Peru'da istifa isyanı: Taze diktatörün iki yüzü

Peru'da istifa isyanı: Taze diktatörün iki yüzü
Castillo'nun ardından binlerce kişi "hükümet istifa" sloganları atmaya devam ederken Peru sokaklarındaki isyanda hayatını kaybedenleri sayısı da gün geçtikçe artıyor. Peru sol ve sendikal hareketinde önemli bir geçmişi olan eski milletvekili Chacon, Peru sokaklarının nabzını halktv.com.tr’ye değerlendirdi.

1978'deki Kurucu Meclis seçimlerinde sol ittifakın adayı olarak milletvekili seçilen, 2019'daki parlamento seçimlerinde de Geniş Cephe'nin adayı olarak yeniden parlamentoya giren İşçi Partisi-Birleşelim'in liderlerinden Carlos Enrique Fernández Chacon, eski Cumhurbaşkanı Pedro Castillo’nun görevinden azledilmesiyle başlayan protestoları anlattı.

‘Kitleler sağ partilerin korku kampanyasına geçit vermedi’

Chacon, Castillo’nun görevden azline giden süreç için, “Sağ partiler 2021’deki seçimleri kaybetti. Bu partiler başkanlık seçimlerinin ikinci turunda Keiko Fujimori için adeta bir ‘haçlı seferleri’ kampanyası yürüttüler. Onlara göre aşırı sağcı Fujimori demokrasiyi, Pedro Castillo ise mutlaka yenilmesi gereken ‘komünist terörizmi’ temsil ediyordu. Kitleler sağ partilerin korku kampanyasına geçit vermedi ve ikinci turda Castillo için oy kullandılar” dedi.

Bir taşra kentinde öğretmen olan Castillo’nun geçmişte eski devlet başkanı Toledo’nun sağcı partisinden aday olduğunu, daha sonra 2017’de mücadeleci bir öğretmen grevinin önderliğini yaptığını anımsatan eski milletvekili, “Son seçimlerde Fidel Castro ve Hugo Chavez siyasi geleneğini sahiplenen Castillo, kendisini Marksist-Leninist olarak tanımlayan Özgür Peru partisinin adayı oldu. Dolayısıyla, ne Keiko Fujimori bir demokrattı, ne de Castillo bir ‘komünist terörist’ idi. Sonuçta, az bir farkla, seçimlerin galibi Castillo oldu” diye konuştu.

‘ABD’yi müdahale için ikna etmeye çalıştılar’

Castillo’nun zaferiyle sonuçlanan seçimleri aşırı sağ tarafından asla kabul edilemediğini ifade eden Chacon, “Bununla birlikte, aşırı sağ seçim sonuçlarını ve mağlubiyetini kabul etmedi. Ordudan ‘komünist hükümeti’ engellemesini talep etti. Seçimlerde hile olduğunu iddia etti, Amerikan Devletler Örgütü’ne (OEA) gitti ve ABD’yi bir müdahale için ikna etmeye çalıştı. Tüm bu girişimlerinden bir sonuç alamadı” ifadelerini kullandı.

‘Castillo baskıya boyun eğdi’

Merkez sağ ve görünüşte ilerici sol olan partilerin tüm güçlerini Castillo’yu ılımlı bir program izlemesi yönünde ikna etmeye adadıklarını ifade eden eski milletvekili, Özgür Peru partisine dışarıdan davet edilmiş olan ve arkasında önemli bir parti gücü bulunmayan Castillo’nun, bu baskıya hızla boyun eğdiğine dikkat çekti. Chacon, “Ekonominin emekçi halkın çıkarları doğrultusunda yeniden örgütlenmesine dönük seçim vaatlerini süresiz olarak erteledi ve devraldığı ekonomik modeli aynen sürdürdü” dedi.

‘Medya aşırı sağın koç başı oldu’

Uzun yıllarını politikaya adayan Chacon, Castillo’nun göreve başlamasının ardından, Kongre’de çoğunluğu oluşturan sağ partilerin, bakanların ve kabinenin düşürülmesi, devlet başkanının azledilmesi ve yönetimin mümkün olan her başlıkta suçlanması dışında bir politika izlemediğini vurguladı. Peru’da gelinen son noktanın çıkış sebeplerini anlatan Chacon, sağ görüşün hakim olduğu basının bu kampanyanın koç başı rolünü oynadığını da ekledi.

“Castillo sağ partilere tavizler vermeye devam etti” diyen Chacon şöyle devam etti: “Bu çizginin yaklaşmakta olan sağcı darbeyi engelleyebileceğini düşünüyordu. Ama sonuçlar umduğunun tam tersi oldu. Bu politikası, seçimlerde kendisine oy veren kesimlerin desteğini yitirmesine neden oldu. Sağı memnun etmek yerine, yönetimini güçlendirmek için hiçbir zaman destek çağrısında bulunmadı.”

