Kılıçdaroğlu: 3 Aralık'ı bekleyin ve asla unutmayın geliyor gelmekte olan
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi.
ABD ve İngiltere ziyaretlerinden söz eden Kılıçdaroğlu, "3 Aralık'a kadar sabredin. 3 Aralık'ta yeni bir vizyonu açıklayacağız" ifadesini kullanarak şunları söyledi:
"Türkiye'nin tarihine şöyle bir bakın. Ortalama 7 yılda bir kriz olur. Bazen çok derin ve bu krizlerden bir avuç insan çok faydalanır. Milyonlar bu kriz nedeniyle büyük mağduriyetler yaşar. Türkiye'yi artık bu kriz zincirinden kurtarmamız lazım. Emin olun çok güzel şeyler açıklayacağız. Sonsuza kadar krizi bitirecek bir vizyon açıklayacağız. Sonsuza kadar bu krizleri bitirmemiz lazım. O nedenle gittim. Vizyonumuz hazır, 3 Aralık. Ekiplerimiz hazır, yatırımcılarımız hazır, taze parada hazır. Türkiye'yi bu beladan kurtaracağız. 3 Aralık'ı bekleyin ve asla unutmayın geliyor gelmekte olan"
Kılıçdaroğlu'nun satırbaşları şöyle:
Biz beraber olmaktan, birlikte olmaktan yanayız. Ayrılığı kabul etmiyoruz. Ayrışmanın hiç kimseye faydası yok. Beraber, birlikte olmak, konuşmak, dertlerimizi yani anayasada yazıldığı gibi tasada ve kıvançta birlikte olmak zorundayız.
Gerçekten de bizi bir yapmak istiyorlar mı? Oturup konuşmamıza fırsat veriyorlar mı? Sorunlarımızı özgürce anlatabilme imkanı veriyorlar mı? Düşüncesini özgürce açıklama imkanı veriyorlar mı? Büyük bir sorunumuz var. Bu sorunu aşmak zorundayız. Bu sorunu aşacak olan milletimizin kendisi ve iradesidir. Sandığa giderken her bir vatandaşımın sorumluluğu var. Benimde sorumluluğum var, benim kadar sıradan vatandaşın da sorumluluğu var. Huzur içinde yaşamak istiyorsanız, kimsenin kimliği, inancını siyasete malzeme etmek istemiyorsanız çok açık ve net söylüyorum oyunuzu bize vereceksiniz. Bu ülkede barışın, huzurun adresi biziz. Kavgayı değil, helalleşmekten yana olan biziz. Biz 85 milyonu kucaklamak istiyoruz. Beraber, birlikte yaşamak istiyoruz.
Sorunlarımız var biliyorum. Türkiye'yi buradan çekip çıkarmak zorundayız. Demokratik kurallar içinde yapmak zorundayız. Kimseye kin ve öfke duymadan yapmak zorundayız. Biz bunu yaptığımız zaman ülkeye demokrasiyi getireceğiz. Her evde endişe var. Gelir düzeyi ne olursa olsun herkes endişeli. Türkiye'yi bu endişe girdabından çekip çıkarmak zorundayız. Diğer ülkeler refah içinde yaşarken biz neden derin bir yoksullukla karşı karşıya olalım? Bizim neyimiz eksik?
Siyasetin kör kuyusuna ülkeyi sokamazsınız. Soktuğunuz andan itibaren kavga ortamına toplumu ittiğiniz zaman o toplumda huzur bırakamazsınız. İnsanların düşünceleri farklı olabilir. Boşuna mı demiş atalarımız akıl akıldan üstündür diye. Oturalım, konuşalım. Konuşamayan, dertleşemeyen bir Türkiye var. Geçmişte iktidar partisine veya MHP'ye oy veren vatandaşlarım olabilir. Bir şey söylüyorum o kardeşlerime. Türkiye'nin bu gidişinden sizde huzursuzluk duyuyorsanız sandığa gidince oyunuzun rengini değiştirmek zorundasınız.
