Ekrem İmamoğlu'ndan Karaismailoğlu'na tazminat davası yanıtı

Ekrem İmamoğlu'ndan Karaismailoğlu'na tazminat davası yanıtı
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu'nun 250 bin liralık manevi tazminat davası açmasının ardından İmamoğlu'ndan yanıt geldi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu hakkında 250 bin liralık manevi tazminat davası açtı.

İmamoğlu, katıldığı bir programda Bakan Karaismailoğlu’na hakkında açılan bir soruşturma dosyasına ilişkin, "Büyükşehir belediyesine kaynak soruyor. Sen git yapılmamış bir ihalenin, parasını nasıl ödettiğinin hesabını ver. Hakkında zimmet davası var. Soruşturma dosyasına İçişleri Bakanlığı el koydu Sayın Ulaştırma Bakanı'nın. 20 milyon lira…" demişti.

Karaismailoğlu'nun avukatı Ömer Faruk Karagüzel aracılığıyla İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'ne sunulan dava dilekçesinde, "Davalı İmamoğlu'nun söz konusu beyanlarıyla Karaismailoğlu'na yönelik asılsız iddialarla masumiyet karinesini hiçe sayarak ağır hakaret ve iftira içeren isnatlarda bulunduğu" savunuldu.

'Davanın reddedileceğini düşünüyoruz'

Cumhuriyet'ten Deniz Ogan'ın haberine göre, İmamoğlu'nun avukatı Kemal Polat, davaya ilişkin Cumhuriyet'e konuştu. Polat, davanın 11 Mayıs saat 10:00'da olacağını söylerken "Onlar dava açtı ve açtıkları davada haksız olduklarına ilişkin cevabımızı verdik. Ortada bir teftiş kurulu raporu var. Savcılığa yapılmış bir suç duyurusu var. İçişleri Bakanlığı'nın müfettişlerinin dahi konu üzerinde bir incelemesi var" dedi.

Polat şöyle devam etti:

Sayın başkan bu konuya dikkat çekerek bunları dile getirdi. Özel olarak dayanaksız bir şey ile itham etmiş değil. Varolan hukuka aksetmiş bir sürecin sonlandırmasını istemiştir. Biz bu davanın reddedileceğini düşünüyoruz.

'Usulsüzlüklerin dile getirilmesinde kamuoyu yararı vardır'

İmamoğlu'nun avukatı Kemal Polat aracılığıyla sunulan cevap dilekçesinde "Müvekkilin açıklamaları halihazırda var olan bir soruşturma dosyasına ve resmi bir belgeye dayanılarak yapılmış olup görünür gerçeğe tamamen uygundur. Demokratik toplumlarda, kamu yönetiminde usulsüzlük iddialarının dile getirilmesinde, bunların tartışılmasında kamuoyunun yararı vardır" denildi.

'Usulsüzlük iddiasıyla inceleme yapılmıştır'

Öte yandan cevap dilekçesinde Bakan Karaismailoğlu'nun göreviyle alakalı hiçbir soruşturmaya maruz kalmadığı iddiasına da yanıt verildi.

Dilekçede ilgili konu şöyle ifade edildi:

Davacı dava dilekçesinde kendisinin görevi ile ilgili olarak hiçbir soruşturmaya maruz kalmadığını, kendisinin yolsuzluk yaptığına dair hiçbir belge bulunmadığını iddia etmiştir. Oysaki, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Bilgi İşlem Daire Başkanlığı, Bilgi İşlem Müdürlüğü tarafından 30.10.2018 tarih, 2018/459917 İhale Kayıt numaralı 'İBB Bilgi İşlem Daire Başkanlığı ve Bağlı Birimlerin Yatırım Organizasyonlarının Tanıtım ve Medya Çalışmaları İşi' ihale işlemi kapsamında yükleniciye ait Hakediş dosyalarında usulsüzlükler yapıldığı iddiasıyla birtakım inceleme ve araştırmalar yapılmıştır.

'İBB başkanı kamu yararını gözetmiştir'

Dilekçede, "İmamoğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı olduğundan İBB nezdindeki usulsüzlükleri açıklamasında kamunun yararı bulunmaktadır" ifadeleri dikkat çekerken "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan müvekkil, davacının da içerisinde bulunduğu kimseler tarafından gerçekleştirildiği resmi bir belgeyle tespit olunan bir usulsüzlüğü kamuoyuna duyurarak kamunun yararını gözetmiştir" denildi.

'Talep edilen tutar davacının zenginleşmesine sebebiyet verir'

Dilekçenin son kısmında ise 250 bin TL'lik tazminat tutarının davacının zenginleşmesine sebebiyet verecek nitelikte olduğuna dikkat çekiliyor. İlgili madde, "Davacı, müvekkilin ifadelerinin kişilik haklarını zedelemiş olduğu iddiasıyla 250.000,00 TL manevi tazminat talep etmiştir. Tazminat hukukunun temel ilkelerinden biri, zarara uğrayanın zenginleşme yasağıdır. Davacının talep etmiş olduğu bu tutar, davacının zenginleşmesine sebebiyet verebilecek niteliktedir. Bir an için davanın kabulüne karar verilecek olsa dahi bu tazminat tutarının tamamının kabulüne karar verilmesi mümkün olmamalıdır" olarak ifade ediliyor.