Kılıçdaroğlu'nun vaadini Erdoğan tekrarladı: Kamuya işe alımlarda mülakatı kaldıracağız
Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen programda konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, seçim beyannamesini kamuoyuyla paylaştı. Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçim vaatleri arasında yer alan ve sık sık dile getirdiği "KPSS'de mülakatları kaldıracağız" vaadini tekrarladı. Erdoğan, "Kamuya işe alımları, görevin getirdiği zorunluluklar dışında mülakatı kaldırarak gençlerimizin sınavlardaki başarı sıralamasına göre yapacağız" dedi.
Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, sosyal medya hesabından Erdoğan'ın vaadini ti'ye aldı. Babacan, "Sayın Erdoğan’ın eylem planımızı seçime 33 gün kala okumuş olmasına sevindim. Mülakatlar kalkacak doğru, ancak söyleyen yanlış. Yanlış zaman, yanlış insan" dedi.
Sayın Erdoğan’ın eylem planımızı seçime 33 gün kala okumuş olmasına sevindim.
— Ali Babacan (@alibabacan) April 11, 2023
Mülakatlar kalkacak doğru, ancak söyleyen yanlış. Yanlış zaman, yanlış insan :) https://t.co/j3pJSEH1ui
Erdoğan: Profesör müsveddesi
Erdoğan isim vermeden bir bilim insanını "Profesör müsveddesi" diyerek hedef aldı. Erdoğan, isim"Bir profesör ne dese beğenirsiniz, "Köprü yapmakla, baraj yapmakla, havalimanı yapmakla bu iş çözülmez, soğan patates kaç lira onu söyle." Bu adam profesör. Müsvedde bu. Senin profesörlüğünden bu millete ne gelir" diye konuştu. Erdoğan'ın bu sözlerinin hedefin Naci Görür olduğu iddia edildi.
Öte yandan Naci Görür, "Millet olarak ne havalimanı ne köprü ne yol istiyoruz istediğimiz can güvenliği. Marmara Bölgesi’nde ekonomi çarkları duracak. Türkiye’nin yüzde 60 ekonomik üretiminin can damarı olan bir bölgenin ekonomisinin durması demektir. Türkiye ekonomik olarak diz üstü çöker. Siyasi bağımsızlığı da kalmaz" ifadeleriyle eleştirilerde bulunmuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Bizim yeter dememiz Bay Bay Kemal'in yeter demesine benzemez: Ülkemize ve milletimize hizmet için çarpan kalplerimiz, düşmana korku salan aslan yürekleriniz için şükranlarımı sunuyorum. Tüm Türkiye'de 14 Mayıs'ta sandıklar patlayacak mı? Dava ve yol arkadaşlarımla olmaktan şeref duyuyorum. 14 Mayıs arifesinde 1950'deki inanç ile 'Yeter söz milletindir' demek için bir aradayız. Bizim yeter dememiz Bay Bay Kemal'in yeter demesine benzemez.
Girdiğimiz her seçimi, yeni bir safhası olarak yaşadık. 2002 seçimlerine tek başına iş başına diyerek gittik. 2007 seçimlerine durmak yok yola devam diye gittik. 2011 seçimlerine istikrar sürsün Türkiye büyüsün diyerek gittik. Manisa Reis'e 'hay hay' Kemal'e 'bay bay' diyor. Milletimizle birlikte Türkiye yüzyılının kapısını aralamak için buradayız. Var mıyız bu yürüyüşe? 14 Mayıs'ta sandıkları hep birlikte patlatıyor muyuz? Kadın Kollarımızda bu cesareti görüyorum, gençlerde bu cesareti görüyorum.
İzmir sandıklardan farklı çıkacak: İzmir bu defa inanıyorum ki sandıklardan farklı çıkacak. İzmir buna hazır mı? Şunu söyleyelim, doğru zaman İzmir için, hiç gecikmeden hemen şimdi.
