Ekrem İmamoğlu: Altılı masanın en çalışkan neferiyim
İmamoğlu "Kendi yanılgılarını kendi yalanlarını kapatmak için bizi tartıştırıyorlar. Cumhurbaşkanı adayı kim? Sana ne. Size değil iktidara söylüyorum. Söylesene aday kim?. Yahu sana ne. Biz süreç yönetiyoruz. Ben sürecin bir parçasıyım. İstanbul'daki icraatlarımızla hatta sürecin en güçlü parçasıyım. Çünkü İstanbul burası. İstanbul eşittir Türkiye diyoruz. İstanbul'da kazanırsanız Türkiye'de kazanırsanız diyoruz. İstanbul'da başarılı olursanız Türkiye'ye başarınızı hissettirirsiniz. Tabi ki bilgi sahibiyim. Genel Başkan ile konuşuyorum. Partilerin yetkilileri ile konuşuyorum. Teknik konularda katkı sunuyorum. Farklı mekanizmalarla sürecin içerisindeyim. Ben altılı masanın en çalışkan neferiyim. Başından beri. Kurulduğu andan beri" diye konuştu.
İmamoğlu, konuşmasına "Bugünün iktidarı neyi kapatmak istiyor? Aday tartıştırarak aslında bizi neden uzaklaştırmaya çalışıyor. Enflasyon şu bu hariç.. Bir gerçeğin daha altını çizelim. 2023'e geliyoruz değil mi? 2023 ile ilgili bizi izleyenlere tavsiye ediyorum. AK Parti'nin Hedef 2023 diye bir sayfası var. Bana göre muhteşem. Ben girdim baktım üzüntü ile okudum. Keşke başarsaydılar. Keşke başardıkları parametrelerin üzerine biz ne koyardık onu konuşsaydık" diye devam etti.
İmamoğlu, Halk TV'de İnan Demirel moderatörlüğünde, İpek Özbey, İsmail Saymaz ve Murat Sabuncu'nun sorularını yanıtladı. İmamoğlu'na sorulan sorular ve verdiği yanıtlar şöyle:
Sayın başkan 11 Kasım'da görülecek davada siyasi yasak kararı çıkarsa ceza alırsanız, insanlar şunu merak ediyor, diyelim karar çıktı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığınız hemen düşürülecek mi?'
- Bu yolun zorluğunu biliyorum. Ve yaşanacak yaşatılacak, ve ne yazık ki ahlak dışı hukuk dışı iftira dolu yalan dolu süreçlerin yolculuğun içerisinde olduğunu biliyorum. Biz bu yolu bilerek yola çıktık. Altını çiziyorum, ben sevenlerimle helalleşerek yola çıktım.
İmamoğlu: Ben yola helalleşip çıktım
Ben öyle sonrasını hesaba katmadım açıkçası. Israrla söylüyorum demokrasinin hukukun olduğu bir ülkede böyle bir dava açılmaz. Bir ısrarı da devam ettiriyorum. Ben yüce Türk yargısına güvenmek istiyorum. İnan ki bir hukukçuyu karşıma alıp böyle olursa ne olur sormadım. Üst mahkemeleri vardır, itirazları vardır bu işin.
Ben bu yola helalleşip çıktım. Annecim babacım orada. Sevgili eşim çocuklarım, helalleşip çıktım. Bu yolun zorluğunu meşakkateni biliyorum. Ve yaşanacak yaşatılacak, ve ne yazık ki ahlak dışı hukuk dışı iftira dolu yalan dolu süreçlerin yolculuğun içerisinde olduğunu biliyorum. Biz bu yolu bilerek yola çıktık. Altını çiziyorum, beni sevenlerime helalleşerek yola çıktım.
Onun için hiçbir hususu engel olarak görmüyorum. Mevzu Ekrem İmamoğlu mevzusu değil. Mevzu bu memleketin çoluğunun çocuğunun gencinin yaşanmışının Türkünün Kürdünün Alevisinin Sunnisinin Hristiyanının kim varsa 86 milyon insanının mutlu bir geleceği yolculuğudur.
Ben de onun neferiyim. Helalleştim, neferiyim, çalışıyorum, bütün bu olaylarla karşılaşacağımı bildiğim için hücremin zerresinde endişe korku telaş yok. Hepsine karşı mücadeleye hazır, asla mücadeleden vazgeçmeyeceğim. Makam mevki meselesinde bir insan olsam o soruyu belki sorardım. Bundan sonra ne olacak? Ne yapılacak?
