İstanbul Barosu: Dilruba Y.’nin tutuklanması siyasi bir yaklaşımdır

İstanbul Barosu: Dilruba Y.’nin tutuklanması siyasi bir yaklaşımdır
İstanbul Barosu sokak röportajı nedeniyle tutuklanan Dilruba Y., ile ilgili bir açıklama yaptı. Tutuklamanın hukuki bir süreç olmadığını ifade eden İstanbul Barosu bu durumun siyasi bir süreç olduğunu ifade etti.

İstanbul Barosu, İzmir'de bir sokak röportajındaki sözleri nedeniyle tutuklanan Dilruba Y. hakkında bir açıklama yaparak tutuklamanın hukuki değil, siyasi bir yaklaşım olduğunu belirtti. Baro, Dilruba Y.'nin kişisel düşüncelerini ifade etmesinin Anayasal bir hak olan ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Açıklamada, bir sokak röportajında yapılan anlık yorumlar nedeniyle bir kişinin tutuklanmasının, hukukun vatandaşların düşüncelerini ifade etmelerini engellemek için kullanıldığının en büyük göstergesi olduğu ifade edildi. İstanbul Barosu, Dilruba Y.'nin tahliyesi ve beraatini talep etti.

ae5f34a9-7758-48b4-84b0-a08b4e5ab49c-w.jpg

BARO'DAN YAPILAN AÇIKLAMA ŞÖYLE:

"TUTUKLAMA GÖZDAĞI POLİTİKASINA DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞ, BİR YARGISIZ İNFAZ ARACI HALİNE GETİRİLMİŞTİR"

Bir vatandaşın kişisel düşüncelerini Anayasal hak olan ifade özgürlüğü bağlamında ifade etmesinin tutuklama koruma tedbiriyle cezalandırılması hukuki değil siyasi bir yaklaşımdır. Bir sokak röportajında anlık yapılan yorumdan dolayı birilerini tutuklamak hukuk devleti olmak yerine hukukun vatandaşların düşüncelerini özgürce ifade etmelerini engellemek için araç olarak kullanıldığının en büyük göstergesidir. Tutuklama günümüzde iktidar tarafından kendisine yönelik yapılan eleştirilerin önünü kesebilmek maksadıyla gözdağı politikasına dönüştürülmüş, bir yargısız infaz aracı haline getirilmiştir. Dilruba Y. olayı da maalesef bunun en açık örneğidir.

"DİLRUBA Y. HAKKINDA KAMU DAVASI AÇILMASI AÇIKÇA HUKUKA AYKIRIDIR"

Haksız verilen tutuklama kararıyla Dilruba Y.’ye karşı çok açık bir şekilde TCK m.109’daki 'kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma' suçu işlenmektedir. Verilen tutuklama kararıyla vatandaşımızın özgürlüğü TCK m.109/3-d’ye göre 'kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle' sınırlandırılmış bulunmaktadır. Tutuklama tedbiri, bir cezalandırma aracı değil ancak ve ancak CMK m.100/2 ve 3’te sınırlı sayıda sıralanan şartların varlığı halinde uygulanabilecek olan bir koruma tedbiridir. Olayımızda bu madde de sayılı tutuklama nedenlerinden biri dahi (ne kaçma-saklanma şüphesi ne delilleri gizleme-yok etme-değiştirme ne de tanık veya mağdura baskı yapılması) durumu söz konusu değilken ayrıca Dilruba Y. hakkında isnat edilen her iki sözde suç da CMK m.100/3-a’da sıralanan katalog suçlardan biri de olmadığı halde Dilruba Y.’nin tutuklanması ve hakkında iddianame düzenlenerek kamu davası açılması açıkça hukuka aykırıdır.

"DERHAL ÖNCELİKLE TAHLİYESİNE VE DERHAL BERAATİNE KARAR VERİLMELİDİR"

Bir hukuk devleti olduğumuza dair inanca daha fazla gölge düşmemesi ve adalete olan güvenin sarsılmaması, için; toplumu, vatandaşı susturmaya, onlara gözdağı vermeye yönelik verilen orantısız, kanunsuz ve hukuksuz tutuklamalara derhal son verilmeli ve İfade özgürlüğü kapsamında eleştirilerini dile getiren Dilruba Y. derhal öncelikle tahliyesine ve derhal beraatine karar verilmelidir."

Kaynak:ANKA Haber Ajansı