Türkiye'nin utanç raporu: 8 yılda yüzde 114 arttı
CHP Bilim Platformu tarafından kadınlardan çocuklara, mültecilerden gençlere şiddetin etkilerinin ele alındığı politika notuna göre; silah bulundurma ruhsatı için 2019’da 13 bin 206, 2020’de 17 bin 751 başvuru yapıldı. 2021 yılının ilk 9 ayında 2 bin 592 bireysel silahlı şiddet olayı yaşandı; bu olaylarda bin 470 kişi öldü, 2 bin 693 kişi de yaralandı. Güvenlik birimlerine 2019’da 236 bin çocuk ‘mağdur’ olarak getirildi. Her 100 çocuktan 15’ini cinsel şiddete maruz bırakılan çocuklar oluşturdu. Kadınların erkek şiddetine karşı koruma talep sayısı, 2012’den 2020’ye yüzde 114 artışla 339 bin 792’ye yükseldi
Türkiye, her gün birden fazla kadın cinayetine şahit oluyor. İki gün önce Can Göktuğ isimli fail, bir kadını öldürdü ve “Olay günü sinirlerim ve moralim bozuktu, bir kadını öldürmek daha kolay olduğu için kadın öldürmeyi tercih ettim” diye ifade verdi. Aynı gün, Adana'da öldüğü sanılarak gömülmeye götürülen köpek, yaşam belirtileri göstermesi üzerine hekim kliniğine götürüldü. Köpekte cinsel saldırı bulguları tespit edildi. Yine aynı gün İstanbul’da motosikletli iki kişi, cadde üzerinde bulunan tekel bayine saldırdı. Bundan üç gün önce de Hatay’da Arif Bereket isimli zanlı, “yüksek sesle sohbet ettiği” gerekçesiyle uyardığı komşusunu öldürdü. Türkiye’de Can Göktuğ'un işlediği cinayet ve erkek şiddeti tartışılırken; CHP de şiddetin nedenleri ve sonuçlarını gözler önüne sermeyi amaçlayan bir çalışma yaptı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel başkanlığındaki CHP Bilim Platformu tarafından “Otoriterlik İklimi, Şiddeti ve Eziyeti Artırıyor; Güven, Hoşgörü ve Dayanışma Aşınıyor” başlıklı politika notu hazırlandı.
Politika notunda; AK Parti iktidarı döneminde her alanda şiddet olaylarının yükseldiği, kutuplaştırıcı ve hedef gösterici söylem ve politikaların gündelik hayatın her alanına sirayet ettiği ve şiddeti tetiklediği, artan sosyo-ekonomik sorunlarla birlikte genel bir şiddet ve sadizm kültürüne yol açtığı tespiti yapıldı.
Kadınlardan çocuklara, mültecilerden gençlere farklı alanlarda artan şiddetin etkilerinin detaylı şekilde ele alındığı ve bireysel silahlanma artışının rakamlarla ortaya konulduğu politika notundaki önemli veri ve tespitlerin özeti şöyle:
Türkiye, küresel raporlarda 'Güvencesiz Ülke' kategorisinde yer aldı:
Türkiye, 41 OECD ülkesi arasında ayrımcılığın en yüksek olduğu ülke hâline geldi. 2020 Refah Endeksi’nde, ayrımcılığa karşı yasal önlemlerin varlığı ve toplumsal hoşgörü açısından 167 ülke arasında son 10 yıl içinde 33 sıra gerileyerek 154. sıraya yerleşti. Şiddet içeren suçlar, iç çatışmalar, mülkiyet suçları, siyasi suçlar üzerinden açısından da 167 ülke arasında en güvencesiz 147. ülke oldu. Evde, iş yerinde, trafikte, sokakta; saldırı, dövme, hakaret, yaralama, öldürme haberleri gün geçtikçe çoğaldı. Sokaklarda kaos, kadına karşı şiddet ve kadın cinayetleri, çocuklara yönelik istismar haberleri, hayvanlara yönelik eziyet vakaları ve nefret suçları her gün daha fazla artan şekilde kamuoyuna yansıdı. Dünya Mutluluk Raporu’nda 156 ülke arasında son iki yılda 25 sıra gerileyerek 104. sıraya düştü. TÜİK’in Yaşam Memnuniyet Araştırması’na göre ise 2020 yılında Türkiye’de yaşayan her iki yurttaştan biri kendisini mutsuz hissetti.
