CHP'li Sındır'dan iktidara döviz sorusu

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nun CHP’li üyeleri, gündemdeki uyuşturucu ve kara para konusuyla ilgili ortak basın toplantısı düzenledi. Komisyonun CHP’li üyeleri adına konuşan İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, Mali Eylem Gücü’nün (FATF) geçen yıl Türkiye’yi Gri Liste’ye aldığını anımsattı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, CHP'nin Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri Cavit Arı, Kamil Okyay Sındır, Emine Gülizar Emecan, Süleyman Girgin ile birlikte bugün TBMM’de basın toplantısı düzenledi.

“Bürokrasinin bir kabahati yok, tamamen iktidarın anlayışı”

Bülent Kuşoğlu, "Son günlerde önemli bir tartışma var gündemde, kara para ile ilgili olarak. Biz, Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri olarak konuyla ilgiliyiz, CHP Grubu olarak. Geçen yıl Türkiye gri listeye alındı FATF'da. Bu, Türkiye için üzüntü, sıkıntı duyulacak bir durum. Bunun pek çok sebebi vardı. Mevzuatta yapılan değişiklikler, kurumların tahrip edilmesi, kurum yapımızın değiştirilmesi, sıkıntıya girmesi; önemli tahribatlar söz konusu oldu. Tüm bunlardan sonra iktidarın anlayışı da sebep oldu. İktidarın anlayışı diyoruz, bürokrasinin bir kabahati yok, tamamen iktidarın anlayışı. Biraz sonra Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, hazırladığımız basın metnini sizlere açıklayacak. Orada Sayın Erdoğan'ın kısa bir cümlesi var, iktidarın zihniyetini net olarak görmek mümkün. Biz, bu basın toplantısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu'nda şimdiye kadar gerçekleşen olayları özetledik. CHP Grubu olarak birkaç soru sormak istiyoruz" diyerek sözü Kamil Okyay Sındır'a bıraktı.

Kamil Okyay Sındır, Plan ve Bütçe Komisyonu'nun CHP'li üyelerinin ortak görüşlerini açıkladı. Sındır'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

“Bilindiği gibi Türkiye, geçen yıl FATF denilen Mali Eylem Gücü tarafından gri listeye alındı. FATF Başkanı Marcus Pleyer, Türkiye'nin gri listeye alındığını açıkladığı 21 Ekim 2021 tarihli basın toplantısında şunları söyledi; 'Türkiye, kara para aklama vakalarını; El Kaide, IŞİD gibi Birleşmiş Milletler tarafından terörist olarak tanınan gruplarla para transferlerini takibe almalı. Türkiye'nin kara parayı engellemede, terörün finansmanını engellemede, suç örgütleri ve yolsuzluklarla mücadelede attığı adımları öncelemesi gerekmektedir. Türk hükümeti, bu konuda son derece üst düzey taahhütlerde bulundu. Türk hükümetini bu taahhütlerini somutlaştırmaya çağırıyorum.'

Bu sıkıntı siyasi iradenin yanlış politikalarının sonucu: Bu sıkıntı, bize göre devletin değil, siyasi iradenin yanlış politikalarının sonucudur. FATF Başkanı, dolaylı olarak Türkiye'nin terör grupları ile ilişkili olduğunu, kara para transferlerini takibe almadığını, terörün finansmanını engellemediğini, yolsuzluklar ve suç örgütleri ile mücadele etmediğini söylemiştir. FATF Başkanı'nın bir diğer söylemi ise Türk hükümetinin durumu kabul ederek son derece üst düzey taahhütlerde bulunduğudur. Türkiye açısından gerçek anlamda üzüntü verici bir durumda olduğumuz açıktır. Kara para ve yolsuzluk tartışmalarının gündemi işgal ettiği bu süreçte Plan ve Bütçe Komisyonu olarak böyle bir açıklama gereği ortaya çıktığına inanıyoruz.

Gri listeye alınmamızın arkasındaki saklı gerekçeler: Erdoğan iktidarının özellikle son yıllarda kamu mali yapısı ve mali kurumlar çok fazla tahrip edilmiş durumdadır. Bu tahribat yasama, bütçe denetiminden başlıyor; vergi denetimleri, MASAK denetimleri ve kurumların iç denetimi, yargıya kadar uzanıyor. Mevzuatta da önemli hasarlar oluşturulmuş durumdadır. Mevzuatta oluşturulan hasarlarla illegal uygulamalar yasallaştırılmış, düzenlenmesi gereken birçok konu düzenlenmeyerek veya tahribat yapılarak uygulanamaz hale getirilmiş durumdadır. Örneğin 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu, Sayıştay ve Kamu İhale Kanunu'nda yapılan anormal değişiklikler, gri listeye alınmamızın arkasındaki saklı gerekçelerdir.

