Okullar açılıyor: Velilere 'dörtte bir kuralı' önerisi

Okullar açılıyor: Velilere 'dörtte bir kuralı' önerisi
Yeni öğretim yılı 12 Eylül itibariyle başlıyor. Salgın öncesi/salgın sonrası olarak böldüğümüz bu süreçte çocuklar da bir travma atlatmaya çalışıyor. Özellikle 3-5 yaş arası çocukların covid-19 nedeniyle sosyal ortamdan uzak kalması, hastalık kapma korkusu onların dış dünyaya karşı daha güvensiz olmalarına neden oldu. Anne babanın yanında olmak en güvenilir alan algısını kuvvetlendirdi.

“Okulların açılmasıyla birlikte covid sürecinde kaygıyla yetişen çocuklarda uyum ve adaptasyon sorunları yaşanabilir. Yapılan birçok araştırma covid-19 salgınında çocukların orta düzeyde covid-19 korkusu, depresyon ve anksiyete deneyimlediklerini gösteriyor. Ayrıca çocukların depresyon ve anksiyete düzeyleri ile COVID-19 korkusunun ilişkili olduğu da görüldü” diyen Çocuk Gelişim Uzmanı Şenay Yılmaz, halktv.com.tr’nin sorularını yanıtladı. Yılmaz, okullar açılmadan önce aileleri nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda uyarılarını sıraladı.

Ana okulu ya da ilkokul 1. sınıfa başlayacak çocuklarda olası yaşanacak kaygı ve anksiyetinin önüne geçmek için neler önerirsiniz?

Okulun iyi bir yer olduğunu hissettirmek önemli. Bu dönem çocuğu daha somut gerçeklik üzerine odaklı olduğu için beraber seveceği kalemler, boya kalemleri, defterler, suluklar almanız okulda ilk güvenli alanını oluşturması adına önemli olur. Aitlik duygusu taşıdığı şeylerle okula gitmesi kaygısını aşağı çeker.

Gideceği okula önceden gidip bahçesinde oturmak, kapısından göstermek ilk gün stresini azaltır.

Eğer mümkünse okul öncesi tanışıklığı olan arkadaşlarıyla başlaması da etkili olur.

Sürekli “Ben seni bekleyeceğim, sakın korkma” gibi çocuğunuzda kaygı yaratacak güvensiz cümleler kurmaktan kaçının. Sizin kaygılarınız çocuğunuzda da kaygı yaratacak okulun korkulacak bir yer olduğu algısına neden olur.

Sürekli okul hakkında konuşmakta çocukta streste yaratacak bir durumdur.

Okula başlamadan önce uyku saatlerini de planlamaya çalışın. En az 8-10 saat uykulu geçmiş bir gece diğer günlere daha zinde başlamasını sağlar.

‘Güzel bir müzikle uyandırın’

Okulun ilk günü keyifle kaldırmaya çalışın. Arka fonda hafif bir müzik ve kahkaha sesleri çocuğunuzun keyifli uyanmasını sağlar.

Çantasını beraber hazırlayın. Hatta onun yerleştirmesine daha çok fırsat verin. Eşyalarının yerini iyice fark etsin.

Beraber okula gittiğinizde kalabalık onu ürkütebilir. “Sakın korkma” demek yerine “Ne kadar güzel pek çok arkadaşın olacak. Herkes ne kadar mutlu…” tarzındaki ifadelerle ortamın olumlu yanına dikkatini çekmeye çalışın.

Eğer mümkünse sınıfın kapısına kadar götürün. Ortamı anlatın. “Bak merdivenlerden çıkıyoruz. Burası koridor, teneffüste burada eğleneceksiniz” şeklinde ortamı tanımlayan cümleler kurun.

‘Mutlaka bekleyin’

Sınıf kapısında göz hizasına inerek ders bitimine kadar dışarda bekleyeceğinizi, ders sonu yaşadıklarını anlatmasını merakla beklediğinizi, ona güvendiğinizi ifade edip sarılarak sırasına yollayın. Zaten sınıf öğretmeni de sıcak şekilde karşılaması süreci daha da kolaylaştırır.

Ders sonuna kadar mutlaka okul sınırları ya da yakın mesafede bekleyin. Çocuğunuz gerçekten bekleyip beklemediğinizi anlamak adına denemeler yapabilir. Bu güveni sağlamanız önemli. İlerleyen günlerde aşamalı olarak onu derse bırakırken işe gittiğinizi, eve gideceğinizi söyleyerek güvenli ayrılma sürecini tamamlamış olacaksınız.

Okul sonrası gününü konuşun. Keyifle ve heyecanla dinlediğinizi hissettirin.

