Kobani Davası ertelendi

Kobani Davası ertelendi
108 kişinin yargılandığı Kobani Davası'nın ikinci duruşması 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı. Duruşma 20 Mayıs Perşembe tarihine 09:30’da devam etmek üzere ertelendi.

Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın aralarında bulunduğu 28’i tutuklu 108 kişi hakkında açılan Kobani Davası’nın ikinci duruşması Sincan Cezaevi kampüsünde, 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlandı.

Davayı HDP’li milletvekilleri ve parti yöneticilerinin yanı sıra çeşitli sivil toplum örgütleri, kadın örgütleri takip etti. Davaya, basın kartı olmayanlar alınmadı. 

26 Nisan’da görülen ilk duruşma mahkeme heyetinin uygulamaları nedeniyle tartışmalara neden olmuş, avukatlar iki kez duruşma salonunu terk etmişti. HDP Hukuk Komisyonu Sözcüsü Ümit Dede mahkeme heyetinin ilk duruşmadaki tutumunu eleştirerek yapılan yargılamayı “yasadışı yargılama” olarak nitelendirdi.

Demirtaş: Devran dönecek 

Duruşmaya Edirne F Tipi Cezaevi'nden SEGBİS ile bağlanan Selahattin Demirtaş, geçen duruşma yaptıkları reddi hâkim talebinin gerekçelerini anlattı. Demirtaş özetle şöyle konuştu:

Türkiye’nin barışı demokrasisi ve özgürlüğü için fedakarlık yapmış siyasetçilerin sanık sandalyesinde oturmasından üzüntü duyuyorum. Bu dava Kobane Davası değil, HDP’ye dönük kumpas ve siyasi intikam davasıdır. Günün birinde Kobane Davası da açılacak ve gerçek sorumlular, katliam yapan ve yaptıranlar ortaya çıkacaktır ama herkes emin olsun o zaman sanık sandalyesinde biz olmayacağız. Bize bu kumpasın kurulmasının nedenlerini tüm çıplaklığı ile ortaya çıkaracağız.

Davanın kendisi hedefleri ve amaçları tamamen siyasidir. İddianamenin esasının hiçbir kıymeti yoktur. Bu davada usul esastan daha önemlidir. Tarihte ilk defa bir parti, AKP-MHP başka bir partiyi, HDP’yi yargılamaya çalışıyor. En faşist dönemlerde bile bir parti hakim cübbesi ile salona girmemiştir. Biz halkın iradesini bu kumpas davasında ezdirmeyeceğiz. Merak etmeyin diyorum Türkiye toplumuna, bu devran dönecek.

Yanımda avukat olmadan savunma yapmaya zorlanıyorum. Şu an SEGBİS salonunda avukatsız savunma yapıyorum. Kronik rahatsızlıklarım nedeniyle de mahkeme salonuna gelemiyorum. İddianame ise bana tebliğ edilmedi.

İddianame size 30 Aralık 2020’de gönderilmiş. Sonraki resmî tatil günlerinin ardından 3 iş günü boyunca mahkemeniz başka bir yargılama yapmışken, 3530 sayfa iddianameyi incelediğini söylüyor. 24 saat kesintisiz okunsa 9 gün sürüyor. Mahkemeniz göz göre göre çarpıtıyor. Bu iddianamenin bu sürede incelenmesi ve tutanak hazırlanması imkansız. Mahkemeniz hakkında soruşturma açılmasını isteyeceğiz. Burada bir şaibe var.

Figen Yüksekdağ: Bu davada yargılanan olmayacağız!

Duruşmada savunma yapan eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ şu ifadeleri kullandı:

Bir adil yargılama davası ile karşı karşıya değiliz. Reddi hakim talebimizin temel gerekçesi budur. Burada gerçekler çarpıtılıyor. Çarpıtılan gerçekler üzerinden bu süreç yürütülemez. 4,5 yıldan beri binlerce savunma yaptım. Kurgular yaparak içerikler yeniden önüme konuluyor. Bütün dava süreçlerinde savunmalarımızı bir hesap verme süreci olarak görmedik. Biz burada gerçekleri ifşa ediyoruz.

