Silivri'deki Tayfun Kahraman’dan üçüncü yıl mektubu: Geciken adalet, adalet değildir

Silivri'deki Tayfun Kahraman’dan üçüncü yıl mektubu: Geciken adalet, adalet değildir
Gezi davasından tutukluluğunun üçüncü yıl dönümünde Tayfun Kahraman, mektup yayımladı. Kahraman, “Hukuk, iktidardan yana olanlar ve olmayanlara göre işliyor” sözleriyle yargı sistemini eleştirdi. Kahraman, " Geciken adaletin adalet olmadığı gibi, alıkonan özgürlüklerin geri dönüşü olmadığını bilenler, ayrımsız tüm siyasi tutsakların haklarına sahip çıkıyor." dedi.

Gezi davasından 25 Nisan 2022’de tutuklanan şehir plancısı Tayfun Kahraman, Silivri Cezaevi’nde geçirdiği üçüncü yılı dolayısıyla bir mektup yayımladı.

1096 gündür cezaevinde olan Kahraman, mektubunda hukuksuzluğa, siyasi tutukluluğa ve dayanışmaya dikkat çekti.

Kahraman, cezaevindeki üç yılı şu cümleyle özetledi:

  • “Silivri zindanında geçen üç yıl, ömürden çalınan binlerce gün ve yaşanamayan yüzlerce hatıradır.”

Kendisinin ve dava arkadaşlarının hâlâ tek bir somut delil olmadan hüküm giydiğini vurgulayan Kahraman, yaşanan adaletsizliğin bedelini şöyle anlattı:

  • “Yaşanan adaletsizliğin hayatlardaki somut karşılığı; ailelerimizden, sevdiklerimizden uzak kalmak.”

Cezaevinde tutulmanın en ağır yanının “hasret” olduğunu dile getiren Kahraman, “Yaşama, insana, sevdiklerine, özgürlüğe duyulan hasret, hem içeriye hem dışarıya en büyük ceza” diyerek özgürlüğün anlamına dikkat çekti.

"HUKUK İKTİDARDAN YANA OLANLAR VE OLMAYANLARA GÖRE İŞLİYOR"

Hukuk sisteminin tarafsızlığını yitirdiğine işaret eden Kahraman, “Fiilen, iktidardan yana olanlar ve olmayanlara göre suçun cezasının ya da suçun belirlendiği bir hukuk sistemi işliyor” sözleriyle mevcut yargı düzenini eleştirdi.

"İşte bu ortamda Silivri’de geçen 3 yıl ardından adaletin gelmesini beklerken adaletsizlik genelleşiyor" diyen ve son dönemdeki siyasi tutuklamaların arttığını belirten Kahraman, Silivri (Marmara) Cezaevi’ndeki manzarayı ise şu sözlerle tarif etti:

  • “Siyasal yelpazenin her renginden tutsakların kapatıldığı Silivri bugün hiç olmadığı kadar renkli ve sıcak.”

Kahraman’a göre cezaevindeki bu çeşitlilik, farklı toplumsal kesimler arasında yeni bir “kardeşlik hukuku” oluşturmuş durumda.

Kahraman, geciken adaletin “adalet olmayacağını” hatırlatarak, farklı dünya görüşündekilerin dayanışmaya başlamasının önemini şu sözlerle vurguladı:

  • “Şimdi herkes kendinden uzak olana daha fazla ve samimi biçimde sahip çıkıyor.”

MS hastası da olan Kahraman'ın mektubunu eşi Meriç Demir Kahraman paylaştı.

Tayfun Kahraman'ın kaleme aldığı yazı şöyle:

Silivri zindanında geçen üç yıl, ömürden çalınan binlerce gün ve yaşanamayan yüzlerce hatıradır. Geçen bunca zamanın, tek bir delil ya da gerçekçi iddia olmadan verilen cezanın, yaşanan adaletsizliğin hayatlardaki somut karşılığı; ailelerimizden, sevdiklerimizden uzak kalmak. Dört duvar arasında tutulmanın en büyük cezası ise hasret. Yaşama, insana, sevdiklerine, özgürlüğe duyulan hasret, hem içeriye hem dışarıya en büyük ceza. Siyasi saiklerle süren bu tutsaklığın mükafatı ise olmaz ama bir kazanımı olacaksa; o da daha demokratik, özgür, adil ve kardeşçe yaşayacağımız bir ülke kazanımına bizleri yaklaştırması olacaktır. Birliğin beraberliğin sembolü yaşanan ortak acılar olacaktır.