Terör saldırıları
Terör belası. Bu coğrafyadan terörden en büyük acıları yaşayan Türkiye'dir. Türkiye'yi bu girdaptan çıkarmak zorundayız. Terör bir insanlık suçudur bunu tüm dünyaya anlatmak zorundayız. Terörün sağı solu yoktur. Terör acaba ne kazanırım, nasıl lehime çevirebilirim diye iç politika malzemesi olamaz. Terör bir insanlık suçuysa ve hepimiz insana saygı duyuyorsak o zaman terör konusunda birlikte olmak zorundayız. Hangi amacı taşırsa taşısın hep birlikte karşı çıkmak zorundayız. Kısır tartışmalarla terörün yanındaymış, karşısındaymış gibi bir algı yaratmanın Türkiye'ye hiçbir faydası yoktur. Terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürersiniz. Biz CHP'yiz. Biz halkın partisiyiz. Biz ülkemizi yeniden inşa etmek istiyoruz. Terörden uzak bir Türkiye olsun istiyoruz. Her terör olayından sonra çekişme, kavga olmasın istiyoruz.
Bombalar patlatıldı. İnsanlar hayatlarını kaybettiler. Güvenlik güçlerine teşekkür ediyoruz hemen yakaladılar ama asıl sorulması gereken soruyu daha sormadık. Bu terörist sınırdan nasıl geçti? Kim geçirdi bunu sınırdan? Nasıl oluyor Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sınırları yol geçen hanına dönebiliyor? Siz bu soruyu kendinize sormazsanız ve sınırda gerekli önlemleri almazsanız teröristlere kapıyı aralamış olursunuz. Ben bunu söylediğimde kızıyorlar. Akılcı bir şey söylüyorum. Bu topraklarda terör olmasın diye bağırıyorum, çağırıyorum. Sınırları neden kontrol etmiyorsunuz? Kim izin verdi bu teröristlere? Pek çok uyuyan hücrenin olduğu yazılıyor. Yani teröristler aramızda geziyor. Biz bunu söylediğimizde 'ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz' diyor. Biliyorsan bu nasıl oldu arkadaş? Benim bunu bilmeye hakkım var.
Önlem alacaksınız. Siz terörle mücadele ettiniz biz karşı mı çıktık? Bir insanlık belası var ciddi önlemler alın diyoruz. Terörist dediğiniz sadece bir yönüyle değil. Uyuşturucu teröristleri de var aramızda. Yüz binleri zehirliyorlar. Onların teröristten ne farkları var? Nasıl oluyor da tonlarca uyuşturucu ülkeye giriyor? Bunu soruyorum, kızıyorlar. Devleti yöneten birisi uyuşturucu baronlarıyla fotoğraf çektirir mi? Kızıyorlar, hakaret ediyorlar. Biz doğruyu söylüyoruz. Teröristten ne farkı var bunların? Ellerini kollarını sallayarak geziyorlar. Türkiye öyle bir noktaya geldi ki uyuşturucu baronlarının, mafya liderlerinin hesaplaştığı bir ülkeye döndü. Birbirlerini öldürüyorlar. Böyle bir Türkiye'yi kabul etmiyoruz. Terör dediğiniz bir tane değil. Türkiye'yi zehirliyorlar. Her birimizin sorumluluğu var. Terör konusunda birbirimizi suçlamamız değil akılcı politikalar üretmemiz lazım. Bugüne kadar doğru dürüst akılcı politikalar üretilmedi. Son 20 yıla bakın. Rahmetli Ecevit iktidarı teslim ettiğinde terör bitmişti zaten nasıl oldu da bu kadar yeniden dallandı budaklandı? Oturup bunu devleti yönetenlerin düşünmesi lazım.
