Afgan göçmen: Asla Afganistan'a dönmek istemiyorum

Afgan göçmen: Asla Afganistan'a dönmek istemiyorum
Taliban'ın Afganistan yönetimini ele geçirmesi, en çok kadınları etkiledi. Kadınların bir anda hayatları değişti. Kaçarak Türkiye'ye gelen 21 yaşındaki Fevziye Ahmedzai ve ailesi yaşadıklarını anlattı.

Taliban'ın Afganistan yönetimini ele geçirmesiyle kadınların hayatları bir anda değişti. Kaçarak Türkiye'ye gelen 21 yaşındaki Fevziye Ahmedzai ve ailesi yaşadıklarını anlattı. Ahmedzai, Taliban'ın geri dönüşü ile hayatlarının alt üst olduğunu belirtti.

Afganistan'da yönetimi ele geçiren Taliban'ın yarattığı korku iklimi, binlerce ailenin göç etmesine neden oldu. O ailelerden bir kısmı İran üzerinden Türkiye'ye ulaştı, bir kısmı da halen yollarda. Zor bir yolculuğun ardından Türkiye'ye ulaşan aileler ise bir nebze de olsa rahat nefes aldı. Dw Türkçe'de yer alan habere göre, dokuz kişilik Ahmedzai ailesi de Van'da yerleştikleri iki odalı evde yeni bir hayat kurmaya çalışıyor.

Ailenin 21 yaşındaki üyesi Fevziye Ahmedzai, Taliban'ın geri dönüşü ile hayatları alt üst olan sayısız Afgan kadından biri. Fevziye Ahmedzai sürece dair yaşadıklarını anlattı.

'Ülkedeki savaş hiçbir zaman bitmedi'

Fevziye, 2000 yılında Afganistan'ın Kabil kentine bağlı Ferze köyünde dünyaya geldiğinde katı uygulamalarıyla Taliban ülkenin yönetimindeydi. Kadınların söz hakkı yoktu, sokağa bile tek başlarına çıkamıyorlardı. Henüz bir yaşındayken ABD, 11 Eylül saldırılarından sorumlu tuttuğu El Kaide ve lideri Usame Bin Ladin'e yönelik operasyon başlattı. Operasyonun hedefinde onun ülkesi vardı. Zira Bin Ladin ve El-Kaide'nin yöneticileri Kandahar Dağları'nda saklanıyor, örgütü buradan yönetiyorlardı. ABD müdahalesi ile Taliban yönetimi sona erdirildi ancak ülkedeki savaş hiçbir zaman bitmedi.

Parasızlıktan okuyamadı

Taliban yönetiminin sona ermesi ile Afganistan'da yeni bir dönem başladı, kadınlar da bir nebze rahatladı. Yaşam şartları çok iyileşmezse de artık recm edilmiyor, burka giymek zorunda bırakılmıyor, yanlarında erkek olmadan sokağa çıkabiliyor, okula gidip, çalışabiliyorlardı. Fevziye de şartların nispeten rahatladığı bu dönemde büyüdü. Sekiz kişilik ailesiyle sakin bir hayat süren Fevziye, yoksulluk nedeniyle okuyamadı. Köylerinde okul yoktu ve genç bir kızın başka bir yere okula gitmesi pek hoş karşılanmıyordu. Üstelik ailesinin onu okutacak maddi imkânları da yoktu. Aile köyde tarım yapıyor, kazandıklarıyla da zar zor geçiniyordu.

Yeni bir kent ve daha iyi bir hayat

Afganistan'daki her genç kız gibi 20'li yaşların başı Fevziye için de artık evlilik çağıydı. O'nun da hayali mutlu bir yuva kurmaktı. İstediği oldu ve 2021 yılı başlarında Fevziye'yi istemeye geldiler. Evleneceği kişi, Mezar-ı Şerif'te resmi bir kurumun avukatı olan Muhammed Davud'du. Hayalleri gerçek olmuştu. Artık köyden çıkacak, büyük bir şehir olan Mezar-ı Şerif'e gidecek ve iyi şartlarda yaşayacaktı. Tarihler 2021 yılı Mart ayını gösterdiğinde Muhammed ile hayatını birleştirdi. Artık yeni bir hayatı ve mutlu bir yuvası vardı. Mezar-ı Şerif'e yerleşmesinin üzerinden üç ay geçmişti. Evliliği gayet iyi gidiyordu ancak o ailesini ve annesini çok özlemişti. Eşinden kendisini köyüne götürmesini istedi. Birkaç gün sonra ne yaşayacaklarından habersiz yola çıktılar. Uzun bir yolculuktan sonra köye vardılar. Fevziye ailesiyle hasret giderdi, arkadaşları, annesi ve kardeşleriyle zaman geçirdi.

Taliban'ın gelmesi ile kâbus başladı

Ancak kâbus yeni başlıyordu. Afgan ordusu ile savaşan Taliban, onların köyüne de gelmişti. Bir hafta devam eden çatışmalarda, köyleri birkaç kez el değiştirdi. Bir süre sonra ordu birlikleri tamamen çekildi ve Taliban köyü ele geçirdi. Taliban'a göre, devlette çalışanların eşi, çocukları ve malları savaş ganimetiydi. Eşi devlet kurumunda çalışan Fevziye de başına gelebilecekleri biliyordu. O nedenle saklanmaya karar verdi.

"Kızları saçlarından tutup evden çıkarıyorlardı. Güzel olanları nikâhlıyorlardı. Nikâhı kabul etmeyenleri öldürüyorlardı. Biz kaçıp görmeyecekleri bir yerde saklanıyorduk ve sesleri dinliyorduk. Onlar gittikten sonra dışarı çıkıyorduk. Çıktığımızda öldürdükleri insanları görüyorduk."