Yaşadığımız bu dönemin belirleyicisi ikili hukuk sistemi. Fiilen, iktidardan yana olanlar ve olmayanlar göre suçun cezasının ya da suçun belirlendiği bir hukuk sistemi işliyor. Siyasal fark gözetmeden hepimizin üzerindeki en büyük tehditlerden biri bu. Çünkü hukukun toplumsal ilişkiyi düzenleyen değil, iktidarın varlığını kutsayarak muhalefeti tehdit eden bir araca dönüşmesi toplumsal barışımızı yok eder. Bu nedenle, bugün tüm farklılıklarına rağmen muhalefet cephesi, adaletsizlikler karşısında hiç olmadığı kadar birbirine yakın duruyor. herkes diğer mahallede yaşanan hukuksuzluğa karşı kulaklarını daha açık tutuyor, dikkat kesiliyor.

İşte bu ortamda Silivri’de geçen 3 yıl ardından adaletin gelmesini beklerken adaletsizlik genelleşiyor. Silivri zindanı ise hiç olmadığı kadar renkleniyor. Siyasal yelpazenin her renginden tutsakların kapatıldığı Silivri bugün hiç olmadığı kadar renkli ve sıcak. Tüm ülkenin gözü adaletsizliklerin sembolü Silivri’de, Silivri’nin sakinlerinin gözleri ise özgürlükte. Yalnızca kendi özgürlüğünde değil, 19 Mart sonrası kurulan kardeşlik hukuku ile yan koğuşunda olanın da özgürlüğünde. Geciken adaletin adalet olmadığı gibi, alıkonan özgürlüklerin geri dönüşü olmadığını bilenler, ayrımsız tüm siyasi tutsakların haklarına sahip çıkıyor. Şimdi herkes kendinden uzak olana daha fazla ve samimi biçimde sahip çıkıyor.

Bu sahiplenme iktidar kesimlerine de uzandığında, herkes cesur bir şekilde adalet diye haykırdığında bu memlekette hukuku ve adaleti hakim kılacağız. Hukuksuz biçimde 3 yıldır alınan özgürlüğümüzün bedelini dört köşede yatanın esareti olarak görmeyeceğiz. Bu hukuksuzluklar ancak birbirimizin hakkına, hukukuna sahip çıktığımızda sona erecek ve hep beraber özgür olacağız. Önce birbirimize sonra adalete olan güveni yeniden inşa edeceğiz.

Silivri zindanında özgürlükten yoksun, sevdiklerinden uzak, evladına hasretle geçen üç yılın sonunda hala en önemli dayanağımız umut. Hep beraber memlekette tek vücut olacak ve umuda tutunacağız. Bugün bizlere umutla daha ateşli bir şekilde hatırlatan gençlerle beraber, yalnızca hukuksuz biçimde tutsak edilen bizler için değil; 86 milyon için özgürlüğü yeniden inşa edeceğiz.

Özgür günlerde yeniden aranızda olmak dileğiyle hepinizi hasretle selamlıyorum.

Silivri’den sevgilerle.
Dr. Tayfun Kahraman / Silivri Kapalı Cezaevi - 9 No’lu A-42

screenshot-2025-04-25-at-13-07-16-1-xte-dr-meric-demir-kahraman-tam-3-yil-once-bugun-esim-tayfun-kahramani-bizden-kopardilar-o-gunden-bugune-ozgurlugunden-mahrum-o-gunden-bugune-adalet-bekliyoruz-silivri-cezaevinde.png

Kaynak:Halk TV Haber Merkezi