İslam dünyası deprem bölgesine hurma gönderiyor: 14 Mayıs'ı siz zannediyor musunuz sadece Türkiye takip ediyor... Hayır, tüm İslam dünyası 14 Mayıs'ı takip ediyor. İslam dünyasının bu heyecanını ben inanıyorum ki bu kadro aynen paylaşacak. Eğer şu Ramazan'da bakıyorsunuz İslam dünyasından bir ülke 200 ton hurma gönderiyor. Deprem bölgesine... Depremzede kardeşlerimiz iftarını hurma ile açsın diye. Diğeri 100 ton gönderiyor... Bu bir yaklaşımın ifadesidir. Bu depremzede kardeşlerimizi bu Ramazan'da yalnız bırakamayız diyorlar. Hem ayni hem nakdi... Türkiye de bu kardeşleriyle beraber yürüdü bu yollarda. Önce altyapımızla, üretimimizle, güvenliğimizle kendi ayaklarımız üzeirnde duracağız, ancak böyle bize el uzatanların yardımını kabul edebiliriz. Bu coğrafya tüm dünyanın gözünü diktiği yerdir. Türkiye Cumhuriyet Devleti'nin her bir ferdinin aynı düzeyde haklardan yararlanma hakkı olduğunu söylerken bu özgüvene sığınıyoruz.
Batı kendi derdine düşmüş durumda: Sömürge ve zulüm üzerinde kurduğu güvenlik ve refah düzenini korumak için, diğer toplumları asırlardır etnik ve inanç fay hatları üzerinden kontrol eden Batı, artık kendi derdine düşmüş durumda… Ekonomik olarak yükselen ama siyasi rotası olmayan güçlerin hiçbiri, Türkiye’nin üstlendiği adalet, hakkaniyet ve vicdan üzerine kurulu misyonunu ikame edemiyor, edemez. Emperyalizmin terör örgütleri üzerinden yürüttüğü vekâlet savaşlarının da sonu yaklaşıyor. Eğer Türkiye’nin ve 21 yıldır onun yönetiminde olan AK Parti’nin bir davası, bir vizyonu olmasaydı, tüm bunları konuşabilir miydik? Birileri gibi, ‘Ne işimiz var Karabağ’da, Libya’da, Suriye’de, Balkanlar’da, Akdeniz’de, Afrika’da’ deseydik… Birileri gibi ‘Bu kadar yolu, barajı, elektriği, suyu, aracı, konutu ne yapacaksanız, toprağa mı gömeceksiniz’ deseydik… Birileri gibi, herkese duymak istediğini söylesek ama vesayetin, darbecilerin, terör örgütlerinin koltuğunun altından kalkmasaydık… Kısacası karşımızdakiler gibi olsaydık, burada milletimizin huzuruna alnımız ak, başımız dik bir şekilde çıkabilir miydik? İnşallah, önümüzdeki dönemde ülkemizi ve milletimizi dünyada hak ettiği yere getireceğiz.
Neymiş domates, patates: Biz Türkiye'de sadece okul, hastane, yol gibi eserlerle sembolleşen bir kalkınma devrimi yapmadık. Bir profesör ne dese beğenirsiniz, "Köprü yapmakla, baraj yapmakla, havalimanı yapmakla bu iş çözülmez, soğan patates kaç lira onu söyle." Bu adam profesör. Müsvedde bu. Senin profesörlüğünden bu millete ne gelir... Eğitimde yoksun, sağlıkta yoksun, ulaşımda yoksun, adalette yoksun, emniyette yoksun... Neymiş domates, patates. Vah zavallı vah. Bunlar olmadıktan sonra senin domatesin de patatesin de olmaz. Geçmişte bu millete yapamazsın denilen ne varsa hepsinin olabileceğini gösterdik. Yerli otomobilimizden uçağımıza kadar sayısız örnekleri var. Geçmişte bu coğrafyada teşebbüs edilemez dediğimiz ne varsa yapıldğını gösterdik.
Bunlar sığ: Doğru zaman, doğru adam, doğru karar için hemen şimdi. 12 yıl önce 2023 hedeflerimizi açıkladığımızda birileri bize dudak bükmüştü. 2053 ve 2071 vizyonlarımızı duyunca tümden zıvanadan çıkmışlardı. Darbe girişiminin ardından yönetim sistemimizi değiştirecek tarihi bir reformu getirdiğimizde aynı tevdi ile karşılaştık. Bunların ülkenin ve milletin hayrını gözetmek gibi bir gayreti yok. Milletin derdini ve beklentisini istismar ediyorlar. Bunlar sığdır sığ.
