Boğaziçi öğrencileri Perit Özen ve Ersin Berke Gök artık serbest
İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu öğrenciler Sesli Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşmada ilk olarak tutuklu öğrenci Ersin Berke Gök savunma yaptı. Suçlamaları kabul etmediğini belirten Gök özetle şunları söyledi: “Aslında her şey bir gün öncesinde başladı. Telefonuma gelen mesajda bir link vardı. Anadolu Ajansı’nın haber linki. Tayyip Erdoğan bana terörist diyordu. Haberi yanımdakilere gösterdim, onlar da şaşırdılar. Birkaç saat telefonla arandım. Büyük ihtimalle tutuklanacağımı söylediler. Okuldaki sivil polisler beni takip ediyordu. Bu sırada çevik kuvvet sivil polisler beni bekliyordu. Çıktığım anda üzerime çullandılar. Gözaltı aracında can dostum beni bekliyordu. 5 arkadaşımız daha getirdiler. Darp raporu için 3 hastane gezmişizdir. Sonunda bir tanesine karar kılabildiler. Tekrar araca bindirildik, ters kelepçe uygulandı. İşkenceler bundan sonra da bitmeyecekti. Faşizme karşı omuz omuza sloganı attık. Sonra tutuklandık. Faşizmin bir başka yüzü. İtmeler kakmalar, emir vermeler, verilmeyen yemekler…Olmayan sıcak su, verilmeyen kitaplar, geç verilen ders notları, giremediğim dersler…Asla işleme alınmayan dilekçeler, verilmeyen mektuplar…50 gün hücrede kalınca insan unutabiliyor. Yoksulluğa ve insanın insanı ezmesine karşı çıkmamdan dolayı mı tutukluyum? Birazdan öğreneceğim tutsaklığa devam mı yoksa tamam mı?”
‘Kötülüğün sıradanlaştığı bir durum var’
Gök’ün ardından tutuklu öğrenci Caner Perit Özen’in savunmasına geçildi. 2018 yılında Boğaziçi Üniversitesi’ne girdiğini belirten Özen, “3 ay öncesine kadar tarih öğrencisiydim, 3 aydır eğitim hakkım gasp ediliyor. Boğaziçi direnişinin başından beri destek verdim, hala da aynı yerdeyim. Amacımız üniversitenin özgür, özerk bir yapıya kavuşmasını sağlamak” dedi. Olayın gerçekleştiği güne dair de açıklamalarda bulunan Özen, “4 Ekim’de okula gittim. Okulda zaman geçirdikten sonra Naci İnci, rektörlük binasından çıkış yapıyordu. Biz de tepki gösterdik. Okulda bu tarz manzaralara Melih Bulu atandıktan sonra her gün rastlayabilirdiniz. Kampüse giriyorsunuz neredeyse her gün bu manzarayla karşılaşabilirdiniz. Medyada fazlaca görülmüş oldu. Herhangi bir sıkıntı yaşamadım olay sırasında evime gidecektim. Twitter’da Recep Tayyip Erdoğan açıklama yapmış, ‘Bunlar gizli teröristlerdir, bunları üniversitede okutmayacağız’ diyordu. Sonra yokuş çıkmaya başladım, evim yaklaşık iki dakika uzaklıkta. Etrafımı 10 tane erkek çevirdi, arabaya bindirdiler. Mukavemet göstermedim, ters kelepçe işkencesine maruz kaldım. 4 saat böyle bekledim. Vatan Emniyet’te ifademi verdim, ifademi alırken kargacık burgacık resim gösterdiler. Kendimi teşhis edemeyip ilk ifademi verdim. Savcılıkta ifademi verdim ve 6 Ekim’de derslerimin başladığı ilk günde tutuklandım. Cezaevinde birçok hak ihlaline maruz kaldım. Ortada kötülüğün sıradanlaştığı bir durum var” diye konuştu.
Adli kontrol ve yurtdışı yasağı ile serbest
Avukatların beyanının ardından ara kararını açıklayan hakim, tutuklu kaldıkları öğrencilerin tutuklu kaldıkları süreyi göz önüne alarak adli kontrol ve yurtdışı yasağı ile tahliyelerine karar verdi. Bir sonraki duruşma 21 Mart tarihine ertelendi.
Dava öncesi destek
İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dava öncesinde adliye önünde bir basın açıklamsı düzenlendi. Açıklamaya, CHP'li milletvekilleri Özgür Özel, Sezgin Tanrıkulu, Ali Mahir Başarır ile HDP’li vekil Musa Piroğlu’nun yanı sıra çok sayıda Boğaziçili akademisyen ve öğrenci katıldı.
‘Hukuksuzluğu kabul etmiyoruz’
Boğaziçili öğrencilerin aileler adına açıklamalarda bulunan tutuklu öğrenci Caner Perit Özen’in annesi Canseri Özen, “Bizler, çocuklarımızın haklı karşı duruşuna, yaratıcı fikirlerle dopdolu barışçıl eylemlerine sonuna kadar destek vereceğiz. Sadece kendi çocuklarımız için değil, bu ülkedeki tüm gençler layık oldukları nitelikli, demokratik, özgür ve özerk üniversite eğitimini alabilsinler diye ısrarla sesimizi yükseltiyoruz ve bundan da asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü biliyoruz ki, sevgili Berke’nin de dediği gibi, ‘Mücadele, umuttur.’ Bizler öğrenci aileleri olarak, üniversitenin tüm bileşenlerinin, özellikle güzelim öğrencilerimizin kula kulluğu reddeden, vatandaşlıkta ısrar eden bu insanca direnişini en güçlü şekilde desteklediğimizi ve her şartta yanlarında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz. Hukuksuzluğu kabul etmiyoruz. Mücadeleden vazgeçmiyoruz! Berke ve Perit’e özgürlük. Bundan sonrası hepimizde!" ifadeleri kullanıldı.
Akademisyenlerden destek
Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri adına ise Ali Saysel bir açıklama yaptı. Saysel, bir yıldır hem öğrencilerin hem de akademisyenlerin baskıcı uygulamalara maruz kaldığını, anayasal haklarından vazgeçirilmeye çalışıldığını söyledi. Saysel, “Hem demokratik özgür özerk üniversite hayalinden hem de öğrencilerimizin, ülkemiz gençlerinin geleceklerinin ellerinden alınmasından vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
‘Bu dava hepimizin davası’
Öğrencilerden Ayliz Onaylı'nın okuduğu basın açıklamasında ise özetle şu ifadeler yer aldı: "Bugün burada Boğaziçi direnişinden mücadele arkadaşlarımız olan, başta 94 gündür özgürlüklerinden mahrum bırakılan Enis Berke Gök, Caner Perit Özen ve tutuksuz yargılanan 12 arkadaşımızın davası için bulunuyoruz. Bu dava yalnızca onların değil, hepimizin davasıdır. Çünkü kayyumlara karşı verdiğimiz mücadelede sadece onlar değil, onların şahsında Boğaziçi direnişinde verdiğimiz demokrasi mücadelesi de yargılanmak istenmektedir.”
Tutuklu Boğaziçili öğrencilerin anneleri hakime seslendi: Vicdanınızın sesini dinleyin
Boğaziçili öğrenciler işkenceyi anlattı: Adli kontrol kalktı