Halk Meydanı: Gençler sorunlarını anlattı, siyasetçiler yanıtladı

Halk Meydanı öğrencilerden siyasetçilere, akademisyenlerden gazetecilere herkese mikrofon uzattı.

Şirin Payzın'ın sunduğu Halk Meydanı bitti. Barınamayan öğrenciler, siyasetçiler, akademisyenler ve gazeteciler halkın sorunlarını masaya yatırdı.

Bir öğrenci yurtta kötü şartlarda kaldığını belirtti ve "Benim kaldığım yurtta odalar 8 kişilikti. Bu sadece barınma sorunu değil eğitim hakkını da engelleyen bir durum. Beslenme koşulları, yemeklerde çıkan böcekler, zehirlenmeler. Benim parmak istediğim nokta; barınamıyoruz hareketi olarak bu sorunları gündeme getirmek için Ankara'ya yola çıkmıştık Ankara'ya giremeden gözaltına alınmıştık. Valilik yasağı olduğu söylenerek gözaltına alındık, biz basın açıklaması yapacaktık. Gözaltı sürecinde açıkçası bir CHP'li milletvekili gelmişti gözaltı aracının olduğu yere 5 dakika durup ayrıldı. Bu sadece öğrencilerin değil tüm emekçilerin sorunu" dedi.

'Sokağa çıktığımda neyle karşılaştığımı gördüm'

Yurtlarda kalan öğrencilerin günlük harcayabildikleri para ve nelerden mahrum kaldıklarını ise şu sözlerle açıklayan öğrenci "Öğrenciler genellikle emekçi çocuğu bu durumda bir insanın barınma sorununu dahi halletmek için gerek fiyat asgari ücretin çok fazla üzerinde. Beslenme sağlık koşulları her şey üzerine bir sorun. Ben bu sorundan bahsedince insanlar bana seçimi gösteriyorlar. Ama ben gözaltına alındım yurttan atıldık burslarımız kesildi. Ben sokağa çıktığımda neyle karşılaştığımı görmüş oldum" ifadelerini kullandı.

Fazla evi olana vergi düzenlemesi önerisi

HDP'li vekil Garo Paylan, kapitalist bir düzende adaletten bahsedilemeyeceğini vurguladı ve "Kapitalist bir düzende yoksul daha yoksul zengin daha zengin olur. Ancak Türkiye'de vahşi kapitalizm var. Kamu pek çok alanda yerini getiremiyor. Kamu temel olarak yurttaşlarımızın temel ihtiyaçlarını güvence altına almalı. Bunların başında barınma var. Elektrik, su, internet gibi temel ihtiyaçlarımız var ve ulaşım var. Biz bunların HDP olarak kamu eliyle güvence altına alınacağını iddia ediyoruz. Türkiye'de konut sorunu yok bunlar rant ve yatırım aracı olarak kullanıyorlar. Türkiye'de bir evi olandan da bin tane evi olandan da aynı emlak vergisi alınıyor. Boş ev tutanlardan iki misli emlak vergisi alınsın dedik" şeklinde konuştu.

Adaylık tartışmaları

Bir öğrencinin "Siyasilerin halkın sorunlarını halka anlattığını görüyoruz. Her partinin çok güzel çözüm önerileri var. Ama bu noktada doğru bir örneği incelemek neyin yanlış anlaşıldığını görmemizi sağlar. Mansur Bey'in çok öne çıktığını görüyoruz, destek açıklamaları da aldı. Buradan çıkarılması gereken ders Mansur Bey'in ne yaptığı? Sorunlara net çözümler getiriyor. Bu başarıdır. Bir belediye başkanı bunu başarabiliyorsa muhalefet partilerinden de bunu beklemek hakkımız. Şu anda kim aday olacak tartışması var. Ben bunu kim aday olmayacak tartışması olduğunu görüyorum. İktidar milletvekilleri Kılıçdaroğlu'na aday olması isteklerini belirtiyorlar. Seçmenler ise kazanacak bir aday istiyor. Aday belirlenmesi siyasi temsilcilerimize kalmış ama halkın güvenini nasıl sağlayacaksınız?" dedi.

Erdoğan'a tepki: Öğrenciler karnını doyuramıyor, TEKNOFEST diyorsun

Gelecek Partisi Kurucular Kurulu Üyesi Yavuz Değirmenci şunları söyledi:

Barınma krizini ortaya çıkaran bu siyasi zihniyet. Tayyip Erdoğan diyor ya nereden nereye. Şu anda bu çocuklar yemek yemekten bahsediyorlar. Sen çıkmışsın TEKNOFEST diyorsun öğrenci karnını doyuramıyor.

Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın "Konuştuğumuz şey sonuçlar. Öğrencilerimizin barınamaması, kantinden simit bile alamayacak duruma gelmesi. Çalışan insanlarımızın aldığı ücretle geçinememesi gördüğümüz sonuçlarımızdır. Halimiz ortadadır. Sebepleri konuşmak ve bunun üzerine çözümleri konuşmak daha sağlıklıdır diye düşünüyorum. Her şeyden önce insanlarımız özellikle altı siyasi partiye mensup olduğunu söyleyen partililerimiz şunu bilsin ki biz zor bir yola girdik, kolay bir yolu seçmedik" dedi.

Şirin Payzın'ın tarikatların Tunceli'deki durumuna ilişkin sorusuna ise Tunceli Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu şu yanıtı verdi:

Soru eğer Dersim'de cemaatlerin örgütlülük meselesiyle çok zor. Çünkü gerçekten Dersim'de insanların yüzü bilimsel anadilde eğitime dönük. Yani nitelikli eğitim kurumlarıyla ilgili belki sistem insanların ulaşabileceği bir ortam örgütlemesi yapmasa da Dersim biraz daha bu işi aşan bir toplum. Ama şöyle bir şey söylemek istiyorum; bu tartışmalarda bölgesel sorunlar soruyorsunuz demek ki burada şöyle bir sorun çıkıyor o coğrafyadaki yerinde bir yönetimin olmadığı merkezi yönetimlerle üstenci bir bakışla o alanı yönetmenin olmayacağı anlamına geliyor. Esenyurt'taki bir sorunla başka yerdeki sorun aynı olmayabiliyor. Eşitsizlik üreten bir sistemde bunları tartışmak bunları yürütebilmek çok zor.

'Sistem üretim araçlarını azınlığın eline veriyor'

Kapitalist sistem eşitsizliği üretiyor, yoksullaştırıyor, üretim araçlarını azınlığın eline veriyor. Gençlik neden büyük şehirlere göç ediyor? Birkaç sebebi var. Gittikleri bölgelerde barınma ya da geçinememe sorunlarıyla karşılaşıyor. Sosyal devletler eğitimle ilgili meseleleri sadece barınma üzerinden götürmek yerine onun ücretsiz bir şekilde bir hakkı olduğuna dair neden tartışma yürütmüyorlar.

'Ücretsiz eğitim olmadan sorunların ortadan kalkacağını mı düşünüyorsunuz?'

Biz sistemi egale ediyoruz. Biraz daha reforme ediyoruz, biraz daha rahatlatmak adına yurtlar olsun. Yurtlar 800 lira. Çalışmayan aileler var. Destek alıp geçinenler var. Yurtlar yapılabilir peki bu yurtlarla ücretsiz eğitim olmadan bu sorunların ortadan kalkacağını mı düşünüyoruz? Belki biraz daha reforme edilebilir belki biraz daha düzenlenebilir.

'Yurtta kalan öğrenciler de ekonomik zorluk çekiyor'

Ben Dersim'de kafelerde 3-4 saatte cumartesi-pazar çalışan gençler görüyoruz. Evet yurtta kalıyor olabilir ama ekonomik olarak zor durumda olan öğrenciler var. Orada da yurtlarda cemaatlerle ilgili çalışmalar var ama biraz da utangaç yöntemle gidiyorlar. Orada bu meselelere tepkiler var. Biz şöyle düşünüyoruz; bütün inanç özgürlükleri bireyin kendi vicdanında olmalı. Ama hiçbir kitleye baskı aracı olmaması lazım.

'Ben burada popülizm yapma yolunu seçebilirim'

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan barınamama sorununa CHP'li belediyelerin çok fazla çözüm getirdiğini belirtti. Ancak devletin çocukları tarikatlara ve cemaatlere muhtaç bırakmaması gerektiğini söyledi. Bakan "Ben burada popülizm yapma yolunu seçebilirim, kamulaştıracağız, el koyacağız değil. Biz Türkiye'de refahı artıracağız. Ben iklim politikaları dediğimde Samsun'da elinde iş aş yazan kişi için bir şey ifade etmeyebilir. Kendi varoluş sorununu yaşıyor. Ama Türkiye'nin varoluş sorunudur iklim politikaları yüksek teknolojileri üretmek. Dolayısıyla ikisini beraber konuşmalıyız" dedi.