FATF'ın ilkeleri yerine getirilmedi: Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 30'uncu maddesi uyarınca vergi cennetlerinden yapılacak transferler yüzde 30 oranında vergi kesintisine tabii olacak iken Erdoğan iktidarı vergi cennetleri listesini yayınlamadığı için bu kesinti asla yapılamamış ve Man Adası gibi vergi cennetlerinden vergisiz kara para transferleri rahatça yapılabilmiştir. Tüm bu anlatılanlar doğrultusunda, Türkiye'nin 1991 yılında üye olduğu Mali Eylem Görev Gücü, kısaca FATH ilkelerinin ki 40 ilke, en önemlileri yerine getirilmemiştir. Özellikle de siyasi nüfus sahibi kişilerin ve yakınlarının mali işlemlerinin yakından takibi ilkesine asla uyulmamıştır.

Sistem çökertilmiş, yolsuzluk ve kara para ortamı hazırlanmıştır: Sayın Erdoğan'ın 'Mal varlığı, servet beyanı gibi konuları siyasilere; başbakan, bakanlardan il, ilçe başkanlarına kadar indirirseniz bu partide yönetici bulamazsınız' sözü, konu ile ilgili bakışı ve sorumluluğunu net olarak göstermektedir. Bu dönemde sekiz kez servet affı çıkarılarak kara paranın sisteme girmesi teşvik edilmiş, siyasi etik yasası çıkarılmayarak, Uluslararası Yolsuzluklarla Mücadele Örgütü gibi kuruluşların ilkeleri kabul edilmeyerek düzenleyici ve denetleyici kurumlar, örneğin BDDK, SPK gibi kurumlar etkin çalıştırılmayarak, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası gibi bağımsız kurumların bağımsızlıkları engellenerek sistem çökertilmiş, yolsuzluk ve kara para ortamı hazırlanmıştır.

300 milyar ABD doları: Yurt dışında Türk vatandaşlarına ait olan en az 300 milyar ABD doları olduğu söylenmektedir. Bunun önemli bir bölümü de kara paradır. Yani kara para, sisteme girdikten sonra yurt dışına çıkarılmaktadır. Bunun gerekçesi, bir bölümüyle kara paranın serbestçe dolaşımı, demokratik hukuk sisteminin işletilmemesi, hukukun üstünlüğünün ayaklar altına alınmış olması, yargının bağımsızlığının tesis edilememesi ve iktidara güven duyulmaması gibi olgulardır.

Ülkeye giren kara para, eve giren haram para ile benzer etkidedir: Kara para ülkesi olmamız, komşu ülke mafyalarının merkezi çatışma alanı haline gelmemiz hiçbir şekilde mazur gösterilemez. Hele birçok iktidar mensubunun söylediği, 'Kara paranın neması hep Amerika yiyecek değil ya Türkiye'nin bu döviz kıtlığında kara paradan faydalanması lazım' görüşü anlaşılır değildir. Zira bu yolla giren kara para; ahlaksızlık, karmaşa, suç, hukuksuzluk, adaletsizlik, devlette kurumsal çöküş, toplumda etik ve güvenlik sorunu olarak bedel ödetmektedir. Ayrıca kara para sisteme girdikten sonra Türkiye'yi terk etmekte ve hayrı varsa da görmemiz mümkün olmamaktadır. Aslında bir ülkeye giren kara para, bir eve giren haram ve ayıplı para ile benzer etkidedir.

8 servet affı sonucu sisteme giren döviz ve varlıkların tutarı ne kadardır: Biz, Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri olarak hem komisyon görüşmelerinde hem TBMM Genel Kurulu'nda hem de medyada defalarca uyarılarda bulunduk. Anayasa'nın ve mevzuatın tarafımıza yüklediği muhalefet görevimizi yapmaya çalıştık. Yine Erdoğan iktidarının girdiği bu karanlık ve kara yoldan dönme konusunda uyarıyor ve soruyoruz; yurt dışındaki Türk vatandaşlarına ait servetlerin toplamı ne kadardır? Bu iktidar döneminde uygulanan sekiz servet affı sonucu olarak taahhüt edilen ve sisteme giren döviz ve varlıkların tutarı ne kadardır? MASAK veya diğer kurumlarca kara para konusunda açılmış ve sonuçlandırılmış kaç soruşturma vardır? En kısa sürede bu anlayış, bu uygulamalardan ve bu siyasi kadrolardan kurtulmayı diliyoruz."

Kaynak:ANKA Haber Ajansı