Beykoz Belediyesi davasında ikinci gün

Beykoz Belediyesi davasında ikinci gün
183 gün sonra dün ilk kez hakim karşısına çıkan Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler'in yargılandığı davanın duruşması bugün de devam ediyor.

Tutuklu bulunan Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in yargılandığı davanın ilk duruşması dün görüldü. Köseler, 183 gün sonra ilk kez hakim karşısına çıkmış oldu.

Anadolu Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada Köseler ve 12 sanık duruşmaya Silivri (Marmara) Cezaevi’nden getirildi. Köseler hakkında toplamda 67 yıl 3 ay hapis cezası isteniyor.

Köseler, iddianameyi 119 gün sonra okuyabildiğini belirterek kendini dün şöyle savundu: "İhale süreçlerine etkim yok. Hakikaten yok. 12 metrekarede yaşıyoruz. Vatan Emniyet’te oksijen yoktu. Benim içeride olmamdan kimler yararlandı, buna bakılmalı"

Dün duruşmada hakim, bir sonraki duruşmayı yarına ertelemişti. Duruşma bugün 10.00'da başladı.

Duruşmada tutukluların ifadesine devam edildi. Uğur İnci, şunları ifade etti:

"Mekanik firma sahibiyim. Beykoz Belediyesiyle yaklaşık 11 yıldır çalışıyorum. Çeşitli ihaleler aldım. Aldığım ihaleleri eksiksiz aldım. Uzun yıllardır Belediye'den alacağımız vardı bunun için Belediye Başkanıyla görüşmek istedik belediyeye dahi giremedik. Restoran yangını olunca belediye başkanı biz sorumluymuşuz gibi bizi belediyeye çağırdı. Biz iletişimimizi mail yoluyla sağlıyoruz. Yaptığımız işleri her zaman mail yoluyla iletirdik. Eski dönemden gelen 8 milyonluk alacağımız vardı alacağımızı aldıktan sonra işimizi yapacağımızı söyledim. Yıldız Güneş artık muhatabımızın Duran Bülbül olduğunu söyleyerek, bizi yönlendirdi. 3-4 yıldır emeklerimizin karşılığını alamadık. Duran Bülbül teknik anlamda zor olduklarını, işlerin ilerlemediğini söyledi. Bizi ihalelere çağırdılar biz de eksik dönemden kalan alacağımızı almak için katıldık. Şu anda alacağımız 44 milyon lira. Soruşturma başlamadan önce borç için ihtar çektik noter aracılığıyla. Belediyeden bize yazı gönderildi. Yazıda 'eski döneme ait borçları kabul etmedikleri, kendi dönemlerinde olan 5 milyon civarındaki borçu taksitle ödenecek' olduğunu söylediler. İhalesiz bir iş veya usulsüz bir işlem yapmadım. Elektrikle çalışan işleri yapıyoruz. Mekanik firmasıyız. Firma olarak Beykoz Belediyesi bizim müşterimizden sadece biri. Alacaklarımızla ilgi tek yetkili muhatap olarak Duran Bülbül oluyordu. Veli bey bir gün bana 'Bu kapıdan bir daha giremezsin' dedi. Duran Bülbül ile bunun tartışması yaşandı. Biz derdimizi sadece Duran Bülbül'e anlatabiliyorduk. Veli beyin personel alıp çıkardığı konusunda bir bilgim yok. Biz belli bir süre belediye bize kapı duvar oldu. 44 milyon alacağım var. Neden burada dahi olduğumu bilmiyorum. 11 yıldır Beykoz Belediyesiyle çalışıyorum. 3 belediye başkanıyla çalıştım. Bir başkanla gelmedim. İşimi hakkıyla yapıyorum"

Tutuksuz Sanık Besi Kaya şunları dile getirdi:

"İç ve dış ticari şirketin yöneticisiyim. Tek başıma yönetiyorum. Her ihalede şeffaf olduk. İhale kapsamında gerçekleşen satışa ilişkin faturalar eksiksiz şekilde dosyada yer almaktadır. Faliyetlerimiz tamamen ticaridir. Şahsım üzerine atılan iftiraları kabul etmiyorum. Herhangi bir kurumla açık hesapla çalışan mutlaka vardır biz çalışmıyoruz. Bize teklif geliyor, biz numune gönderiyoruz uygunsa sözleşme gönderiyoruz öyle çalışıyoruz"

Mustafa Karadağ şöyle konuştu:

"Kamuyu zarara uğratacak birşey yapmadım. Suçlamaları kabul etmiyorum. 2017 yılında Ataşehir Belediyesinde çalışmaya başladım. Orada Onur Demirci ile tanıştım. Maddi kaynaklarımdan dolayı Onur ile ortak olduk. Birkaç iş yapıp eylemi öğrendikten sonra kendi şirketimi kurdum. 2024 Eylül ayından sonra Ataşehir Belediyesinden ayrıldım. Birçok belediye dolaştım bu belediyelerden biri ise Beykoz Belediyesidir. Eylül ve Ekim ayında 4 davet aldım. 2 doğrudan temin aldım bir tane de pazarlık usulü oldu. 2 ihaleye katıldım birini kazandım birini kaybettim. Başka bir davet veya teklif gelmedi. Fidan Gül ile kendi makam odasında tanıştık. Beykoz Belediyesi'nde Veli Gümüş'ün 'İş yapalım' teklifi olmadı. Doğrudan teminler mail üzerinden geldi. Ürünler vardı fiyatlandırdım ve gönderdim sözleşme gönderdiler"