‘Başarısız bir darbe girişiminde bulundu’

Castillo’nun görevden azli ve önleyici hapis kararıyla sonuçlanan 7 Aralık’ta aldığı Kongre fesih kararı ve olağanüstü hal ilanını “başarısız bir darbe girişimi” olarak yorumladığını dile getiren Perulu eski milletvekili, eski cumhurbaşkanının neden böyle bir karar aldığının spekülatif bir tartışmaya girdiğini söyledi.

Chacon, “Fakat sonuçta başarısız bir darbe girişiminde bulundu ve sağ partiler bu kararın açıklanmasından birkaç saat sonra bir kez daha Castillo’nun görevden azli talebi için toplanacak Kongre oturumuna bile gerek duymaksızın, Castillo’nun bu girişimini onu tasfiye etmek için etkin bir şekilde kullandı” dedi.

Boluarte, Castillo ile gideceğini söylüyordu

Castillo’nun başkan yardımcısıyken kendisinin azli sonrasında Cumhurbaşkanı olan Dina Boluarte’ın önceden “Castillo azledilirse onunla birlikte giderim” dediğini anımsatan Chacon, “Başkanlığa getirildikten sonra 2026’ya dek görevde kalacağını söylemeye başladı. Şimdiyse erken seçim talebinde bulunuyor. Bir yandan orduya ve polise eylemcilere öldürme yetkisi verip aynı zamanda iki yüzlüce ölenler için saygı duruşunda bulunma çağrısı yapan bir kişiden söz ediyoruz. Kendisi hakkında şimdiden eylemlerde öldürülenler hakkında bir kamusal soruşturma açılmış durumda” diye konuştu.

‘Castillo serbest kalsa bile mücadele devam eder’

Sokakta mücadeleye devam eden kitlelerin taleplerini sorduğumuz eski vekil, “Mücadele geliştikçe kitlelerin talepleri de değişiyor. En baskın talepler Boluarte’nin başkanlıktan ayrılması, mevcut Kongre’nin feshi ve erken seçimler. Eylemlerin başında, önemli bir kesim Castillo’nun serbest bırakılması talebini yükseltiyordu ama bu talep şu anda oldukça arka planda kalmış durumda. Bugün gelinen noktada, Castillo’yu serbest bıraksalar bile, Boluarte istifa edene ve seçimler ilan edilene dek mücadelenin devam edeceğini düşünüyorum. Kitleler solu temsil eden mevut siyasi liderliklerin çizdiği sınırların dışına çıkıyorlar veya Peru’da şu anda yaşanmakta olduğu gibi, ağır baskıya rağmen, merkezileşmiş herhangi bir liderliğe sahip olmaksızın dizginlenemeyen bir dalga olarak yükseliyorlar. Şu anda sokakta olan kitleler mevcut hiçbir siyasi önderliği tanımıyorlar. Öyle ki, eylemleri sonlandırabilmek için bir çıkış arayan mevcut hükümet müzakere edebilmek için bir kurumsal temsiliyet bulamıyor” ifadelerini kullandı.

Castillo'nun görevden alınması

Peru'da protestolar, eski Cumhurbaşkanı Pedro Castillo'nun 7 Aralık 2022'de Kongre tarafından görevinden alınması üzerine patlak vermişti.

Eski Cumhurbaşkanı Castillo, hükümeti devirmekle suçladığı Kongre tarafından "kalıcı ahlaki yetersizlik" suçlamasıyla görevinden azledilmişti.

Castillo'nun görevinden alınması yönündeki karar, 7 Aralık'taki Genel Kurul toplantısında 6 aleyhte, 10 çekimser oya karşı 101 lehte oyla kabul edilmişti.

Karara gerekçe olarak "kamu görevlerini gasbetme, devlet yetkilerinin işleyişini engelleme ve anayasal düzeni ihlal etmeye çalışmak" gösterilmişti.

Pedro Castillo, Kongreyi feshetme ve ulusal acil durum hükümeti kurma kararının ardından gözaltına alınmıştı.

Daha sonra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Dina Boluarte, ülkenin yeni Cumhurbaşkanı olarak yemin etmişti.

Boluarte'nin istifa etmesini ve erken seçime gidilmesini talep eden protestocular ile polis arasında çıkan çatışmalarda ölü sayısı 53'e yükselmişti.

Castillo'nun cezası onanmıştı

Peru Yüksek Mahkemesi, Castillo'ya verilen 18 ay önleyici hapis cezası kararına yapılan itirazı reddederek 30 Aralık 2022'de cezanın devamına karar vermişti.

Seçimler Nisan 2024'te

Boluarte'nin erken seçim talebi üzerine Kongre'de yapılan oylamada seçimin Nisan 2024'te yapılmasına karar verilmişti.

Ölümler nedeniyle 17 Aralık 2022'de 2 bakan görevlerinden istifa etmiş, Ombudsman Ofisi savcılıktan "acil soruşturma" başlatmasını talep etmişti.