Silahlanma teşvik edildi, saldırılar çığ gibi büyüdü
AK Parti hükümeti son yıllarda yürürlüğe koyduğu genelge ve yönetmeliklerle, silah edinmeyi kolaylaştırdı ve bireysel silahlanma kaynaklı şiddet olaylarının artmasına da neden olan düzenlemeler yaptı. Can ve mal güvenliğini tehdit altında hissedilmesi, Türkiye’de bireysel silahlanmanın artmasına neden oldu. Vatandaşlar tarafından silah bulundurma ruhsatı için 2019’da 13 bin 206 başvuru yapılırken; bu sayı 2020’de yüzde 34 artarak 17 bin 751 oldu. Yapılan çalışmalarda; 2011 yılında 9 milyon olduğu düşünülen bireysel silah sayısının 2021 yılı itibarıyla yüzde 85’i ruhsatsız olmak üzere en az 25 milyona ulaştığı iddia edildi. 2014 yılında basına yansıyan yaralama ve cinayete varan silahlı olayların sayısı bin 499 iken, 2021’de yüzde 73 artış artışla 2 bin 592 oldu. 2021 yılına gelindiğinde ilk 9 ayda 2 bin 592 bireysel silahlı şiddet olayı yaşandı. 2021 yılında yaşanan bu olaylarda bin 470 kişi öldü, 2 bin 693 kişi de yaralandı.
Çocuklar; şiddet, eziyet ve cinsel istismar ile karşı karşıya kaldı:
Türkiye’de son yıllarda çocuklara karşı cinsel istismar vakalarında ciddi artışlar yaşandığı görüldü. TÜİK verilerine göre güvenlik birimlerine 2015’te 226 bin 625 mağdur çocuk getirilirken, 2019’da 236 bin çocuk getirildi. Mağdur olarak getirilen 100 çocuktan 15’ini ise cinsel şiddete maruz bırakılan çocuklar oluşturdu. AK Parti’nin siyasi hesapları, insani ihtiyaçların ve eğitimin önüne geçmedi. Çoğu denetimsiz ve çocukların temel ihtiyaçlarını karşılamak için uygun olmayan bu merdiven altı kurumlarda, genellikle ailelerinden uzakta okuyan çocuklar psikolojik ve fiziksel şiddet, eziyet ve cinsel istismar gibi kötü muamelelerle karşı karşıya kaldı.
Kadınların koruma talebi yüzde 114 arttı:
AK Parti’nin 19 yıllık iktidarında kadınlara yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve kadın cinayetleri vakaları ve maruz kaldıkların vahşetin boyutu her yıl hızla artarak ürkütücü boyutlara ulaştı. Türkiye, OECD ülkeleri arasında kadına karşı şiddetin en yaygın olduğu ülke konumuna geldi. 2021 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu'nda ise 156 ülke 133. sırada yer aldı. 2016 yılında kadınların yüzde 53’ü şiddeti en önemli problem olarak görürken, 2020 yılında bu oran yüzde 66’ya yükseldi. Sivil toplum örgütlerine göre; erkekler son 10 senede 3 binden fazla kadını öldürdü, binin üzerinde kadına tecavüz, yaklaşık 2 bin kadını taciz etti. 2020 yılında, Türkiye’de erkekler 300 kadını öldürdü. 171 kadın, şüpheli şekilde ölü bulundu. 2012’de 139 bin olan koruma talebi sayısı, 2020 yılına geldiğinde yüzde 114 artışla 339 bin 792’ye yükseldi.
Bir yılda 22 milyon hayvan işkenceye maruz bırakıldı:
Türkiye, Sessiz Hayvan Zulmü Endeksi’nde gösterdiği kötü performans nedeniyle 50 ülke arasında 33. sırada yer aldı. Yalnızca 2020 yılında 22 milyon 735 bin 267 hayvan işkenceye maruz bırakıldı.
Sığınmacı krizi, şiddeti artırdı:
2011 yılından beri ülkemizde derinleşen Suriyeli sığınmacı krizi, ekonomik ve toplumsal olarak sürdürülemez bir hâl aldı. Bu nüfus yığılması, sosyo-ekonomik ve kültürel sorunlar ve güvenlik sorunlarının ortaya çıkmasına neden oldu, vatandaşların şikayetleri arttı. Genellikle dar gelirli nüfusun yaşadığı bu bölgelerde yurttaşların evsiz ve işsiz kalma endişeleri ve kültür çatışmaları toplumsal gerilimi ve şiddet olaylarını artırdı.
Gençler dijital şiddete maruz kaldı:
Türkiye’de her 5 kişiden 1’i dijital şiddete uğradı. Şiddetin bu boyutu özellikle gençleri hedef aldı. 15-17 yaş arası her 5 gençten 1’i, 18-32 yaş arası her 3 gençten 1’i; dijital şiddete maruz kaldığını belirtti. En sık rastlanan dijital şiddet biçimleri hakaret ve küfür; yazılı ve sözlü taciz mesajları ve ısrarlı takip oldu. Vatandaşlar en çok siyasi görüşleri nedeniyle dijital şiddete maruz kaldı.