Bu iş oy işi değil, öyle bakarsanız bu işi çözemezsiniz. O kadar büyük açmazlarla karşı karşıyayız ki çözülmesi lazım bunun. Birisi bir devleti suçlarken açıkça öbürü aynı devletin başkanını karşılıyor, taziyesini kabul ediyor. Nasıl bir anlayış bu? Devlet böyle yönetilmez.
Beş yaşındaki çocuk sınırlarımızın ötesinden atılan bir roketle hayatını kaybediyorsa o çocuğun vebali bu devleti yönetenlerin omuzlarındadır. Annesinin babasının yaşadığı dramı kendi vicdanlarında ölçüp tartmazlarsa bu sorunu çözemezler.
Ortam çok karanlık bir ortam. Türkiye'nin buradan çıkması lazım. Bir taraftan terör, uyuşturucu, kadına şiddet. Kadınlardan ne istiyorsunuz siz?
Kadına şiddet
Biz parti olarak sorumluluğunuzun gereğini ana muhalefet partisi olarak yaptık. 5 Aralık 2020'de Yaşam Haktır diye hem bir internet sitesi hem bir telefon hattı kurduk. Bir kadın şiddete uğruyorsa bu telefonu arasın destek vereceğiz dedik. Yapması gereken iktidar partisi, yapmıyor, yapamıyor, beceremiyor. Biz ana muhalefet partisi olarak yapıyoruz. Devleti soyulacak organ olarak gördüğünüz andan itibaren dünyanız değişir.
'O 3-5 kişinin Allah belasını versin'
Hepimiz kentlerde yaşıyoruz, kırsalda yaşayan nüfus çok azaldı. Bizlerde doğanın bir parçasıyız aslında. Siz kentin yeşil alanlarını beton ormanına döndürürseniz bu olmaz. İstanbul'da Kemerköy'de büyük bir alanı imara açıyorsunuz. İstanbul'dan hala intikam almaktan vazgeçmediniz mi? Ranttan hala vazgeçmediniz mi? Az kaldı iktidar olduğumuzda ben onlara göstereceğim.
Bir şehirde yaşamanın yolu o şehirde huzur içinde olmaktır. Karnım doymalı, gezmeliyim o kenti. Çocuklar salıncakta sallanabilmeli. Nerede yeşil var hemen orayı imara açıyorlar. Bırakmışlar sorunları 3-5 kişi kazanacak diye bunun hesabını yapıyor. O 3-5 kişinin de Allah belasını versin. Ağaca kıymayın. Değiştireceğiz.
Derin bir yoksullukla karşı karşıyayız. Tarımsal girdi fiyatları indeksi yıllık yüzde 138.5 oldu. Çiftçi gübre, fide, ilaç alırken yüzde 138 artışla alacak. 'Neden bu zam oluyor' diye esnafı, üreticiyi suçluyorlar. Sizin suçlamaya hakkınız yok. Devleti yönetenler tedbir alırlar. Süt üreticileri aylardır bağırıyorlardı. Süt sağdıkları ineği kesime gönderdiler. 'Bütün dünyada fiyat artıyor' diyorlar. Tamam artabilir ama hiçbirisinde yüzde 138 enflasyon yok.
'Öğretmenleri ayrıcalıklı sınıf haline getireceğiz'
Öğretmenlerin ciddi sorunları var. Öğretmen kardeşlerimi sınava soktular. Hiç endişe etmeyin, eğer biz yani CHP, öğretmenleri kamuda ayrıcalıklı bir sınıf haline getirmezsek görevimizi yapmamış oluruz. Öğretmenlerin tamamını Hakimler ve Savcılar Kurulu gibi özel bir yasa çıkartacak ayrıcalıklı sınıf haline getireceğiz. Bugün çocuğunu okula gönderen hiçbir aile eğitim sisteminden memnun değil. Sevgili anneler sizi anlıyorum. Çocuklarınızı iyi eğitmek istiyorsunuz bunu da anlıyorum. Hiç endişe etmeyin tamamını yapacağız. Ben öğretmenleri ayrıcalıklı kılacağım derken Erdoğan 2012'de 'Öğretmenlerin 15 saat çalışıp yüksek maaş almaları diğer memurlara haksızlık değil mi?' diyordu. Buradan sesleniyorum, hiçbir memur, çiftçi, sanayici öğretmenlerin fazla maaş almasından asla ve asla rahatsızlık duymaz.
