Galatasaray'da bir filozof: Sadece gol atmıyor, futbolun felsefesini yazıyor

Galatasaray'da bir filozof: Sadece gol atmıyor, futbolun felsefesini yazıyor
Sedat Kaya yazdı: Galatasaray'da bir filozof: Sadece gol atmıyor, futbolun felsefesini yazıyor.

Galatasaray’ın Nijeryalı yıldızı Osimhen, Antalyaspor karşısında sadece üç gol atmakla kalmadı, sahada karakterin ve paylaşımın ne demek olduğunu da gösterdi.
Futbol, yüzeyde yalnızca bir oyun gibi görünse de, gerçekte hayatın tüm çelişkilerini, rekabeti ve dayanışmayı içinde barındıran bir sahne. Osimhen bu sahnede, süper bir santrforun ötesinde, erdemin ve alçakgönüllülüğün simgesi olarak parladı.

Gol krallığına giderken kazanılan penaltıyı, kendisine asist yapan Morata'ya bırakması, modern futbolun ego savaşlarında nadiren görülen bir fedakarlık. Attığı golleri sadece kendi hanesine yazdırmayı düşünenlerin aksine, Osimhen, zaferin paylaşıldığında büyüdüğünü biliyor. Bu hareketi, başarıyı tek başına sahiplenmek yerine, onu bir kardeşlikle taçlandırmayı seçenlerin inceliğini taşıyor. Spinoza’nın dediği gibi, "Gerçek mutluluk, başkalarının mutluluğunu artırmakla mümkündür."

Ancak Osimhen’in mütevaziliği sadece paslarında, tercihlerinde değil, hareketlerinin en basitinde bile kendini gösteriyor. Yunus’un kramponlarını cilalaması, sıradan bir jest gibi görülebilir. Ama burada, insanın doğasına dair derin bir bilgelik saklı. Her birey, takımın ve toplumun bir parçasıdır ve hiçbir zafer yalnız başına kazanılmaz. Antik çağda erdemin en yüksek formu, yalnızca kişisel beceri değil, insanın bütün içinde nasıl bir rol oynadığıyla ölçülürdü. Osimhen, bu bilinci yeşerten bir figürdü sahada.

Ve maç bittiğinde, bir taraftar bariyerleri aşıp sahaya daldığında, Osimhen tereddüt etmeden formasını ona verdi. Bir futbol forması basit bir kumaş parçası değildir; o, taraftar ile oyuncu arasındaki görünmez bağı simgeler. Formayı vermek, yalnızca bir nesneyi devretmek değil, bir anlamı paylaşmaktır. Belki de bu, Camus’nün "Hayat, bize sunulan rastlantılardan değil, bizim onlara verdiğimiz anlamdan ibarettir" sözünü doğrular nitelikteydi. Taraftar için o an, futbolun sadece bir spor değil, bir kimlik, bir aidiyet ve belki de bir düş olduğunu gösterdi.

Osimhen'in sahadaki duruşu, futbolun yalnızca bir oyun değil, hayatın minyatür bir yansıması olduğunu anlatıyor.
Hayatta da tıpkı sahada olduğu gibi, herkesin kendi pozisyonu, kendi mücadeleleri ve kendi kararları vardır. Kimimiz yalnızca kendimiz için oynarız, kimimiz ise başkalarını da yanımıza alarak yürürüz. Ve belki de en büyük zafer, gol atmak değil, birlikte kazanabilmektir.

Osimhen'in dün gece attığı üç gol, tabelada kalacak. Ama sahada sergilediği karakter, yıllar sonra bile hatırlanacak. Çünkü gerçek zafer, sadece kazanmak değil, nasıl kazandığını bilmektir.

Kaynak:Halk TV Haber Merkezi