Onur Demirci şunları sarf etti:

"Benim firmam organizasyon işidir. İş firmamı tanıttıktan sonra ilk işim pazarlık usulüyle gerçekleşti. Birkaç yöneticiyle görüştüm aldığım verilerle belediyeye mail üzerinden pazar araştırmasını attım. Davet geldi, ikinci oturuma kaldığımı bilgisini aldım. İhale bittikten sonra tutanak çıkıyor, bu tutanak komisyon yetkilileri tarafından hazırlanıyor. Sözleşmeyi yaptıktan 10-15 gün sonra ürün tedariği yaptım. Bir ihale aldım. Bir sene gibi bir süre içinde çok şey oluyor o yüzden ihaleyi hatırlamıyorum. Ben birçok belediyeyle çalışıyorum"

Belediye Başkan Yardımcısı Fidan Gül savunmasında şunları dile getirdi:

"Mayıs 2024'te Alaattin Köseler'in daveti üzerine uzun yıllardır farklı müdürlüklerle çalıştığım Beylikdüzü Belediyesi'nden ayrılarak Beykoz Belediyesi başkan yardımcılığı görevine başladım. Göreve başladıktan 1 gün sonra belediye başkanı tarafından görevime son verildi. Görevden alındıktan sonra 14 Haziran'a kadar atıl durumda bekletildim. Bu sürede görev verilmedi. 14 Haziran'da Sosyal Hizmetler Müdürlüğü verildi. Bu göreve Haziran sonu gibi başladım. Temmuz ayında başkan yardımcısı olarak göreve atandım. Ancak hiçbir iştirak ve müdürlük bana bağlanmadı. Sadece benim müdür olarak görev yaptığım sosyal işler müdürlüğü boştaydı. Bu nedenle hem müdürlük hem de başkanlık yaptım. Müdürlüğü aldığımda yaptığım kontrollerde alımlar için ihale yapacak bütçemizin olmadığını gördüm. Bütçe talebinde bulunmak istedim ama başkanın ek bütçe için uygun olmadığını ve benimle görüşmeyeceği söylendi. Bende Eylül'de belediye meclisine ek bütçe talebinde bulundum. Eylül ayının sonunda İBB meclisinden onay alınarak ek bütçe bize verildi. Bu süre zarfında müdürlüğe herhangi bir alım yapılmadı. 30 Eylül'de müdürlükten alındım. Yerime başka bir kişi müdür olarak atandı

"Bilgi İşlem, Veterinerlik, Sağlık ve Dış İlişkiler Müdürlükleri gibi 5 müdürlük bana bağlandı. Görevimi de layıkıyla yaptım. Gözaltına alındıktan sonra hakimlikte ihaleye fesat karıştırma suçundan tutuklandım, iddianamede ise bu suça değinilmedi. Başkan yardımcısı olarak göreve başladıktan 1 gün sonra görevden alınmam benim kariyerim için kötü bir durumdur, beni kötü olarak etkiledi. Benim diğer sanıklarla bir yakınlığım yoktur. Örgüt kavramı içerisinde ben kesinlikle yokum." dedi. Gül savunmasının devamında "Bazı alımlar doğrudan, pazarlık usulü ve bazıları ise, açık ihale şeklinde yapılıyordu. Doğrudan alım yapamadan, pazarlık usulü alımlar yapmak zorunda kaldık bütçemiz olmadığı için. Sözü geçen 80-90’a yakın dosya bulunmakta bu dosyalardan sadece 5’inde imzam bulunmaktadır. Destek hizmetler ve işletme hizmetlerinde alınan ürünlerde sorumlu başkan yardımcısı ben değilim. İnsan Kaynakları Müdürlüğü bana bağlandıktan sonra belediye içerisinde belli yerlerin fazla çalışanla doldurulduğu olduğu yönünde tespitlerimiz oldu. Veli beyin ailesinden ve akrabalarından işe alımların yapıldığını gördük. Kültür Müdürlüğü bünyesinde kurslarda çalışacak kişilerin PDR mezun olması gerekirken Veli bey, kendi akrabasını psikoloji mezunu olduğu için işe almış. 3 aylık değerlendirme kısmında gerekli desteği ve açıklamayı yapamadığını gördük. Arkabaların işe alındığını tespit ettikten sonra çıkışlarını yaptığım için Veli beyin ayağına basmış oldum. "

Mahkeme Başkanının Veli Gümüş'ün akrabalarını işe alması dışında başka bir usulsüzlüğünü görüp görmediğini sorması üzerine Gül, 'Hayır’' yanıtını vererek, "Alaattin Köseler ile herhangi bir husumetim bulunmuyor aramızın mesefali olmasının sebebi beni başkan yardımcısı olarak atamasının ardından yardımcılığa başladıktan 1 gün sonra görevden alması" dedi.

Kaynak:Demirören Haber Ajansı (DHA)