Her vatandaşımızı AK Parti'nin mensubu olarak sayıyoruz: Hangi partiye oy verirse versin her vatandaşımızı AK Parti'nin tabi bir mensubu olarak sayıyoruz. Kendisi henüz partimizin saflarına katamadığımız için hayıflandıklarımız var. Etnik dini kültürel kimlik siyaseti ile ülkemizi eski günlerine döndürmenin peşinde koşanlar, birlikte beraberlik siyasetini asla anlamadılar. Biz bu milleti içindeki tüm renkleriyle kucaklaşmayı, temel hak ve özgürlükleri lütuf olarak görmemeyi sürdüreceğiz.
Bay bay Kemal niçin HDP Genel Merkezi'ne gitmedi de, Meclis'te bunlarla görüştü? Kapalı kapılar ardında ne görüştüler, açıklayabildi mi? Yargının cezaevine tıktığı teröristleri serbest bırakma sözü veren alçaklar bitmez. Ülkesini yabancı devletlere şikayet edenler bitmez. Biz Türkiye'yi her alanda ileri götürdük ama muhalefeti zerre miskal ileri götüremedik.
Seçimin sandıkta kazanıldığını unutmayacağız. Sizlerden seçim gününe kadar geçecek her anı değerlendirmenizi istiyorum.
Bir defaya mahsus cep telefonu ve bilgisayar için vergi muafiyeti: Yükseköğrenimdeki gençlerimize bir defaya mahsus olmak üzere cep telefonu ve bilgisayar ediniminde vergi muafiyeti sağlayacağız, ayrıca aylık 10 cigabayt ücretsiz internet vereceğiz
Kararsızları ikna edeceğiz: Gelmeyene gideceğiz. Küskünü barıştıracağız. Sevmeyeni sevdireceğiz. Her eve, her işyerine gireceğiz. Kalbini kazanmadık kimse bırakmayacağız. Kararsızları ikna edeceğiz. Zaten gönlünde olduklarımızı ihmal etmeyeceğiz. Hiç kimseyi atlamadan teker teker herkese dokunacağız. Siyasetin sokakta yapıldığını, seçimin sandıkta kazanıldığını asla unutmayacağız. Her seçimin önemli olduğunu, ama 14 Mayıs’ın bu milletin tüm evlatlarının geleceğini şekillendireceğini aklımızdan çıkarmayacağız. Bunun için sizlerden, seçim gününe kadar geçecek her anı değerlendirmenizi, seçim günü sandığı da namusumuz olarak görmenizi istiyorum.
Seçim beyannamesi kitap ve dijitalde: İlk adımımızı 28 Ekim'de açıkladığımız Türkiye Yüzyılı ile açıklamıştık. Türkiye Yüzyılı, şefkatin yüzyılıdır. Türkiye yüzyılı üretimin yüzyılıdır. Verimliğin, istikrarın, kalkınmanın, sürdürülebilirliğin, huzurun, iletişimin, istikbalin, kültürün yüzyıldır. Türkiye yüzyılı dijitalin, gençliğin, barışın, başarının, bilimin yüzyıldır. Seçim beyannamemizi de bu temeller üzerinde şekillendirdik. 6 ayrı bölüm üzerine, onlarca başlık yer alıyor. Türkiye Yüzyılı için doğru adımlar yaklaşımıyla hazırladığımız beyannamemizde yer alan tüm hususları tekrarlamayacağım. Beyannamemiz kitap olarak ulaştırıldı. Dijital mecralardan da paylaşıldı. Sokaklarda yüz yüze yapacağımız çalışmalara bırakacağım.