Eğitim konusunda hiç kimsenin endişesi olmasın. En büyük kaynağı eğitime ayıracağız. Eğitim bir kişiye, sınıfa, aileye sınıf atlatan bir eylemdir. Çocuklarımız güzel okullarda, iyi öğretmenlerle yetişecek. Zeki çocuklarımızı dünyanın her yerine göndereceğiz. Eğitim ne kadar değerli olduğunun farkında bile değiller ama biz gerekli önemi vereceğiz.
'Tükürdüğünü yalamak...'
2012'de 'Dış politika iç politikadan farklıdır. Boğazınızdaki 9 boğumu unutmayacaksınız. Lafı söylerken düşüneceksiniz çünkü dış politika ülkenin tarihinde iz bırakan politikadır' demiştim. Cezayir bağımsızlığını ilan ettiğinde Türkiye, BM'de çekimser kalmıştı. Rahmetli Özal özür diledikten sonra ilişkiler düzelmişti. 2016'da 'Dış politika milli olmak zorundadır' demişim. İç politikadaki gibi esip gürleyemezsiniz. 2022 Mayıs ayında 'CHP felsefesinde dış politika milli olmak zorundadır. Dış politikada iktidar, muhalefet yoktur. Dış politikada bütün bir millet beraber olmak zorundayız' demişim. Erdoğan bunların tam tersini yaptı. Dış politikada dengesiz konuşur, hamaset yaparsınız size bunun gereğini yaparlar ve diz çökmek zorunda kalırsınız. Erdoğan, Mısır Devlet Başkanı için 'Uluslararası platformlarda sadece Sisi'yi cumhurbaşkanı olarak kabul etmediğimi söyledim. Benim için Mısır'ın cumhurbaşkanı Mursi'dir. Birleşmiş Milletlerde onunla aynı masaya oturmadım, oturursam kendimi inkar ederim' diyordu. Ne oldu? Erdoğan'ın benim zoruma giden tarafı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni temsil etmesidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin itibarını yerle bir etmesidir. Tükürdüğünü yalamak... Allah kimseye böyle bir şey yaşatmasın.
'3 Aralık'ı bekleyin'
ABD'ye, İngiltere'ye gittim. Havuz medyası fırsatlar aradılar nasıl karalarız diye. Uğraştılar, didindiler bir kara propaganda mekanizmasi oluşturdular. Onlar ne yapabiliriz, nasıl gölgeleyebiliriz anlayışı içindeydiler. Bizim partililer de merak etti genel başkanımız niye gitti diye. Onların yaptığı korkudan, bizim yaptığımız meraktandı. 3 Aralık'a kadar sabredin. 3 Aralık'ta yeni bir vizyonu açıklayacağız.
Türkiye'nin tarihine şöyle bir bakın. Ortalama 7 yılda bir kriz olur. Bazen çok derin ve bu krizlerden bir avuç insan çok faydalanır. Milyonlar bu kriz nedeniyle büyük mağduriyetler yaşar. Türkiye'yi artık bu kriz zincirinden kurtarmamız lazım. Emin olun çok güzel şeyler açıklayacağız. Sonsuza kadar krizi bitirecek bir vizyon açıklayacağız. Sonsuza kadar bu krizleri bitirmemiz lazım. O nedenle gittim. Vizyonumuz hazır, 3 Aralık. Ekiplerimiz hazır, yatırımcılarımız hazır, taze parada hazır. Türkiye'yi bu beladan kurtaracağız. 3 Aralık'ı bekleyin ve asla unutmayın geliyor gelmekte olan.