‘Erbakan’a attığın kazıkta olduğu gibi gömlek mi değiştireceksin?’

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Erdoğan'ın "Yüzde 50+1'in değişmesi isabetli olur" çıkışına partisinin grup toplantısında yanıt verdi. Özel, MHP-AKP birlikteliğini 'yürümeyen bir evlilik' olarak tanımlayıp Hulusi Kentmen'i anarak seslendi: "Hadi oradan keratalar meşgul etmeyin memleketi."

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor” açıklaması hakkında, “MHP’nin yanlış bir yol olduğu, onunla birlikte olmanın bir hata olduğu, MHP’nin sırtında kambur olduğunu açıkça ifade ediyor” yorumunu yaptı.

Özel, Anayasa tartışmaları konusunda da Erdoğan’a yanıt verirken, “Sistem mi değiştireceksin, ortak mı değiştireceksin, rahmetli Erbakan’a attığın kazıkta olduğu gibi gömlek mi değiştireceksin bilmem, ama bizimle birlikte anayasa değiştiremeyeceksin” diye konuştu.

Özel’in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

“Bu hafta sonu, CHP’li bir heyetle birlikte Bosna Hersek’de olacağım. 1943 yılından beri 25 Kasım’ı Devlet Günü olarak kutluyor. Bosna Hersek, 1990’larda çok büyük acılar yaşadı. 1995’te Srebrenitsa da bütün dünyanın gözünün önünde bir katliam yaşandı. O tarihlerde Deniz Baykal, gitti dünyanın dikkatini oraya çekmeye çalıştı. CHP olması gerektiği yerdeydi. Aynı şimdi İsrail-Filistin meselesinde olduğu gibi.

SOSYALİST PARTİ LİDERLERİNE MEKTUP
Filistin’de olaylar aslında Filistin halkına da en büyük zararı veren Hamas’ın bir gece yarısı sivillere yönelik roket saldırılarıyla, sınır aşmasıyla başladı. Bunu fırsata çeviren İsrail hükümeti, Hamas’la mücadele adı altında Filistin’e inanılmaz bir saldırıya, soykırıma girişti. O günden bugüne 13 bin 300 hayatını kaybetti. Gazze’de elektrikleri kesilen bir hastanede kuvözdeki çocuklar tıkanarak hayatlarını kaybettiler.

Bu kadar büyük bir zulmün karşısında dünyanın güçlüleri sessizliğe büründüler. 95’te suçtular sonra Srebrenitsa için yıllar sonra savaş suçu dediler. Bugün yapılması gereken yarın timsah gözyaşları dökmek yerine Filistin’deki çocuklara ve Filistin’e sahip çıkmaktır.

Sol-sosyalist partilerin liderlerine sessiz kalmamaları için mektup yazdım. Filistin’e gitmek için çalışmalarda bulunuyoruz.

“ANAYASA KRİZİ DEĞİL, DEVLET KRİZİ VAR”
Yargıtay Can Atalay kararıyla birkaç yere birden had bildiriyor. Hatay seçmenine karşı bir meydan okuma var. Mesele devamında Can Atalay krizini çok aşıyor. AYM’ye diyor ki, ben Anayasa’yı tanımam. Meclis’e diyor ki, ben 600’ünüzü de takmam. Meclis Başkanı’na ayar veriyor. Numan Kurtulmuş da rahatsızlık duyuyor ama bu noktada yapması gerekenleri Meclis adına yapmıyor. Tarafsız bir Meclis Başkanlığı görevi için yola çıkmıştı.

Ortada bir anayasa krizi yok. Yaşanan mesele, bir mahkemenin ve ona cesaret veren parti genel başkanının anayasayı tanımama krizidir, mesele bir devlet krizidir. Mesele, ‘anayasanın bir sayfasını tanımayayım, yarın ses çıkmazsa meclisi de tanımam’ın, anayasasız bir düzeni dayatmanın, meclisi tanımamamın, belki seçimleri bile yapmamanın hesabı içinde olan bir darbe girişine direnip direnmeme meselesidir.

CHP, Erdoğan’ın başına geçtiği bu darbe girişimine direnmeye karar verdi. Grubumuz toplandı, ikinci bir karara kadar bu mücadelemiz Meclis’te sürecek. İktidarın korkusuyla bazı merkez medya ve yandaş kanallar gözlerini kapamış durumdalar. Erdoğan’ın karşısında bu darbeye direniyoruz, direnmeye devam edeceğiz.

KREDİ KARTI BORÇLARINA DAİR KANUN TEKLİFİ
“Son bir ayda takibe düşen kredi kartı borcu yüzde 50 artmış. Ana para dışında ödenen paranın üçte birini de devlet vergi olarak alıyor. Kredi kartı borçları normal seviyesine inip herkes rahat nefes alana kadar verginin kredi kartı borçlarından kaldırılmasına ilişkin kanun teklifi vereceğiz. İktidarın, borç üzerinden vergi alarak insanların gırtlağını sıkmasına karşı çıkıyoruz.

OGÜN SAMAST TEPKİSİ
Hrant Dink’in katledilmesinin Türkiye’de yarattığı büyük travmayı, 16 yıl sonra bir kez daha hep birlikte yaşadık. 16 yıl önce sevgili Rakel’in dediği gibi ‘Bir çocuktan katil yaratan sistem’, bir güvercin katilini serbest bıraktılar.

Ogün Samast denilen katil, bir takım derin güçler bir güvercini katlettirmişlerdi. Geçtiğimiz günlerde hepimizin karşısına geçtiler, gözümüzün içine baka baka ‘Muhalefet toparlanacağız diyorsunuz, bundan sonra meydanlarda olacağız, teslim olmayacağız diyorsunuz. Biz buradayız’ dediler.

‘Biz icap ettiğinde katilimize bile sahip çıkarız’ diyorlar. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’ndan devraldığımız bu emanet kürsüden; Ecevit’in, İnönü’nün kürsüsünden o derin güçlere diyoruz ki biz buradayız. Siz katilinize sahip çıkıyorsanız, biz cesur, temiz, namuslu insanlar birbirimize de ülkemize de sahip çıkacağız, size teslim olmayacağız. Biz buradayız, hodri meydan.

“MHP’NİN KAMBUR OLDUĞUNU AÇIKÇA İFADE EDİYOR”
Çok merak ettikleri 50+1 tartışmasına buradan cevap verelim.

10 Kasım 2021’den önce, 5 Ekim 2019’da Cumhurbaşkanı Erdoğan diyor ki; ’50+1 rastgele bir tercih değildir. Bilinçli ve vazgeçilmez bir kriterdir’.

‘Solcuları, sosyal demokratları, Kürtleri bu devleti yönetmene değer görmüyor ya, kendince bir koalisyon yapacak, oradan ayrılmayacak. Biz yaptık, biz önerdik’ demiyor. Kürt’ü Alevi’yi solcuyu, emekçiyi, onların temsilcilerini dışarıda tutan bir anlayış.

10 Kasım 2021’e gelince Karamollaoğlu ziyaretinde ’50+1’in mahsurlu olduğunu anladık’ diyor. İttifak ortağından yanıt geliyor; ’50+1 hesabını eleştirenleri anlayışla karşılamamız abesle iştigal olur, bu masum bir talep değildir’ diyor. Tartışma rafa kalkıyor.

Geçen günlerde Erdoğan ’50+1 şartının değişmesi isabetli olur, yanlış işler yapılıyor’ diyor. MHP’nin yanlış bir yol olduğu, onunla birlikte olmanın bir hata olduğu, MHP’nin sırtında kambur olduğunu açıkça ifade ediyor.