'Ceza karşılığı ağır ceza hakimliği teklif edildi mi açıklansın'
Madem ki bu hakim FETÖ'cü, 2020/5019, bu hakim hakkında HSK birinci dairenin verdiği karar FETÖ soruşturmasına gerek yoktur kararı vermiş. Ne kadar aşağılık bir durum. Utanmamışlar bir de benim davaya FETÖ'cü atamışlar. Mahkeme hakimi atayalı 1 yıl olmamış. Bu hakim neden Samsun'a atandı?
Üst yargı yetkilisi kişiler tarafından 'Gel sen İmamoğlu'na ceza ver seni ağır ceza reisi yapalım' denmiş midir? Tehdit edilmiş midir? Ya da denileni yaparsan da ödüllenirsin denmiş midir?
Hayatı yalanla iftirayla dolu şahsiyet 'sen bizi yurtdışına nasıl şikayet edersin ahmak' diyerek bana hakaret etti. Ben de sözünü iade ettim.
16 milyon insanı göz göre göre yargılama çabası içindeler. Acımasızca yargıyı lekeliyorlar. Yargıyı tehdit etme söylemleri var. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Bunu HSK en hızlı şekilde sorgular. Ben yargılanmayı bile zül görüyorum. Bunu yargılayan hakim, 'ne yargılaması ya?' diye düşünmeli. Bu siyasi bir yargılama.
'Ahlak dışı, hukuk dışı, iftira ve yalan dolu yolculuğun içerisinde olduğumu biliyorum'
Ekrem İmamoğlu'nu siyaseten cezalandıramazlar. Ama görevden alma ya da her şeyi yapabilirler.
Israrla söylüyorum, demokrasinin, hukukun olduğu hiçbir ülkede böyle bir dava açılmaz ve sürdürülmez. Ben yüce Türk yargısına güvenmek istiyorum.
Ahlak dışı, hukuk dışı, iftira ve yalan dolu yolculuğun içerisinde olduğumu biliyorum. Biz bu yolu bilerek yola çıktık.
'Hafızamızı yitirmeyeceğiz'
Hücremin zerresinde endişe, korku, telaş yok. Hepsine karşı mücadeleye hazır, asla mücadeleden vazgeçmeyecek bir Ekrem İmamoğlu var. Makam ve mevki meselesi ruhunda olan bir insan olsaydım 'bundan sonra ne olacak' diye sorardım.
'Ekrem İmamoğlu'nun MOBESE kayıtlarının izlenmesi az bir olay mıdır?'
Kızım sana söylüyorum gelinim sen işit diyorum. Duyun bunu. Bu memleketin bireyleri, milletimiz, halkımız, bunu görelim. Bu ahlak dışı bir iftira. İBB çalışanına terörist diyerek zan altına bırakıyorsun.
Onlardan hukuken yapılanlar sorulmalı. Şov yapmak için emniyet güçlerini kullanarak belediye binasında yaka paça tutuklandı sırf İBB'yi lekelemek için.
Ekrem İmamoğlu'nun MOBESE kayıtlarının izlenmesi az bir olay mıdır? Ben o zaman her yerde izleniyorum demektir.
'Kiptaş'a bina yaptırıyorsun, ENSAR'a veriyorsun'
Gassal meselesinde bir gelişme yok. Daha önce Kızılay çalışanı. Fotoğrafın çekildiği zamanı da ispat etti. AK Partili belediyede de çalıştı. Sana oy vermeyen, aynı düşünmeyen herkes terörist. Bu ülkede 200 yıllık demokrasi mücadelesi var.
Bugünkü kurla 25 milyar liranın üzerinde yolsuzluk dosyası var. 10 tane öğrenci yurdumuz olacak, 5 bin öğrenci kapasitesiyle. Şu dosyanın soruşturmasını başlattım. Baktıkça içim yanıyor. Kiptaş'a bina yaptırıyorsun, ENSAR'a veriyorsun. 6 tane... Geri alacağız, yurt yapacağız.
2008'de ENSAR'a 3 bin 600 liraya kiralamış, şu anda 10 bin lira kira ödüyor. Güncel kirasının 200 bin lira olması gerekiyor.
Sözcü Gazetesi ile aranızda gerilim var mı? Sözcü Gazetesi'nin sahibi Burak Akbay'ın annesinin evine zabıta gönderdiniz mi? Burak Akbay'ın annesinin yaşadığı eve bir grup zabıtayı imar usulsüzlüğü ihbarı ile üzerine gönderdiğiniz bu yolla kendilerini cezalandırdığınız iddia ediliyor. Sözcü Gazetesi'nin de bu yüzden size tavır olarak 29 Ekim dahil çeşitli ilanları yayınlanmadığı söyleniyor. Doğru mudur?"
