbir şey sormadım. Sadece daha önce Sultan ile yüz yüze konuşmadığımız için başına gelen kazayı ve annesini sordum. Yine o günlerde uyuşturucu testi için saç verme konuları konuşuldu. Sultan saç vermekten korkuyordu çünkü uyuşturucuyu kullanıyormuş. En son annem ölmeden 2 veya 3 gün önce uyuşturucu kullandığını söyledi bana. Bu sebeple bunun saç testinde çıkıp çıkmayacağından endişeliydi.”
‘ABLAM YALAN SÖYLEYEN BİRİDİR’
“Şunu da söyleyeyim annemden de net olarak biliyorum Tuğyan geçmişinde uyuşturucu kullanmıştır. Annemin de uyuşturucuyu bıraktırmak için çok uğraştığını biliyorum. Tuğyan kendi beyanına göre bu uyuşturucuyu 5-7 sene önce bırakmış, ondan sonra hiç içmediğini söylüyor. Ancak ben şunu da söylemek durumundayım. Ablam çok yalan söyleyen biridir, 10 lafından biri yalandır. Çok yalan söyleyen biridir. Ben Tuğyan'ın Sultan'ı hiç yanından ayırmadığını fark ettim fakat bu ablamın genel huyudur. Yani ablam biriyle arkadaş olunca onu yanından hiç ayırmaz. İlişkilerinde de öyledir”

‘ABLAMIN ÜZÜNTÜSÜNÜ GÖRÜNCE AKLIMA BÖYLE BİR ŞEY GELMEDİ’
“Aslında benim bu süreçte şüphem oluşmuştur. Benim şüphelerim oluşup kayboluyordu. Ablamın ya da Sultan'ın böyle bir şey yapacağını düşünmedim. Çünkü videoları izlediğimde ablam çok bağırıyordu, ablam olaydan sonra çok üzgündü, sürekli çığlık atıyordu, onun o üzüntüsünü görünce aklıma böyle bir şey yapabileceği gelmedi. Ancak ablamın kişiliği yukarıda belirttiğim gibi yalancılık vardır, menfaati çok sever, ilişkisi için yapamayacağı şey yoktur. Ablam ile ara ara Kervan sebebiyle kavga ederdi. Sinirli, agresif ve kavgacı bir yapısı vardır. Şimdi tüm olayları, Sultan'ın verdiği itiraf ifadesini düşününce aklım almıyor, ablamın böyle bir şey yapacağına inanmak istemiyorum. Bunların gerçek olmadığına inanmak istiyorum. Yapmışsa da şikayetçiyim. Eğer annem bir cinayet sebebiyle vefat etmişse, yapan, düşünen, olaya karışan herkesten şikayetçiyim. Böyle bir şey yoksa kendini inşallah kanıtlar. Böyle bir şey varsa ömürlerinin sonuna kadar yatsınlar. Her şeyden önce çıkarlarsa benimle karşılaşacaklar”