4,5 yıldan beri binlerce savunma yaptım. Kurgular yaparak içerikler yeniden önüme konuluyor. Bütün dava süreçlerinde savunmalarımızı bir hesap verme süreci olarak görmedik. Biz burada gerçekleri ifşa ediyoruz.

Bu iddianame ile HDP’ye yönelik tasfiye operasyonu sonuca ulaştırılmak isteniyor. Bu zamana kadar tasfiye hareketini çok farklı yollarla yaptılar ama bugün sonuca ulaştırmak istiyorlar. Siyasi iktidar bu dava ile bir seçim kampanyası yürütüyor.

Bütün meşruiyetlerini yitirdiler. Meşruiyetlerini sağlayabilecek tek yapı yargıdır. Bu nedenle siyasi anlamda iktidarda kalma stratejilerini yargı üzerinden hayata geçiriyorlar.

Bizler yitirdiğiniz canlarımızın, yoldaşlarımızın katili olmakla yargılanırken diğer taraftan bu siyasi iktidarın bakanı teşhir olmuş mafya ilişkilerine dair en ufak bir soruşturmaya uğramıyor.

Savcı Kamuran Yüksek’in konuşmasını almış Figen Yüksekdağ diye iddianameye koymuş. 5 konuşma var böyle iddianamede benim olmayan. Savcı “Yüksek”leri karıştırmış. Yükseklerle muhatap olunca demek ki böyle oluyor.

Buradan gerçek bir yargılamanın çıkmayacağını anlamak için kahin olmaya gerek yok. Bize ceza vermek üzerine kurgulanmış bir mekanizma ile karşı karşıyayız. Bizim dışımızda herkes konuşurken biz tek söz söyleme hakkına sahip olamadık. Konuşurken ses sistemi kapatıldı.

Siyasi iktidarın acelesi var. HDP’nin kapatılmasına gerekçe olması için bu davadan karar çıkması gerekiyor.

Yitirilen canların ölümünü kullanmanın dışında hiçbir şey yapmadınız. Biz bugün dediğimizi 6 yıl önce de söyledik. Bağımsız mekanizmaların bu suçları araştırması gerekiyor.

Türkiye tarihinde Anayasa’nın çiğnendiği ikinci örnektir bu dava. Birinci örnek Yassıada davasıdır. Yassıada davası, sözde kendisini Yassıada mağduru olarak gören Saray iktidarı tarafından şu an kopyalanıyor.

Yargı, iktidarın dublörüne dönüşmüş. İktidar diyor ki yargıya “arabaya sen çarpacaksın”. Biz bu davada asla yargılanan olmayacağız! Halkımız, haklarımız ve hakikat için duruşumuzu koruyacağız. Heyetiniz de iktidarın dublörü olma rolüne reddetmelidir.

Sebahat Tuncel: Totaliter rejimler bir yalan, iki şiddet üzerinden inşa edilir

Eski HDP Milletvekili Sebahat Tuncel'in ifadeleri şöyle:

26 Nisan’daki mahkemede bir kez daha erkek devlet ve erkek yargının ne olduğunu gördük. Bir erkeklik gösterisi ile karşı karşıya kaldık. Sözümüzü kesme, iktidarı kullanarak eş başkanlarımızın sesini kesme yaklaşımı bir güç gösterisidir.

Niye buradayız? Kürt kadınları, Türkiye devrimci hareketi, HDP’nin çok kimlikleri neden burada? Çünkü totaliter bir rejim kuruluyor. Totaliter rejimler bir yalan, iki şiddet üzerinden inşa edilir.

Yasaları tarih boyunca erkekler yaptı, patronlar yaptı, kapitalistler yaptı. Yasa kimi koruyor? Almanya’da Führer, Türkiye’de Reis kendi yasalarını yapıyor.

Savunmaların alınmasıyla dava 20 Mayıs Perşembe 09:30’da devam etmek üzere ertelendi.