Tartışmalı Zirve başlıyor: Sam amca yoksa ‘demokrasi’ yok!

Tartışmalı Zirve başlıyor: Sam amca yoksa ‘demokrasi’ yok!
ABD Başkanı Joe Biden’ın dış politikaya yönelik seçim vaatlerinden biri olan Demokrasi Zirvesi bugün çevrimiçi ortamda başlayacak. Zirve, panel ve konuşmaların ardından yarın sona erecek. ABD’nin dünyanın içinde bulunduğu krizler karşısında sarsıldığı sıkça dile getirilen “dünya liderliğini” yeniden perçinlemek amacıyla organize ettiği zirveye, Türkiye davetli değil.

Beyaz Saray’ın "İnsan haklarına saygı, yolsuzlukla mücadele ve otoriterliğe karşı bir duruş" olarak tanımladığı zirveye Türkiye, Rusya, Çin, İran ve Macaristan davet edilmedi. İnsan hakları açısından sıkıntılı tutumlarıyla nam salan Filipinler, Hindistan, Polonya, Irak ve Pakistan gibi ülkelerin ise zirveye katılacak olması ise hem Amerikan basınında hem de uluslararası basında eleştirilere neden oldu.

Öte yandan "demokrasi" götürmek istediği ülkelere savaş silahları kuşanıp giden ABD’nin davet etmediği ve "ligin dışında" bıraktığı ülkeler de insan hakları erozyonlarıyla bilinirken, davetli olan ülkelerin de pek farklı olduğu söylenemez. Bu sebeple, "sembolik" olarak yorumlanan zirveye ilişkin somut bir sonuç beklentisi ise neredeyse yok.

Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki düzenlediği bir basın toplantısında davet edilmeyen ülkelere yönelik, "Bu zirveye dahiliyet ya da davet, davetlilerin demokrasiye yaklaşımlarının onaylandığı anlamına gelmez. Ya da bu zirveye dahil edilmemiş olmak bir hoşnutsuzluk demek değildir" yorumunda bulunmuştu. Her ne kadar Sözcü, "hoşnutsuzluk anlamına gelmez" açıklamasını yapmış olsa da NATO üyesi Türkiye’nin zirvenin dışında bırakılması büyük bir anlaşmazlığın resmini çiziyor.

Türkiye neden davet edilmedi?

NATO üyesi olarak ABD’nin müttefiki olan Türkiye’nin, S-400 almak konusundaki ısrarcı tutumu ve Amerika’nın bir anlamda Türkiye’nin parasına "konması" ardından başlayan diplomatik gerilim, listenin dışında bırakılmasının ana sebeplerinden.

Sadece S-400 konusu değil, geçtiğimiz aylarda yaşanan Büyükelçi Krizi, Ortadoğu'daki ABD-Türkiye anlaşmazlıkları, ilişkilerinin bölgesel konularda da uzun zamandır pamuk ipliğine bağlı olduğunu gösteriyordu.

Türkiye'nin 40 adet F-16 ve 80 adet F-16 modernizasyon kiti satın almak için başvuruda bulunduğu iddiasına ilk olarak halktv.com.tr’de yer verilmişti. Haberlerin ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD’den F-16 tedarikine ilişkin, "1 milyar 400 milyon dolar F-35’ler için yapmış olduğumuz ödeme söz konusu. Ve bu ödemeler karşısında ABD'nin böyle bir teklifi söz konusu oldu" ifadelerini kullanmıştı.

Cumhurbaşkanı’nın "teklif ABD’den geldi" iddiası ise Amerika tarafından açık bir dille yalanlanmıştı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, "Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye’nin F-16 taleplerine herhangi bir finansman teklifinde bulunmadı" diye konuşmuştu.

