Gazeteci Sedef Kabaş’ın ifadesi: Hiçbir zaman hakaret eden bir insan olmadım

Gazeteci Sedef Kabaş’ın ifadesi: Hiçbir zaman hakaret eden bir insan olmadım
“Cumhurbaşkanı’na hakaret” iddiasıyla çıkarıldığı mahkemece tutuklanan gazeteci Sedef Kabaş, savcılıkta verdiği ifadesinde, “Cumhurbaşkanı’na hakaret suçunu işlemedim. Hiçbir zaman hakaret eden bir insan olmadım. Dosyadaki konuşmama bakıldığı zaman hakaret suçu çıkmaz” dedi.

Seyhan Avşar

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a bir televizyon programında söylediği sözler nedeniyle hakkında “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasıyla soruşturma açılan gazeteci Sedef Kabaş, gece 02.00'de Sarıyer’deki evine giden polisler tarafından gözaltına alındı. Geceyi Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde geçiren Kabaş, buradaki işlemlerinin ardından saat 14.00 sıralarında İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi.

Savcılık ifadesinde hakkındaki iddiaları reddeden Sedef Kabaş özetle şunları söyledi: “Cumhurbaşkanı’na hakaret etmedim. Ne bu konuya ilişkin canlı yayında, ne yazılarımda ne de çıktığım başka programlarda hakaret etmem. Soruşturmaya konu programda tam olarak bunu ifade etmekteyim. O programda farklı fikirlerin olabileceğini, bunların her zaman tartışılabileceğini, hiciv ve benzetme olabileceğini ama asla hakaret ve küfür kullanmadan bunun yapılması gerektiği kanaatindeyim. Kutuplaştırıcı söylemin, ötekileştiren dilin yerine tüm toplumu kucaklayan bir birleştirici üslup olması gerektiğine vurgu yapıyorum. Dolayısıyla kesin kez hakaret suçunu kabul etmiyorum. Bu atasözü de anonim bir söz. Kişiyi ya da Cumhurbaşkanı’nı hedef alarak kullanmadım"

Mahkeme ‘aksi kanaat oluştu’

Savcılık ifadenin ardından Kabaş’ı tutuklama talebiyle mahkemeye sevk etti. İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği’ne çıkarılan Kabaş savcılık ifadesini tekrar etti. Hakim, gazeteci Kabaş’ın tutuklanmasına karar verdi. Kararda Kabaş’ın Cumhurbaşkanı’na hakaret etme kastı olmadığını belirtmesine karşın mahkemede aksi kanaat oluştuğu belirtildi.

Kararda Kabaş'ın "kanunda öngörülen cezasının alt ve üst sınırı nedeniyle kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksek" olduğu bu nedenle adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı ve bu durumda tutuklamanın "ölçülü olduğu" kanaatine varıldığı belirtildi.