‘Ev ödevi yaparken ara sıra yanına gidin’

Okula yeni başlayan küçük yaştaki çocuklara ev ödevi alışkanlığı nasıl kazandırılır?

Ev ödevi alışkanlığı kazanması ilk haftalardan önemli. Bazı çocuklar okuldan geldiği gibi ödevini yapma isteği, bazı çocuklarda okuldan gelince biraz dinlendikten sonra ödevini yapma ihtiyacı hisseder. Çocuğunuza uygun olan alışkanlığı bulduktan sonra ilk 2 hafta rutini oluşturun. Kararlı ve istikrarlı yapacağınız bu rutin ilerde ödev yapma konusundaki tartışmaların önüne geçer.

Zamanı kullanabilme becerisi de çok değerli. Ödev saatlerinde saat gösterilerek bu konuda yapılacak vurgu da rutinin kazandırılmasında da çocuğunuzun zamanı daha iyi yönetebilme becerisini kazanmasını sağlar.

Ödevlerle vereceğiniz çok fazla destek ilerleyen zamanlarda bağımlılığa dönebilir. Bu nedenle öncelikli olarak odasında yapma alışkanlığını kazandırmaya çalışın. Ara sıra yanına giderek tamamen yalnız olmadığını onunla ilgilendiğinizi takip ettiğinizi de hissettirin. Önemli olan ev ödevi alışkanlığında bağımsız kendi başına yapabilmesi olmalı.

Eğer çocuğunuz 2-3 haftadan fazla süren ağlamalar, anneyi bırakmama tarzı davranışlar gösterirse mutlaka uzman desteği almanızı öneririm.

‘Renkli kalemlerle çalışsın’

Orta okul ve daha büyük sınıflardaki çocuklar ve aileleri için okula uyum sürecinde neler önerirsiniz?

Planlı çalışma becerisi kazanması konusunda yönlendirmeleriniz olsun. Yapacağı işi, görevi önce planlaması, sonra yapılış sırasına göre basamaklandırması, sonrasında da uygulaması noktasında rehber ve model olun. Planlı çalışma becerisi kazanan çocuk ileride daha zorlu sınav süreçlerini kolay atlatmasını sağlar.

Çalışma stilleri geliştirin. Metnin ana fikrini fosforlu kalemle çizmek, renkli postitlere alınan notlar, ayraçlar, arka fonda hafif müzik, içeceği gibi araçlar kullanmasını sağlayarak öğrenmeyi çalışmayı keyifli hale getirmeniz iyi olur.

Gün planlaması yapmakta çok önemlidir. “Sabah kalkınca bugün planın ne? Neler yapmayı düşünüyorsun?” tarzı sorular o gün yapacağı şeyleri sıraya koymasını sağlar.

Sürekli çalışma yerine hobi edinmesini sağlayın. Yapılan araştırmalar özellikle 5. sınıftan itibaren çocuğunuz bir müzik aleti çalması, resim yapması, bitki yetiştirmesi gibi.. Edindiği kişisel bir hobinin başarısını arttırdığı, LGS gibi sınavlara hazırlıkta çocuğun kaygı ve anksiyete seviyesini düşürdüğü gösterilmiştir.

Sınav stresinde çocuğunuzdan hatalarını düşünmesini, aldığı dersi yorumlamasına yardımcı olun. Ona başarısızlığa uğramış kişilerin hayat hikayelerini paylaşın. Onların zor zamanlarını nasıl atlattıklarını anlatın. Hatta kendine bir idol seçmesi konusunda da öneri verebilirsiniz.

‘Dörtte bir kuralını uygulayın’

Cep telefonu, tablet kullanımını olabildiğince sınırlamaya çalışın. Alışkanlıktan bağımlılığa geçişi engellemek adına süreli kullanıma dikkat etmekte fayda var.

Eleştirilerinizi orantılı kullanın. Dörtte bir kuralını uygulayın. Bir eleştiri cümlesi için dört övgü cümlesi kurun. Unutmayın ki; bir eleştiriyi ancak dört övücü cümleniz yok edebilir. Yok edemediğiniz her eleştiri çocuğunuzun özgüvenini yaralar

Başarısızlık yaşayan çocuğunuza karşı hoşgörülü olmaya çalışın. Mükemmeliyetçilik ulaşılması imkânsız bir hedeftir.

Kendisi hakkında olumsuz cümleler kurduğunda olumluya çevirmeye çalışın. Farklı bir bakış açısı kazandırmaya çalışın.

Arkadaşları ya da akranları ile kıyaslamaktan kaçının. Özellikle çocuk için kıyaslama en onur kırıcı ve rahatsız edici eleştiridir.