'Herhalde herkes kendi aklıyla benim aklımı karıştırıyor'
- Bu işlerin detayına girmeyi kendime yakıştırmam. Benim kişiliğimi, karakterimi, mücadelemi bilen o gazete içerisinde inanın kapıdaki bekçisinden en kıymetli köşe yazarlarına veya diğer kişiliklere kadar bilen çok insan var. O kurum hakkında bu konuda detaya girmek benim için zul olur. Ama şunun bilinmesi lazım İmamoğlu bir yere zabıta göndermeyle ilişkili bir belediye başkanı olacak. Herhalde herkes kendi aklıyla benim aklımı karıştırıyor. Bazen kişi, kendinde bildiği şeyi başkasına yakıştırır.
'Kimin kapısına zabıta yollamışım?'
O zaman benim, basının yüzde 90'ı benim aleyhimde herkesin malı mülkü var İstanbul'da, kimin kapısına zabıta yollamışım veya baskı yapmışım? Yapsam herhalde kıyamet kopar, her gün gazeteler manşet olur. Böyle bir şey olabilir mi ya. Ekrem İmamoğlu'na isim takacaksınız. İkinci bilmem ne... Her yere zabıta gidebilir, benimle ne alakası var. Benim bir zabıtanın bir yere gitmesi gelmesiyle ne alakam olabilir.
Ekrem İmamoğlu'nu kiminle karıştırıyorlar. Ben İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin kapıda çalışanından müdürüne genel sekreterinden 86 bin çalışanından bine yakın üst düzey yöneticisi olan birinin ya şu köşeye ne yazdın? Şu kenara ne koydun? Şunun üzerine ne başlık attın? Bununla mı uğraşacağım ben yani. Benim işin o değil.
Biz bir bürokrat yapmış ise de sorgularız, haddini bildiririz. Bunlar yapılır yapılmıştır. Bakın ben mahkeme kurmam. Onların bahsettiği gibi bir yönetici olmam.
Türkiye'de medya meselesinin belki de en ciddi sorgulayacak tartışacak ve tartıştıracak önemli 3 kişi var karşımda. Her gün aleyhime konuşma yapmış kişilerle televizyon programı yapmış ben, herkese adil gözle bakmış ben bu kavramlara çok dikkat eden birisiyim. Ben kimseye düşmanlık yapmadım yapmam.
Allah korusun bir kişi iddia edemez. 8.5 senedir belediye başkanıyım İmamoğlu’nu makamını kullanarak zulüm çektirdi diyemez.
'Ne sorun var onlara sorun, benim hiçbir sorunum yok'
Sorunu onlara sorun benim hiçbir sorunum yok olmayacak. Eski dost düşman olmaz. Kendileri düşünsün. İşleyiş kurum her şey belgelidir zaten kişisel bir alan değil. İmamoğlu’nun bugün yaptığı 1 yıl sonra çıkar.
Polis koleji meselesini haber yapmayacak da ne yapacak haber yapacak tabii. O haberi yapan sayın Çiğdem Toker orada. O işin sorumlusu olan KİPTAŞ genel müdürünü arayıp hangi bilgi belgen varsa Toker ile paylaşacaksın diyen benim.
Bizim böyle bir hesabımız olmaz. Tekrar ifade edeyim basın özgürlüğüne inanan biriyim. Belediyemizin kapısı her gazeteciye açık.
'Gidilmesi rutin kontrol'
Rutin kontrole gidilmesi Boğaziçi imar çünkü hassas bir yer. Öbürü dayak yiyebiliyor saldırıya uğrayabiliyor bu yüzden kalabalık zabıta. İBB Genel Sekreteri’nin evine zabıta gitmiş belgeli. Bunu buradan ilişkilendirmeyi zûl buluyorum. Herkesin yolu açık olsun. Ben işimi yapıyorum yapmaya devam edeceğim. Onların işi medya.
İstanbul'un bugününe ve yarınına dertleniyoruz. Biz İstanbul'un bütününe ezbere bakmıyoruz, günü kurtarmıyoruz, bir avuç insanın beklentisine odaklanmıyoruz. Bugünü, yarını önceleyen büyük bir değişim başlattık.
