Tarımda kriz büyüyor! Çiftçiler için sesini Meclis'te yükseltti!

Meclis'te görüşülen İklim Kanunu Teklifi sırasında söz alan DEVA Partisi İzmir Milletvekili Seda Kâya Ösen, iktidarı sert sözlerle eleştirdi. Hükûmetin çevre politikalarını yetersiz bulduğunu belirten Ösen, özellikle çiftçilerin yaşadığı su sorununa dikkat çekti.
Aydın ve İzmir’deki üreticilerin kuraklık nedeniyle büyük sıkıntı yaşadığını dile getiren Ösen, Aydın Valiliği’nin üreticilere “Su yok kuru tarım yapın” dediğini hatırlatarak “Su vermediğiniz arazi sahipleri ne yetiştirecek?” diye sordu.
Ösen, Türkiye’nin kapsamlı ve hedefleri netleşmiş bir iklim kanununa ihtiyacı olduğunu belirterek, “Türkiye’nin ayakları sağlam yere basan, kapsamlı, hedefleri netleşmiş bir iklim kanuna ihtiyacı var” dedi. Meclise sunulan teklifin Avrupa Birliği’ne “şirin gözükmek için” hazırlandığını ifade eden Ösen, teklifin karbon emisyonu ve sınırda karbon uygulamaları konusunda yetersiz olduğunu vurguladı.
Ösen, su kaynaklarının doğru yönetilmediğini ve tarımsal sulamada israfın yaygın olduğunu söyledi. Ösen “Ülkemizde tarımsal sulamada ihtiyaçtan fazla su harcanıyor. Yüzey sulama dediğimiz eski usul sulama ile tarımda kullandığımız suyun yarısını israf ediyoruz” diyerek modern sulama yöntemlerinin teşvik edilmesi gerektiğini savundu.
Tarım desteklerinin yetersizliğini ve çiftçiye yönelik politikalardaki eksiklikleri gündeme getiren Ösen, iktidara şu sözlerle seslendi: “Eş-dost medya patronu olsun diye halkın alın terini peşkeş çekiyorsunuz. Ziraat bankası yeniden çiftçilerin olmalı.”
DEVA Partili Ösen, Tarım Kanunu’na sulama sistemlerine teşviklerin dahil edilmesini önerdi ve üreticinin hakkının verilmesini istedi.
Ösen'in konuşması da şöyle:
“Türkiye’nin ayakları sağlam yere basan, kapsamlı, hedefleri netleşmiş bir iklim kanuna ihtiyacı var. Bu kanun teklifi Avrupa’ya şirin gözükmek için yapılmış, karbon emisyonu konusunda bir yol haritası olmayan, sınırda karbon uygulamasının ruhunu anlayamamış bir tekliftir.
Dünya ikliminde yaşanan değişimlerin suyumuzun azalmasında etkisi elbette yadsınamaz. Ancak hükümetin suya, suyun tüketim şekillerine ve suyun üretim için sanayide ve tarımda kullanımına yeterince önem vermediğini de kabul etmemiz gerekiyor. Bakın sizlere çok yakın bir örnek seçim bölgem, Ege Bölgesi’nden Aydın’dan. Aydın Valiliği aldığı kararla Büyük Menderes Havzası üzerinden tarım yapan çiftçilere “su yok kuru tarım yapın” dedi. Evet yanlış duymadınız. Valilik tarafından alınan karara göre bölge barajlarındaki su miktarının kritik seviyeye düşmesinden dolayı tarım alanlarının yalnızca %50’sine su verilecek ve bu su en fazla iki kez verilecek. Bu durumda Aydınlı çiftçi ne yapacak? Su vermediğiniz arazi sahipleri ne yetiştirecek? Borçlarını nasıl ödeyecek? Bir desteğiniz veya borçların ertelenmesi gibi bir çalışmanız var mı? Yoksa her yaptığınız işteki gibi “yaptım oldu” mu diyeceksiniz? Aydın’da yaşanan durumun aynısı İzmir Bergama’da, Kınık’ta, Dikili’de de var. Tüm Bakırçay Havzası sulama sorunuyla karşı karşıya ve su kesintilerine gidiyorsunuz. Bölgedeki yetkililer ekinlerin yetiştiği bu dönemde feryat ediyorlar. Su bize bugün verilmeyecekse ne zaman verilecek diyorlar, seslerini duymuyorsunuz. 85 milyon insanı doyurması gereken Türkiye yıllık kullanılabilir suyunun %70’ini tarımsal sulamaya ayırıyor.
Ülkemizde tarımsal sulamada ihtiyaçtan fazla su harcanıyor. Yüzey sulama dediğimiz eski usul sulama ile tarımda kullandığımız suyun yarısını israf ediyoruz. Bunun yerine çiftçilerimizin daha verimli sonuçlar alacağı ve daha az su tüketeceği damlama sulama ve yağmurlama sulama sistemlerine geçişini hükümet teşvik etmeli ve desteklemelidir. Ancak görüyoruz ki sizin öncelikleriniz arasında çiftçi yok. Çiftçiyi düşünmek yok. Soruyorum sizlere hükümet yetkilileri neden biraz da bizim vatandaşımızın karnı ucuza doysun, üreticimiz huzur bulsun demiyorsunuz? Siz üreten, yetiştiren İzmirliye, Konyalıya, Urfalıya değil de neden yurtdışındaki faiz lobilerine hizmet ediyorsunuz? Yapılan bilinçsiz sulamanın ülke ekonomisine ve çevresine verdiği zararları görmezden gelemeyiz. Bu noktada Tarım Kanunu ile hükümetin kanunen vermek zorunda olduğu tarımsal destek paketleri içerisine sulama sistemlerine teşvik getirilmelidir. Eş dost medya patronu olsun diye halkın alın terini, vatandaşın parasını, kredi adı altında peşkeş çeken Ziraat bankası yeniden çiftçilerin olmalı ve bu konuda çiftçiye destek sağlamalıdır. Hak, hakkı olana usulünce verilmelidir.”