Erdoğan Sen Sinod'u hatırlattı: Kapımız açık, vatandaşlık da veririz
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 77'nci BM Genel Kurulu için gittiği ABD'deki Türkevi'nde gazetecilerin sorularına cevap verdi.
'Muhatabım değil'
"Yunanistan ile görüşmeme konusundaki tavrın devam edip etmeyeceği" ve "Yunan Dışişleri Bakanı'nın açıklamaları hakkındaki görüşlerinin" sorulmasına karşılık Erdoğan, "Yunan Dışişleri Bakanıyla ilgili çok fazla söyleyecek sözüm olamaz, benim muhatabım değil. O konuşacaksa bizim Mevlüt Bey'le görüşsün, onunla konuşsun. Fakat Sayın Başbakan ne yazık ki Türkiye ile kendi durumlarını bilmiyor. Biz Türkiye'de Rum nüfusunun azalmasından yana olan bir iktidar olmadık. Tam aksine, örneğin ben Bozcaada'da, Gökçeada'da gezdiğim zaman orada yaşayan çok az sayıda Rum vatandaşlarımıza hep sormuşumdur, 'Nerede senin çocukların?' 'Amerika'da.' dedi. 'Getirin, burada yaşasınlar.' dedim. 'Çocuğumu Amerika'dan getiremiyorum.' dedi. Bu neyi gösteriyor? Demek ki onun Türkiye'de yaşama diye bir arzusu, derdi yok. Olsa, bizim kapımız açık. O çocuğa biz eğer vatandaşlığı yoksa vatandaşlık da verirdik. Hatta bir keresinde çok da manidardı, birinin bir Türk kızıyla evlenmesine ailesi müsaade etmemiş, 'Benden yardım isterseniz, ben gayret edeyim.' dedim" cevabını verdi.
'Kapımız her zaman açık, vatandaşlık da veririz'
Açıklamalarına devam eden Erdoğan, "Bir de şu var, Sen Sinod Meclisi'nin belli sayıda meclis üyelerinin olması lazım. Sen Sinod Meclisi 7'ye düşmüştü. Belli sayıya sahip olmadığı için Patrik Bartholomeos'a dedim ki 'Dışardan sen papazları getir, ben bunlara vatandaşlık vereyim çünkü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması lazım ve böylece Sen Sinod Meclisi'ni tamamlamış ol.' Öyle tamamladılar. Ama Yunan Dışişleri Bakanı'nın bunlardan haberi yok. Bunlar uzayda dolaşıyor. Bizim her zaman için kapımız açık, vatandaşlık da veririz" ifadelerini kullandı.
'Biz buradaki papazların atamasını yaptık mı?'
"Kendi dönemleri içerisinde hiçbir Rum'u ülkeden sürmediklerini" söyleyen Erdoğan, "Ama onların şu anda Batı Trakya'da bizim vatandaşlarımıza, soydaşlarımıza yaptıkları zulmün haddi hesabı yok. Son dönemlerde bizim oradaki din adamlarımızın atamalarını bile kendileri yapmak istiyorlar. Sen ne anlarsın bizim din adamının durumundan, yapısından? Biz böyle bir gayretin içerisinde olduk mu? Biz kalkıp da buradaki papazların atamasını vesairesini yaptık mı? Hayır" diye devam etti.
Ne olmuştu?
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, "Göç meselesini araçsallaştıran, on binlerce hayatı tehlikeye atan ülke, Yunanistan'ı insanlığa karşı suç işlemekle suçlamak için New York'a geliyor. Doğrudan savaş tehdidinde bulunan ülke, sürekli savaş nedeni olan, Ege adaları üzerindeki Yunan egemenliğini sorgulayan ülke, buraya iyi komşuluk ilişkilerini konuşmaya geliyor. Kıbrıs Cumhuriyeti de dahil olmak üzere yabancı toprakları işgal eden ülke, Doğu Akdeniz'deki güvenlik ve işbirliği koşullarını konuşmak için buraya geliyor. Birincisi Yunanistan, insan haklarına ve tabii ki Müslüman toplumunun haklarına kesinlikle saygı duyan bir Avrupa ülkesidir. Sonuçta, bu ham sayılarla kanıtlanmıştır. Yunanistan'daki Müslüman topluluk büyüyor, genişliyor ve gelişiyor. Türkiye'yi, İstanbul Rumlarına ne olduğu ve bir zamanlar 100 binden fazla üyeye sahip olan topluluklarının bugün nasıl 5 binden az insandan oluştuğu konusunda yanıt vermeye çağırıyoruz" demişti.