Silivri duvarları arasında adalet bekleyen 4 isimden mesaj var
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Silivri (Marmara) Cezaevi'nde Esenyurt'un seçilmiş Belediye Başkanı Ahmet Özer, Şehir Planlamacısı Tayfun Kahraman, İş İnsanı Osman Kavala ve Hatay Milletvekili Can Atalay'ı ziyaret etti.
Emir, ziyaret sonrası yaptığı açıklamada, Özer'in 67 gündür tutuklu olduğunu ve henüz iddianamenin hazırlanmadığını belirtti.
Dosyada suçlamaları destekleyecek bir delil bulunmadığını, 10 yıl önceki görüşmeler ve uydurma bir gizli tanık üzerinden dosya oluşturulmaya çalışıldığını iddia etti.
Emir, asıl hedefin Esenyurt'un rantı olduğunu, Özer'e düşman hukuku uygulandığını ve suçların uydurulduğunu söyledi.
Emir, Gezi Parkı Direnişi nedeniyle tutuklu bulunan Tayfun Kahraman'ın 33 aydır cezaevinde olduğunu ve Anayasa Mahkemesi kararının uygulanmasını beklediğini ifade etti. Osman Kavala hakkında üç kez iddianame değiştirildiğini ve AİHM kararlarına rağmen tutukluğunun devam ettiğini belirtti.
Hatay Milletvekili Can Atalay'ın seçilmesine rağmen mazbatasını alamadığını ve Anayasa Mahkemesi'nin verdiği ihlal kararlarına rağmen cezaevinde tutulduğunu vurgulayan Emir, Atalay'ın milletvekilliği görevine başlatılmamasını milli iradeye saldırı olarak nitelendirdi.
Emir, ziyaret ettiği dört ismin de Türkiye'de demokratikleşme ve hukuk devleti talepleriyle adalet ve özgürlük beklediğini, herkese selam ve sevgilerini ilettiğini sözlerine ekledi.
Emir şunları ifade etti:
"Ahmet Özer başkanımızın herkese selamları var. 67 gündür tutuklu, hala iddianame yazılmış değil ve iddianameni, iddianameyi bekliyor şu anda ama kendisine kollukta sorulan, savcılıkta sorulan ve hakimlikte sorulan sorulardan anlıyoruz ki ve dosyanın içerisine baktığımızda görüyoruz ki içerisinde hiçbir delil yok.
Ve bırakın tutukluluğu, dava açmak için bile yetecek deliller yokken, 10 yıl önceki görüşmeler üzerinden veya bir sonradan uydurulan bir gizli tanık üzerinden bir dosya oluşturulmaya çalışılıyor.
Suçlar icat edilmeye çalışılıyor ama gerçekte hedeflenenin Ahmet Özer'i bir şekilde tutuklayıp Esenyurt'un rantına çökmek olduğunu çok iyi biliyoruz.
O seçilmiş belediye başkanı, Türkiye'nin en büyük ilçesinin, en büyük ilçelerinden birinin belediye başkanı ve önemli hizmetler yaptı, herkesin oyunu aldı. Esenyurt'ta yaşayan herkesin, Türk'ün, Kürt'ün herkesin oyunu aldı ve orada önemli bir çalışma yürüttü.
Ve sonuçta da asıl cezalandırılmak istenenin oradaki barış ve kardeşlik ortamı olduğunu biliyoruz. Orada bir düşman hukuku uygulanmaya çalışıldı.
Ahmet Özer'e bir düşman hukuku uygulanıyor. Olmayan deliller uyduruluyor, gizli tanıklar uyduruluyor. Sabahın bir vakti, konut dokunulmazlığı ihlal edilerek konutuna giriliyor. Yine aynı şekilde, soruşturmanın gizliliği söz konusu iken kendi avukatlarına verilmeyen bilgiler, deliller, iftiralar, yandaş, , medya tarafından sızdırılıyor ve bu şekilde suçların uydurulmaya çalışıldığı bir süreç yürütülüyor.
Ve Ahmet Özer de tabii bunu,, takip ediyor. Herkese selamları var. Tayfun Kahraman, hiçbir suça bulaşmamış. Gezi olaylarında, , barış olsun diye, ağaçlar kesilmesin diye ve özellikle de oradaki gösteriler amacına ulaşsın diye,çevre katliamı olmasın diye mücadele, mücadele etmiş birisi.
Ve Tayfun Kahraman da 33 aydır tutuklu. O da Anayasa Mahkemesi'nin önündeki, kendisiyle ilgili hak ihlali kararının bir an evvel sonuçlandırılmasını ve olması gerektiği gibi, , özgürlüğüne kavuşmasını, talep ediyor, bunu bekliyor. Osman Kavala, üç kez iddianamesi değişmiş.
Üç ayrı suç uydurulmuş ve her defasında,süresi uzatılmış, tutukluluğu uzatılmış. Şu anda da mahkum edilmiş bir kişi., hakkında verilmiş Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları var. Avrupa İnsan Hakları Hakları Mahkemesi kararı, özellikle Türkiye Cumhuriyeti'nin, bu davayı siyasi nedenlerle yürüttüğüne dönük bir karar, son derece ağır bir karar.
Buna rağmen, yine Anayasa Mahkemesi atılması gereken adımı atmadığı için kendisi hala hükümlü durumunda. Can Atalay, seçilmiş milletvekili. onun da sizlere selamları var.
Can Atalay seçilmiş, seçildiği sırada temiz kağıdı almış, hakkında verilmiş bir kesin hüküm söz konusu değil ama, kendisi hakkındaki davanın durup bir an evvel, milletvekilliği görevine başlaması gerekirken milletvekilliği görevine başlatılmadığı gibi, Anayasa Mahkemesi'nin üç kez verdiği ihlal kararı da göz ardı edildi.
Anayasa Mahkemesi'ne göre, en Atalay milletvekilidir ve hakkında milletvekilliğinin düşürülmesine dair verilen karar hükümsüzdür haksızdır, hukuksuzdur.
Dolayısıyla şu anda Can Atalay, milletvekili sıfatıyla bu cezaevinde tutulmaktadır. Ve şu haliyle de aslında Meclis'in bir üyesi, seçilmiş bir milletvekili fiilen cezaevinde tutulduğu için de Can Atalay, görevini yapamaz haldedir.
Can Atalay'ın burada olması aynen, Ahmet Özer başkanımızda olduğu gibi milli iradeye saygısızlıktır, milli iradeye,saldırıdır ve, aslında bir, sivil darbe girişimidir.
Dolayısıyla Can Atalay'ın da bir an evvel, herkes gibi seçilmiş, bir milletvekili olarak gelip yemin edip görevine başlaması gerekmektedir ama maalesef bir hukuksuzluklar, zinciri burada da devam ediyor. bu dört, arkadaşımızın da herkese selamları var.
Türkiye'de demokratikleşmenin olmasını, hukuk devletinin az da olsa, , hiç olmazsa böylesine, kırık dökük olmayıp bir ölçüde düzeltilmesini bekliyorlar ve, bir an evvel adalete kavuşmayı bekliyorlar, özgürlük, özgürlüklerine kavuşmayı bekliyorlar, adaletin olmasını bekliyorlar ve, bir umutla Türkiye'yi yakından takip ediyorlar. Herkese selamları, sevgileri var"