CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda paylaşım yapan 20 kişi hakim karşısında! Gazeteci ve akademisyenler yargılanıyor
CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın polis ablukasına alınması ve Gürsel Tekin'in kayyum atanmasına tepki gösteren paylaşımlar nedeniyle aralarında gazeteci Fatoş Erdoğan ve tutuklu akademisyen Emrah Gülsunar’ın da bulunduğu 20 kişi hakkında “suç işlemeye alenen tahrik” suçlamasıyla dava açıldı.
İstanbul 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, 20 kişi hakkında 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası talep edildi. İddianamede, gazeteci Fatoş Erdoğan’ın haber amacıyla çektiği videolar “suç delili” olarak gösterildi.
Duruşma salonunun küçük olması nedeniyle dava, 20. Ağır Ceza Mahkemesi salonuna alındı. Saat 10.00’da başlaması beklenen duruşma, yaklaşık 11.30’da başladı.
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ile CHP Hukuk Birimi’nden avukatların da izlediği duruşmaya, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla başka bir dosyadan tutuklu bulunan akademisyen Emrah Gülsunar SEGBİS ile bağlandı.

MLSA'nın aktardığına göre tutuklu sanıklardan Nur Betül Aras, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla gözaltına alındığını ancak iddianamede bu yönde bir tespitin yer almadığını belirterek suçlamaları kabul etmedi. Aras, “Benim 9 yaşında Akdeniz anemisi hastası bir çocuğum var. Onu bu keyfi tutuklama nedeniyle babasına ve babaannesine bırakmak zorunda kaldım. Bu dosyada tutuklama gereksizdi. Ancak benim gibi muhalif insanlar tutuklanarak birilerine mesaj veriliyor. Bu tutuklamayla sadece ben değil, çocuğum da cezalandırıldı” dedi.
Aras, “'Cumhurbaşkanına hakaret’ iddiasıyla, iki tweet nedeniyle şafak vakti evime operasyon düzenlendi. Sanki evde bomba düzeneği varmış gibi gözaltına alındım. Paylaştığım tweet’te siyasi bir eleştiri vardı. Gürsel Tekin’in seçilmiş bir il başkanı olarak değil, hukuki süreçlerle bu göreve getirilmesini eleştiriyorum. Her iki tweet’te de kimseyi suç işlemeye teşvik etmiyorum. Belirsiz bir özneyi eleştiriyorum” diye konuştu.
Tutuklu sanık Ömer Faruk Mangaltepe savunmasında şunları söyledi:
“Ben bir vatansever olarak hayatımda hiç suç işlemedim ama şimdi 57 gündür cezaevinde tutuluyorum. Sekiz yıldır emek vererek çalıştığım, müdür yardımcısı olduğum işim tutukluluğum nedeniyle tehlikede. Ben suç işlemedim ve beraatimi talep ediyorum.”
Tutuklu sanık Abdullah Esin ise “Ben siyasetle ilgileniyorum ve bu konularda sosyal medyada paylaşım yapıyorum. Ama kimseyi suç işlemeye tahrik etmedim. Zaten benim çapım ne? Doktora yapıyorum, bu tutuklamayla eğitim hakkım ihlal edildi. Ben ifade özgürlüğümü kullandım. Demokrasi herkesin beğendiği şeyleri söylemek değildir, zaten buna imkân da yok. Beğenilmeyen fikirleri de paylaşmak demokrasinin gereğidir” dedi.
Tutuksuz sanıklardan, “Sokak Kedisi” isimli YouTube kanalında sokak röportajları yapan Ebru Oruç savunmasında şunları söyledi: “CHP İl Başkanlığı önündeki kayyım protestosunun olduğu gün evdeydim. Paylaştığım içeriği de hatırlamıyorum. Kimseyi suç işlemeye tahrik etmedim, sadece ifade özgürlüğümü kullandım.”
Başka bir suçtan Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan akademisyen Emrah Gülsunar, duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katıldı. Savunmasında iddianamenin başka bir davaya ait bir metinden alındığını belirterek şunları söyledi:
“Ben bu iddianame ile sosyal medya paylaşımımın ilgisini anlamadım. İddianamede sürekli dini değerlerden bahsediliyor, benim paylaşımımla dini değerlerin ilgisi ne, anlayamadım. İddianamede sürekli ‘Sanal Devriye’ isimli bir programdan bahsediliyor. Ben bu kanalı da bilmiyorum; iddianameyle ilgisi nedir, onu da anlamadım. Bu iddianame başka bir davanın iddianamesinden kopyalanıp yapıştırılmış. Bir akademisyen ve doktor olarak, yargının bu özensizliğine de üzülüyorum.”
Gülsunar savunmasında şunları söyledi:
“Dünyanın hangi hukuk standardı yüksek ülkesinde bir siyaset bilimci, güncel siyasi gelişmeleri yorumladı diye gözaltına alınır, nezarette tutulur, hakkında soruşturma yürütülüp dava açılır? Bu davada tutuklu değilim ama tutuklu olduğum dosya da ifade özgürlüğü kapsamında. Dünyanın hangi hukuk standardı yüksek ülkesinde bir siyaset bilimci siyasi görüşlerini paylaştı diye tutuklanır?”
"YARGILANMASI GEREKEN GERÇEKTEN BEN MİYİM?"
Dosya kapsamında tutuksuz yargılanan gazeteci Fatoş Erdoğan savunmasında şunları söyledi:
“Ben gazeteciyim, CHP İl Başkanlığı önündeki olayları sosyal medya hesabımda paylaştım. Video haberlerini, orada yapılan açıklamaları tırnak içinde paylaştım. Bu tırnak içindeki görüş ve fikirler bana ait değil; ben gazeteciyim ve görevim aktarmak. Ama iddianamede bu açıklamalar sebebiyle ben suçlanıyorum. Bir gazetecinin haber yazmaması mı gerekiyor, tırnak içindeki açıklamaları da aktarmayalım mı? Ben neyle suçlandığımı anlamıyorum.”
Fatoş Erdoğan savunmasına şöyle devam etti: “Artık hepimiz yapay zekâ kullanıyoruz. Ben de bu paylaşımlarda iddia edildiği gibi ‘suça teşvik var mı’ diye yapay zekâ aracılığıyla GROK’a sordum. ‘Hayır, herhangi bir suça teşvik yok’ yanıtını verdi. Ben burada neyle suçlandığımı anlamıyorum, anlamadığım için de anlatamıyorum.”
Fatoş Erdoğan, CHP İl Başkanlığı önünde polisin müdahalesi sırasında plastik mermiyle yaralandığını hatırlatarak, vücudundaki morlukların fotoğrafını mahkeme heyetine gösterdi. Erdoğan, savunmasını şu sözlerle sürdürdü: “Soruyorum: Burada yargılanması gereken gerçekten ben miyim?”
MAHKEMEDEN TAHLİYE KARARI
CHP İstanbul İl Başkanlığında paylaşım yapan 20 kişi hakim karşısına çıkmıştı. Mahkeme, tutuklu sanıkların yurt dışına çıkış yasağı şartıyla tahliyelerine karar verdi. Duruşma, 28 Ocak 2026 tarihine ertelendi.