Demokrasi Zirvesi için ABD Başkanı Biden'ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı davet etmediği ise 5 Kasım’da basına sızan "davetli listesi" ile ortaya çıkmıştı. Basına sızan listeye göre, 100'den fazla ülkenin isminin yer aldığı davet listesinde Türkiye, Çin, Rusya, İran, Macaristan ve Afganistan yer almadığı görülmüştü.

liste.jpg

Davet edilmeyen tek AB ülkesi: Macaristan

Zirveye davet edilmemesi "sürpriz" olan ülkelerden bir diğeri ise Macaristan oldu. AB üyesi devletler arasında zirveye çağrılmayan tek ülke ve bir NATO üyesi olarak dikkat çeken Macaristan için Amerikan Washington Post Gazetesi, "Trump yönetimine yakınlığı sebebiyle cezalandırılıyor" diye yazarken Macaristan’ın son zamanlarda Türkiye ile iyiye giden ilişkileri de dikkat çekiyor.

İnsan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi konularda bir süredir sıkıntı yaşayan AB üyesi Macaristan, Türk Devletleri Teşkilatı'na gözlemci üye olmuş, aynı zamanda Avrupa Konseyi’nde iş insanı Osman Kavala’nın tahliye edilmemesi ardından Türkiye’ye karşı ihlal prosedürlerinin uygulanması oylamasında Türkiye lehine kararını açıklamıştı.

Tayvan daveti ardından Çin’den beklenen tepki

Öte yandan Zirveye davet edilmemesi beklenen ülkelerden biri olan Çin, egemenlik ihtilafı yaşadığı Tayvan'ın ABD tarafından Demokrasi Zirvesi’ne davet edilmesi ardından tepki göstermişti. Çin Devlet Konseyi Tayvan İlişkileri Ofisi Sözcüsü Cı Fınglien, yaptığı açıklamada, Washington yönetiminin açıkladığı katılımcı listesinde Tayvan'ın yer almasını "hata" olarak niteleyerek, "ABD ile Ada arasındaki her türlü resmi temas biçimine karşı çıkıyoruz" demişti.

Geçtiğimiz Cumartesi günü Çin, ABD tarafından davet edilmemesine tepki olarak Demokrasi Zirvesi’ne tematik açıdan benzer bir forum düzenledi. Sözkonusu forumla ABD’ye 'savaş' açan Çin, "Çin: İşe yarayan demokrasi" isimli bir bildiri yayınladı. Sözkonusu bildiride Çin modeli demokrasinin nasıl geliştiği anlatıldı.

Rusya: İdealden uzak

Davet edilmeyen ülkeler arasında olan Rusya da tepkisini dile getiren ülkelerden olmuş ve ABD’ye yönelik, "ABD, İngiltere ve AB üyelerinin kendi ülkelerinin yanı sıra uluslararası alanda demokratik hak ve özgürlüklere saygı gösterme açısından sicili ve itibarı, en hafif tabiriyle, idealden uzak" açıklaması gelmişti.

Öte yandan Rusya Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasında, "Bu tuhaf etkinliğin arkasındaki organizatörler ve destekçiler, demokrasi ve insan hakları davasını ilerletmekle dünyaya liderlik ettiklerini öne sürüyorlar. Fakat ABD, İngiltere ve AB üyelerinin kendi ülkelerinin yanı sıra uluslararası alanda demokratik hak ve özgürlüklere saygı gösterme açısından sicili ve itibarı, en hafif tabiriyle, idealden uzak. ABD ve müttefiklerinin kendileri de ifade özgürlüğü, seçim idaresi, yolsuzluk ve insan hakları konusunda kronik sorunlar yaşaması nedeniyle 'demokrasi neferi' statüsü üstlenemeyecekleri ve üstlenmemeleri gerektiği açık" ifadelerine yer verilmişti.

Rusya, ABD’ye Guantanamo'daki işkenceye dair sessizliğini sürdürdüğü hatırlatmasını da yapmıştı. Rusya açıklamasında, kendisini "demokratik lider" olarak ortaya atan ABD'nin cezaevlerindeki mahkum sayısının çok fazla olduğunu, ülkedeki birçok cezaevinde insan haklarına aykırı koşulların hüküm sürdüğünü ve Washington'ın Guantanamo'daki işkenceye dair sessizliğini koruduğunu ifade etmişti.

Bugün başlayacak demokrasi zirvesi, ABD basınında da eleştiri konusu olurken somut bir sonucun çıkması ise beklenmiyor.