Belediyedeki 550 teröristin akıbeti ne oldu? Bir de gassallar var. Cenaze yıkayıcıları. Hem gassalları işe alarak hem PKK ile işbirliği yaptığınız hem de onlara alışveriş kartı vererek PKK'ya yardım gönderdiğiniz iddia edilmişti. Bunun akıbeti ne oldu?
İmamoğlu: İftira bu, terörist diyorsun, 86 bin İstanbul Büyükşehir Belediyesi çalışanını zan altında bırakıyorsun
Şimdi şu dil şu üslup devlete millete ne kadar büyük zarar verdiğini, AK Parti'ye zarar veriyor, Sayın Cumhurbaşkanı'na da zarar veriyor. Öyle büyük bir zarar veriyor ki... Güvenlik sorunu ya... Bu dil nasıl bir dil ya? Bakın 700 tane sandık görevlisi oda ortalama 700, bin mi 400 mü? Şimdi de şu terörist bu terörist. Bilerek iki defa kocaman yazı yazdım. Bize bunun listesini verin. Öle ya bunu sen diyorsan, 550 terörist diyorsan bana bir liste ver. Şahsıma bakanlığa valiliğe... Tek cevap alamadık biliyor musunuz? Bizzat takip ettim yazıları. Peki ortada ne var? Hafızamızı yitirmeyeceğiz. Ben Trabzon'un Akçaabat ilçesinin Cevizli köyünde 60 haneli bir yerde doğdum. Doğduğum günden itibaren de benim ocağım da ateşimiz yandıkça, köy çocuğuydum ben. Hayatımın her aşamasında vatansever milletine tutkulu bir birey olarak büyüdüm. Ve babamın gözüne baktığımda gözüm nemlenir, çocuğumun gözüne baktığımda gözüm nemlenir. Köyüme gittiğimde gözüm nemlenir, bu memleketin neresine gidersem gideyim aynı duyguları yaşarım. Vatanseverlik, bayrak, memleket, millet bunlar.... Bu nasıl bir şey, ne ucuz laf ya... Çıkıyorsun takır takır sayıyorsun falan.
'Duyun bunu, bu ahlak dışı bir durum'
Duyun bunu, bu memleketin bireyleri fertleri duyun bunu... Benim güzel insanlarım. 16 milyon insan. 86 milyon vatandaşımız, milletimiz. Bunu görelim. Bu ahlak dışı bir durum. İftira bu, terörist diyorsun. 86 bin İstanbul Büyükşehir Belediyesi çalışanını zan altında bırakıyorsun. Ben şu İstiklal Caddesi'nde sokağı süpüren bir çalışanımı görünce sarılasım geliyor, sarılıyorum da. Niye emek veriyor bu şehre, istiyorum ki daha moralli emek versin, bana belediye başkanı sarıldı, kucakladı desin. Ben çalışanlarımla öyle büyüdüm.
'Çökme işinden anlamam'
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Bizim projelerin üzerine çöküyor" sözü üzerine yönelik "Sultanbeyli metrosunu 2024'te bitiriyoruz. Çökme işinden anlamam. Sayın Cumhurbaşkanı çökme lafını çok kullanıyor. Bilen kullanır diye düşünüyorum" dedi.
İstanbul'un birçok tarihi mekanını kültür sanat alanına çeviriyorsunuz. Metro Han da çok güzel. Bu kaçıncı?
Ekrem İmamoğlu: Aslında sayısı oldukça yüksek. Mesela sürpriz mekanlarımızdan bir tanesi burası. Hemen birkaç yüz metre ötede belki de İstanbul'un ilk moda merkezlerinden Botter Apartmanı'nı komple restore ediyoruz. Yine çok ilginç bir mekanı İstanbullular ile buluşturacağız.
Burada kendine has bankacılık sistemi kendine has para birimi olan. Ve oranın en önemli simgelerinden birisi olan Sen Pier Han var ve şu an restorasyonunu sürdürüyoruz. Bankalar caddesinde yine restorasyonuna başladığımız ve çok hızlı ilerlediğimiz 3 tane hanımız var. Perşembe pazarı diye tabir ettiğimiz o alanı çok önemsiyoruz.
Hemen yanımızda dünyanın en eksi tersanesi olan Haliç Tersanesi var. İki fetihten 2-3 yıl sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından kurulan bu tershane şu anda çalışır durumda ama biz yarısına yakınını etkin bir kültür sanat alanına dönüştürüyoruz.
