İşsizliğin 'i'si bile öldürüyor

İşsizliğin 'i'si bile öldürüyor
Türkiye'de her yıl 300 bin kalp krizi yaşanıyor, 200 bini ölümle sonuçlanıyor. Kalp krizinin sağlıksız beslenmeden genetik faktörlere kadar onlarca nedeni var fakat işsizliğin, hatta iş güvencesizliğinin de kalp hastalıklarına neden olduğu araştırmalarla kanıtlandı.

Yeni yıla yaklaştığımız şu günlerde çalışanların akıllarında korkutucu sorular artmaya başladı: Acaba EYT'nin getirdiği kıdem tazminatı yükü nedeniyle işten çıkarılır mıyım, asgari ücrete ne kadar zam yapılır, bize de aynı oranda zam uygulanır mı, işverenin vergi yükü artacağı için ben de işten çıkarılır mıyım? Tüm bunlara pandeminin getirdiği yeni kurallar, uzaktan çalışma, kısa süreli sözleşmeler, teknolojinin getirdiği işe yaramama endişesi de eklenince... Türkiye’de çalışan olmak zor, çalışmamak ise bir seçim değil.
Biyopsikososyal modelle (biyolojik, psikolojik ve sosyolojik yönden hastalıkları değerlendiren bir alan) çalışmalarını sürdüren tıp doktoru Doç. Dr. Şafak Nakajima, Gloucestershire Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmanın verilerini paylaştı.
Doç. Dr. Nakajima "Araştırmaya göre, işsizlerde olduğu gibi, gelecek güvencesi olmayan kişilerin kanlarında fibrinojen düzeyleri yüksek bulundu. Bu da, kalplerine ve beyinlerine zarar verebilecek pıhtı oluşumu tehlikesiyle karşı karşıya oldukları anlamına geliyor. Yani halen çalışıyor olsalar da, iş güvencesizliği olanlar, işsizlerle aynı biyolojik sağlık riskine sahipler" dedi.
Araştırma işsizler (yüzde 7.6), daimi bir işte çalışanlar (yüzde 81.8), geçici işlerde çalışanlar (yüzde 5.3) ve serbest çalışanlar (yüzde 12.9) arasında yapıldı. Bu kişilerin kanlarından fibrinojen ve CRP düzeylerine bakıldı.

Kalp hastalıklarına neden oluyor

Sonuçları yorumlayan Doç. Dr. Nakajima şöyle konuşuyor: "Birleşik Krallık Gloucestershire Üniversitesi'nden Rachel Sumner ve arkadaşları, işsiz, sürekli bir işte çalışan, geçici çalışan ve serbest meslek sahibi kişilerde, fibrinojen ve C-reaktif protein (CRP) düzeylerini araştırdılar. Hem C-reaktif protein hem de fibrinojen, kronik iltihaplanma belirteçleri olmanın yanı sıra, kronik stres zamanlarında yükselirler ve kardiyovasküler sağlık sorunlarının habercisi olabilirler.
Araştırıcılar istihdam durumu ile CRP seviyeleri arasında bağlantı bulamadılar. Ancak fibrinojen ile bağlantıyı gösterdiler. Kalıcı işlerde çalışanların veya serbest meslek sahiplerinin fibrinojen düzeyi daha düşük bulunurken, geçici işlerde çalışanlarla işsizlerde yüksek fibrinojen düzeyleri saptandı. Fibrinojen, karaciğerde üretilen, kan plazmasında bulunan ve kanın pıhtılaşmasında rol oynayan bir proteindir. Fibrinojen yüksekliği aşırı pıhtılaşmaya yol açarak kalp krizlerine, felçlere ve diğer sağlık sorunlarına neden olabilir.

Güvencesiz çalışma

İşsizliğin stresli bir durum olduğunu ve zaman içinde insanların sağlığını olumsuz etkilediğini uzun zamandır biliyoruz. Ancak, bu araştırma ışığında güvencesiz ve geçici çalışmanın da ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını görüyoruz. Diğer bir deyişle, insanların güvencesiz bir işte çalışmalarının işsizlik kadar zararlı olduğunu söyleyebiliriz.
Son yıllarda pandeminin de etkisiyle istikrarsız çalışma türleri arttı. Günümüzde çok sayıda insan, uzaktan ve geçici sözleşmelerle çalıştığı için güvenli bir geleceğe sahip değil.
Bu bulgu, güvencesiz çalışmanın ciddi bir sağlık sorunu olduğunun devlet ve işverenler tarafından anlaşılmasının önemini, ulusal çalışma ve sağlık politikalarında dikkatle ele alınmasının zorunluluğunu ortaya koyuyor."

Kronik güvensizlik

İnsani Gelişme Vakfı (İNGEV) ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi'nin (IPM) “Prekarya ve Toplumsal Güvence” raporuna göre Türkiye'de 9 milyonu kayıt dışı 1 milyonu da geçici koruma altında olmak üzere yaklaşık 10 milyon kişinin güvencesiz çalıştığı tahmin ediliyor. Rakamlar geçen yıla ait. İNGEV Başkanı Vural Çakır "BM araştırmasına göre her 7 kişiden 6’sı kendisini güvencesiz hissediyor" diyor.
Prekarya ise "Kronik bir şekilde geçici çalışmaya mahkum, genellikle işsizlik ile işsizlik tehdidi arasındaki muğlak alanda kaygıyla yaşayan ve zihninde kronik bir güvensizlik ve güvencesizlik yaşayan insanlar"dan oluşuyor.

Her yıl 200 bin ölüm

Türk Kardiyoloji Derneği'ne göre Türkiye'de ölümlerin yüzde 40'tan fazlası kalp ve damar hastalıklarından kaynaklanıyor. Türkiye'de her yıl 300 binden fazla kalp krizi vakası yaşanırken, bunların yaklaşık 200 bini belki daha fazlası yaşamını yitiriyor. 200 bin kişi, Olimpiyat Stadı'nı 3-4 kez dolduruyor.

Kaynak:halktv.com.tr

Etiketler :