Karamollaoğlu: "Ankara, Tahran, Bağdat ve Şam'ın Bir Araya Gelmesi Artık Zorunluluktur"
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Saadet-Gelecek Partisi ortak grup toplantısında; İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarını eleştirerek, "İslam dünyası da Gazze sınavında sınıfta kalmıştır. Cemil Meriç’in de ifadesiyle; 'Zulmün olduğu yerde, tarafsızlık namussuzluktur’. Şimdi İran ve son perde olarak Türkiye’mizde de çevirmek istiyorlar. Bu tuzağa hiç kimse bir daha düşmemelidir. Ankara’nın, Tahran’ın, Bağdat ve Şam’ın bir araya gelmesi mümkündür ve bu sadece bir tercih değil artık zorunluluktur. Bu konuda da ülkemize büyük sorumluluklar düşmektedir” dedi. 31 Mart yerel seçimlerini de değerlendiren Karamollaoğlu, "Artık yeni bir dönem başlamıştır. Bugünden sonra bizler açısından zaman ve zemin hiç olmadığı kadar müsaittir. Milli görüşe duyulan ihtiyaç ise her zamankinden fazladır" diye konuştu.
Saadet- Gelecek Partisi ortak grup toplantısı, bugün yapıldı. Grup toplantılarına uzun bir aradan sonra katılan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, şunları söyledi:
"Üç çeyrek asırdır devam eden ve 7 Ekim’den bugüne her geçen gün daha da şiddetlenen siyonist zulüm, yine ne Ramazan dinledi ne de bayram. Hiçbir insani değeri tanımayan işgal rejimi, kundaktaki bebekleri, beşikteki emzikli çocukları, hamile kadınları, hasta yatağındaki yaşlıları dahi acımasızca katletmeye devam etmektedir. Tüm bu olup bitenlerin hepsi dünyanın gözünün içine baka baka, biz Müslümanlara da adeta meydan okurcasına yapıldı ve yapılıyor. Sözde asli görevleri dünya üzerinde huzur ve barışı tesis etmek olan uluslararası kurum ve kuruluşlar ise aylardır kör, sağır ve dilsiz kesildiler.
"BATI MEDENİYETİ HER ŞEYİYLE İFLAS ETMİŞTİR"
ABD ve sözde gelişmiş kabul edilen batılı ülkelerin tavrı ise çok daha vahim. Her fırsatta barıştan, özgürlükten, demokrasiden dem vuranlar, söz konusu suçlu Siyonist rejim olunca tüm bu değerleri rafa kaldırdılar. Zulme engel olmak bir yana, adeta zulmün destekçisi olmak için birbirleri ile yarışır durumdalar. Çok net söylüyorum, hepsi sınıfta kalmıştır. Hepsi samimiyetsiz ve ikiyüzlü olduklarını tescil ettirmişlerdir. Al ABD’yi vur İngiltere’ye, al İngiltere’yi vur Fransa’ya, al onu vur Hollanda’ya; hiçbir farkları yok. Bir kez daha açıkça görülmüştür ki, Batı medeniyeti her şeyiyle iflas etmiştir.
"ZULMÜN OLDUĞU YERDE TARAFSIZLIK NAMUSSUZLUKTUR"
Maalesef İslam dünyası da Gazze sınavında sınıfta kalmıştır. Birileri kınıyor, birileri tarafsızlık ve itidal çağrısı yapıyor; birileri alttan alta ticaretine devam ediyor, birileri de İsrail’in yanında utanmadan saf tutuyor. Hiç kimse kusura bakmasın, çok net söylüyorum ve bu ifadeyi bilerek kullanıyorum; zira merhum Cemil Meriç’in de ifadesiyle; 'Zulmün olduğu yerde, tarafsızlık namussuzluktur.' Şimdi İran ve son perde olarak Türkiye’mizde de çevirmek istiyorlar. Bu tuzağa hiç kimse bir daha düşmemelidir. Washington’da, Londra’da, Brüksel’de ve Tel Aviv’de senaryosu yazılan bu filmin figüranlığına Müslüman ülkeler hiçbir zaman razı olmamalıdırlar. Ankara’nın, Tahran’ın, Bağdat ve Şam’ın bir araya gelmesi mümkündür ve bu sadece bir tercih değil artık zorunluluktur. Bu konuda da ülkemize büyük sorumluluklar düşmektedir.
"BİZ HAZİNE YARDIMI ALMAYAN PARTİLERİZ"
İstediğimiz neticeleri elde edemedik, ama elhamdülillah Saadet Partisi olarak bu imtihandan da alnımızın akıyla çıktık. Seçim değerlendirmelerini yaparken, şu hususları da mutlaka göz önünde bulundurmamız gerekir kanaatindeyim. İktidar partisinin belediye başkan adaylarına saatlerce yayın imkanı veren TRT, Meclis’te grubu bulunan partilerin genel başkanlarına dahi, seçim sürecinde bir dakika olsun yayın imkanı vermedi. Bırakın bizimle ilgili haber yapmayı, seçim döneminde kendi bütçemizle TRT’de parasını vererek reklam yayınlatma talebimiz bile kabul edilmedi. Bakın, Saadet Partisi olarak biz Hazine yardımı almayan partiler arasındayız. Diğer taraftan, en çok seçim çevresinde seçime katılan partiyiz. Her konuyu pazarlığa dönüştürerek konjonktürel teveccühe talip olanlar bugün varlar ama dün yoktular ve emin olun yarın da olmayacaklar.
"MİLLİ GÖRÜŞE DUYULAN İHTİYAÇ HER ZAMANKİNDEN FAZLA"
31 Mart, süreç ve sonuçları itibariyle çok farklı bir seçim oldu. Milletimizin iktidar partisine bir mesaj verdiği, ana muhalefet partisine de bir kredi tanıdığı çok açık. Ancak 2023 seçimlerinin hemen ardından gidilen yerel seçimleri, sadece oy oranları üzerinden değerlendirmek sağlıklı olmayacaktır. 2016’lardan itibaren yaşanan süreç, 2018, 2019 ve 2023 seçimlerinde yaşananlar, ittifaklar, algı ve medya manipülasyonları denkleme dahil edilmeden, bugünkü sonuçlara dair yapılan tüm yorumlar eksik kalacaktır. Bizler, başta Meclis Grubumuz olmak üzere, Genel Merkez ve il-ilçe teşkilatlarımızla bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da her daim ahlakı ve adaleti önceleyecek, doğruyu destekleyecek, doğruyu teklif edeceğiz. Artık yeni bir dönem başlamıştır. Bugünden sonra bizler açısından zaman ve zemin hiç olmadığı kadar müsaittir. Milli Görüş’e duyulan ihtiyaç ise her zamankinden fazladır."