Cumhurbaşkanı sizi Sabiha Gökçen metro hattına çökmekle suçladı. 'Benim yaptığım projeleri tamamlayıp tamamlayıp açılışını yapıyor' dedi. Cumhurbaşkanı'nın dediği gibi hazıra mı konuyorsunuz? İstanbul'daki metro ağı ve yatırımlarının güncel durumu nedir? Bir de paralel bir metro hattı var. Ulaştırma Bakanlığı size paralel bir metro hattı açtı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
'İstanbul için fukara ötesi bir durum'
Ekrem İmamoğlu: İstanbul metro açısından fukara bir kent aslında. Baktığınızda 16 milyona yakın resmi nüfusu olan etkin nüfusun ise 20 milyonu bulduğu bir kentin 230 kilometrelik bir raylı sisteme sahip olması fukara ötesi bir durumdur.
Baktığımızda bunun 3 katına yakın Londra'da bir sistem var. Dünyanın başka noktalarında başka örnekler verebilirim.
Bu bakımdan metro meselesi ciddiye alınmalı. 21015'te ve sonraki yıllarda ardı sıra projeler ortaya kondu, söylendi, yazıldı çizildi. Her taraf manşetlerle donatıldı. İhale furyasına döküldü iş. Takır takır ihaleler yapıldı.
Hatta birkaç örnek vereyim. Örneğin 12 tane metro hattı birden ihale yapılıyor. 2015,16,17..
Toplam uzunluğu 141 kilometre. İhale yapıldıktan bir yıl sonra metroların 7 tanesini durduruldu. O dönemin belediye başkanı, rahmetli Topbaş'tan görevi alan Sayın Uysal ve o dönemin yöneticileri durdurdu. Bir kısmı başlamamış, bir kısmı başlama noktasında.
'Bataklığın üzerine beton dökmüşler'
3 hattında ödeneği bittiği için durduruluyor. Yani biz aslında görevi aldığımızda manzara şuydu. İki tane hat çalışıyordu. Bir tanesi Mecidiyeköy-Mahmutbey hattı. Ama iyice yavaşlamış bir şekilde çalışıyordu. Bir tane de Alibeyköy Eminönü hattı. İnşaat hattı yani. O kadar kötü bir tasarımla yapılmışki buranın yaklaşık 3 kilometresinin daha betonu dökülmüştü, bütün bunları sökmek sorunda kaldık.
Çünkü bataklığın üzerine beton dökmüş oldular. Daha üzerine ray döşenmeden 3 kilometrelik betonarmenin 30-40 santim eğilimlendiğini gözlemledim.
'Sefil görüntüyü bambaşka hale dönüştürüyoruz'
Yoğun bir çalışma ortaya koyduk. Projeleri yeniden yaptık. Mahmutbey Mecidiyeköy hattını hizmete açtık 2020'nin, 18 kilometrelik kısmını hizmete açtık. Daha da hızlı açabilirdik ama çok yanlış düzelttik. Çok eksik düzelttik.
Eminönü Alibeyköy hattının Eminönü'ne kadar kısmını değil Cibaliye kısmını hemen hizmete açtık. Şu an Alibeyköy hattının son kısmının yapımı devam ediyor.
Bakın biz orada Unkapanı Köprüsü'nü yaptık. Bir hattı tasarlıyorsunuz, altından geçecek projeyi tasarlamamışsınız Yaptık bitirdik. Kavşak şu an hazır. Altından hem yayanın hem tranvayın geçeceği pozisyona oturttuk. Diğer bölümün şu an kazıkları çakılıyor ve inşallah önümüzdeki sene Ağustos Eylül gibi kalan kısmını bitiriyoruz.
Aynı zamanda Eminönü'nün meydan düzenlemesini yapıyoruz. O kaotik durumu, otobüs duraklarının birbirine geçtiği gerçekten sefilhane görüntüyü bambaşka bir kent meydanına dönüştürüyoru.
Bakın Ataköy İkitelli hattında tam gaz yolumuza devam ettik. 2.1 kilometrelik kısmını hizmete açtık. 10 gün önce Hisarüstü Aşiyan füniküler hattını hizmete açtık.
'Yapılmamış metroya iki katı para ödemişler'
Masada bakın Hisarüstü füniküleri bakın yüzde 25 ile imalatın yüzde 25'i ile birlikte devir aldık. Ve çok enterasandır ödemenin yüzde 52'i yapılmıştı biliyor musunuz? Öyle garip bir ihale sistemi ki bakın yapılmamış metroya yapılmaşın iki katı kadar para ödenmiş şekilde devraldım.
Düşünsenize metro yapacağız diyorlar şu tarihte açacağız diyorlar daha aracın siparişi verilmemiş. Bırakın siparişi aracın tasarımı yapılmamış.