2002 yılında iktidara gelirken ülkemizi eğitim, sağlık, emniyet ve adalet üzerinde yükselteceğimizi söyledik. Eğitimde okulundan öğretmenine tüm unsurlarıyla güçlü bir altyapı kurduk. Şimdi değerler eğitimde kaliteyi artıracağız. Çocuklarımızın yeteneklerinin eğitiminin ilk temelinde becerilerine göre yönlendireceğimiz bir sistem kuracağız. Dünyaya örnek olan bir seviyeye geldik. Sağlık sistemimizin işlevselliğini hep birlikte gördük. İstanbulumuzda Çam Sakura Hastanemizi kurduk. 45 günde Murat Dilmenere hastanesini kurduk. Sancaktepe'de 45 günde Pakize Öz Hastanesini kurduk. Bay bay Kemal biz bunları yaparken siz neredeydiniz. Hani sizin büyükşehirleriniz vardı... Bütün bunlar halkımız için."
Kılıçdaroğlu'nun vaadini Erdoğan tekrarladı: Kamuya işe alımlarda mülakatı kaldıracağız
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Yeni dönemde ülkemizin ilaç ve tıbbi sektörlerindeki geliştirme ve üretim kapasitesini artırıp savunma sanayindekine benzer bir atılımı hayata geçireceğiz.
Dünyanın ve bölgemizin yaşadığı sınamaların ağırlaştığı bir dönemde Türkiye’nin huzur ve güven adası olarak istikrarla yoluna devam etmesini sağlayacağız.
Türkiye Yüzyılı'nın anahtarı olarak gördüğümüz yeni sivil anayasa sözümüzü tutmak için çalışmayı sürdüreceğiz.
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da toplumumuzun hiçbir kesimine hayat biçimi ve kimlik dayatılmasına izin vermeyeceğiz.
Kürt kardeşlerimizi ne CHP faşizmi ne HDP sapkınlığı ne PKK zulmü ne de geçmişte acı örnekleri yaşanan baskı düzeninin karanlığına asla teslim etmeyeceğiz.
Hayata geçireceğimiz 'gelir tamamlayıcı aile destek sistemi' ile hiçbir hanenin gelirinin belirli bir seviyenin altına düşmemesini temin edeceğiz.
Aile Koruma Kalkanı Programı'yla ev hanımlarının emekliliğine destek vermekten her ailede en az bir çalışan olmasına kadar pek çok uygulamayı başlatacağız.
Kaynağı ülkemizin kendi ürettiği doğal gaz ve petrol gelirlerinden sağlanacak bir Aile ve Gençlik Bankası kuracağız.
Yükseköğrenimdeki gençlerimize bir defaya mahsus cep telefonu ve bilgisayar ediniminde vergi muafiyeti sağlayacak, aylık 10 GB ücretsiz internet vereceğiz.
Enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara düşürerek ülkemizi bu sorundan mutlaka kurtaracağız.
Memurundan emeklisine ve işçisine kadar çalışanlarımızın ücretlerini daima enflasyonun üzerinde artırarak refah düzeylerini yükselteceğiz.
Turizmde 90 milyon turist ve 100 milyar dolar turizm geliri hedefiyle yatırımı ve tanıtımı hızlandıracağız.
Ülkemizi 1 trilyon dolar dış ticaret hacmine ulaştırmaya yönelik hedefimize ulaşana kadar yatırıma, üretime, ihracata yükleneceğiz.
Önümüzdeki dönemde yıllık 5,5 büyüme oranıyla milli gelirimizi bu dönemde 1,5 trilyon dolara, ardından asıl hedefimiz olan 2 trilyon dolara çıkartacağız.
Kişi başına düşen milli gelirimizi önümüzdeki dönemde önce 16 bin dolara, ardından daha yüksek seviyelere ulaştıracağız.
Büyüme sayesinde 5 yılda 6 milyon yeni istihdam oluşturarak işsizlik oranımızı yüzde 7 seviyesine gerileteceğiz.
Kamuya işe alımları, görevin getirdiği zorunluluklar dışında mülakatı kaldırarak gençlerimizin sınavlardaki başarı sıralamasına göre yapacağız.
Ankara-İstanbul arasında süper hızlı tren hattı kuracağız.
Tarımsal üretimin geliştirilmesini sadece ekonomik değil, milli bir mesele olarak görüyoruz.
Ülkemizin şartlarına uygun bir üretim planlamasıyla hem verimi hem çiftçilerimizin gelirini yükseltecek bir sistem kuracağız."