Erdoğan'dan ABD'ye SİHA Tepkisi: Nasıl Böyle Bir Şey Yapabilirsin?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Afrika 4. İş ve Ekonomi Forumu Kapanış Töreni'ne katıldı. Erdoğan, burada şunları söyledi:
“AFRİKA HALKLARINI BAĞRIMIZA BASTIK”
“İlk olarak 2003 yılında Afrika ile ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi stratejisini uygulamaya koyduk. Ardından 2005 senesini ülkemizde ‘Afrika Yılı’ ilan ederek kıtayla ilişkilerimizde yeni bir sayfa açtık. Afrikalı kardeşlerimizle yeniden kucaklaşırken iş birliğimizi eşit ortaklık ve ‘kazan-kazan’ temelinde ilerletmeye çalıştık. Kıtaya yönelik kibirli bakış açılarını elimizin tersiyle ittik. Afrikalı kardeşlerimizle göz hizasında ilişki kurmaya, duygudaşlık geliştirmeye, birbirimizi daha çok anlamaya ihtimam gösterdik. Tarihinde sömürgecilik lekesi bulundurmayan bir millet olarak hiçbir ayrım yapmadan Afrika halklarını bağrımıza bastık. Afrika açılımıyla ivme kazanan iş birliğimizi 2008 yılında Afrika Birliği’nin stratejik ortağı olarak bütüncül bir yapıya kavuşturduk. Düzenlediğimiz 3 Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’yle ülkemizin ciddiyetini, kıta ile iş birliğimize atfettiğimiz önemi açıkça ortaya koyduk. Afrika, Türk milletinin kalbinde olduğu kadar ülkemizin dış politikasında da özel bir yere sahiptir. Başbakanlığım ve Cumhurbaşkanlığım döneminde kıtaya 50’den fazla ziyaret gerçekleştirdim. Her ziyaretimde Afrika’nın zengin kültürünü, insanlarının samimiyetini yokluk ve yoksulluk içinde olsalar bile Afrikalı kardeşlerimizin metanetini, gülen yüzlerinde çiçekler açan Afrikalı çocukların yaşama sevincini yakından görme imkanı buldum. Afrikalı muhataplarımın söylediği sözün ne kadar doğru olduğunu ben de bizzat tecrübe ettim. ‘Bir kez Afrika’ya giden her zaman gitmek istermiş.’
“2 MİLYON İNSANIN GIDASINI KESMEK İNSAN HAKLARININ İHLALİDİR”
Rusya-Ukrayna Savaşı’nın olumsuz etkilerini yaşarken İsrail ile Filistin arasında meydana gelen hadiseler hepimizi derinden sarstı. Gerginliğin daha da artarak bölgeye yayılması ihtimalinden endişeliyiz. Camilerin, hastanelerin ve sivil yerleşim yerlerinin bombalanması gibi saldırıları kabul etmediğimizi ve asla etmeyeceğimizi açıkça söylüyorum. Gazze'deki insani durumu kötüleştiren ablukanın bölgeyi provokasyonlara açık, hassas bir duruma getirdiği malumdur. Tüm dünyaya sesleniyorum. 360 kilometrekareye sıkışmış 2 milyon insanın elektriğini, suyunu, gıdasını, yakıtını kesmek en temel insan haklarının ihlalidir. Gazze halkının toptan cezalandırılması sadece sorunu büyütecek, daha fazla acıya, gerilime, gözyaşına sebep olacaktır.
“İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ'NDE BUNLAR VAR MI”
İsrail yönetiminin Refah Kapısı’ndan insani yardım geçişlerine izin vermesi gerekiyor. El Ariş Havalimanı’na, içerisinde ilaç, dayanıklı gıda, konserve, çocuk bezi, su, tıbbi malzemelerin de bulunduğu bir insani yardım uçağımızı bu sabah gönderdik. Çatışmalar başladığından beri bölgeye intikal eden ilk yardım kargosunu götüren uçağımız bugün saat 12:00 itibarıyla havalimanına indi. AFAD, yeni yardım malzemelerinin bölgeye sevkle ilgili hazırlıkları sürdürüyor. Biz bunu yaparken, BAE, Katar yaparken, aynı şekilde Suudi Arabistan bunları yaparken bir de bakıyoruz ki ABD ve İngiltere buraya uçak gemisi göndermeyi konuşuyor. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde acaba bunlar var mı? Gazze'de yerle yeksan edilen, kadın, çocuk, anne hepsi yok ediliyor. Bundan kimse dertlenmiyor. Ama biz dertliyiz. Biz dertleniyoruz. Eğer İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne zerre kadar saygınız varsa o zaman kusura bakmasınlar, herkes ‘Acaba biz buraya ne gibi bir yardımda bulunabiliriz’ bunu konuşmaları lazım. Ama bunların böyle bir derdi yok. Kardeş Mısır makamları ile Gazze'ye insani yardımlarımızı ulaştırmaya devam edeceğiz. Milyonlarca insan açlık tehlikesiyle karşı karşıyayken Filistinlilere yapılan insani yardımların kesilmesi yeni bir utanç lekesi olarak bu kararı alanların alnına yapışmıştır. Tüm tarafları aklı selimle hareket ederek önce ateşkesi sonrasında ise kalıcı barışı görüşmeye davet ediyoruz. Gerek şahsım gerek Dışişleri Bakanım gerekse MİT Başkanım, rehinelerin salıverilmesi başta olmak üzere krize çıkış yolu bulmak için temaslarımızı sürdürüyoruz. Kimi aktörlerin sükuneti tesis etmek yerine ateşe benzin döken provokatif tavırları hem bizim çabalarımızı sekteye uğratmakta hem de krizi derinleştirmektedir.
ABD'YE TEPKİ
Gazze şu an itibarıyla mazlumdur, mağdurdur. Ama İsrail’in böyle bir mazlum durumu söz konusu değil. NATO’da beraber olduğumuz ABD’nin bölgeye uçak gemilerini göndermesi barışa, sükunete, diyaloğa, diplomasiye ve taraflar arasında tansiyonun düşürülmesine hiçbir katkı sağlamıyor. Amerika’nın Dışişleri Bakanı benim Dışişleri Bakanımla görüşme yapıyor. ‘İsrail’e Dışişleri Bakanı sıfatı ile değil bir Yahudi sıfatıyla yaklaşıyorum’ diyor. Bu nasıl bir politikacı? Bunu söylediğin zaman sana karşındakiler de şunu söylerse ‘Ben de bölgeye bir Müslüman sıfatı ile yaklaşıyorum’ derse ne diyeceksin? Biz Yahudi, Türk, şu bu demiyoruz. Karşındakine insan sıfatı ile yaklaşacaksın. O çocukların halini görmüyor musun? Annelerinin babalarının ne hale geldiğini görmüyor musun? Biz bugüne kadar hiç böyle yaklaşmadık. Ülkemdeki İsrail büyükelçiliklerini her türlü koruma altına aldık. Çünkü bu tür dönemlerde her şey olabilir. Biz de ülkemizdeki büyükelçilikleri hep güvence altında tuttuk.
“BİZ SENİNLE NATO'DA NASIL BERABERİZ”
Amerika'nın PKK’nın Suriye’deki uzantılarıyla bu ülkede yürüttüğü faaliyetler Türkiye’nin milli güvenliği için olağanüstü bir tehdit mahiyetine sahiptir. Biz Amerika ile NATO’da beraber değil miyiz? Beraberiz. Peki bizim SİHA'mızı Amerika düşürdü mü? Düşürdü. Biz seninle NATO'da nasıl beraberiz ya? Nasıl böyle bir şey yapabilirsin? Aramızda güvenlik sorunu var. Söz konusu açıklama müttefiklik ve stratejik ortaklık ruhuyla bağdaşmadığı gibi Suriye’yi bölmeye çalışan terör örgütlerine de cesaret vermektedir. Ülkemize yönelik terör tehdidini, terör örgütünün arkasında kimin olduğuna bakmaksızın kaynağından ortadan kaldırmakta kararlıyız. Bize karşı oynanan bu tiyatroyu acı bir tebessümle karşılıyoruz. Tiyatro oynayanları kendi senaryolarıyla baş başa bırakıp kendi milli güvenliğimizi sağlamaya devam edeceğiz.”