"Saadet Partisi, AKP ve MHP'nin sofrasına meze olmaz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Oğuzhan Asiltürk ve Milli Görüş hareketinin önemli isimlerinden olan Nedim Urhan'ı ziyaret etmesinin ardından başlayan tartışmalar devam ediyor.
Erdoğan'ın girişimleri başta 'eski yol arkadaşlarına nezaket ziyareti' olarak değerlendirilse de, asıl olarak Cumhur İttifakı'nı Saadet Partisi ile genişletme çabası olarak yorumlandı.
Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan, 'Cumhur İttifakı' iddialarını Gazete Duvar'dan Vecdi Erbay'a değerlendirdi.
Röportajdan bazı kısımlar şöyle:
"Biz ülkeyi idare eden veya idare etmeye aday tüm siyasi partilerin zaman zaman bir araya gelip görüş alışverişinde bulunmasını önemli ve gerekli görüyoruz. Hatta birçok kere, Cumhurbaşkanı'nın bütün siyasi parti liderlerini saraya davet ederek, ülkemizde yaşanan iç ve dış sıkıntılar hakkında görüş alışverişinde bulunması gerektiğini ifade etmiştik.
"18 yıl sonra yapılan bu ziyaret ile..."
Bu anlamda Cumhurbaşkanı'nın YİK Başkanı sayın Oğuzhan Asiltürk'ü veya diğer ileri gelen büyüklerimizi ziyaret etmesini olumlu bir adım olarak değerlendiriyoruz.
18 yıl sonra ve bu süreçte yapılan birçok hakaret sonrası bu görüşmenin sadece bir nezaket ziyaretinden ibaret olmadığının ve kaybetmek üzere olduğu iktidarına destek aradığının farkındayız. Elbette siyasetçiler bir araya geldiklerinde, ittifaklar dahil ülkenin sorunlarını konuşurlar.
"Politikalarına karşı olduğumuz için, Cumhur İttifakı’yla beraber olmadık"
Biz, Cumhurbaşkanlığı Sistemi'yle oluşan tek adam rejimine, partili cumhurbaşkanlığına, denge, denetleme ve şeffaflığın olmayışına, yasama ve yargının yürütmenin emrine girmiş olmasına, özgürlükler, adalet, hak ve hukukun ortadan kaldırılmasına, devletin parti devleti haline getirilmesine, devlet kademelerine yapılan atamalarda, liyakat yerine partizanlık, rüşvet ve torpilin esas alınmasına, israf ve savurganlığın itibar sayılmasına, üretim yerine ithalatçı zihniyete, işçi, emekli, memur ve çiftçilerimizi borç ve faize mahkûm etmelerine, ırkçılık ve milliyetçiliği baş tacı etmelerine, dolayısıyla Kürt halkına yaklaşımlarının bundan etkilenmesine, kutuplaştırıcı, ötekileştirici ve kendileriyle beraber olmayan herkesi hain ilan etme zihniyeti gibi hemen bütün politikalarına karşı olduğumuz için, Cumhur İttifakı’yla beraber olmadık.
"İcraatlarda MHP'nin rengi var"
Bu politikalarını sürdürdükleri sürece de beraber olmamız mümkün değildir. Biz, ne AK Parti'ye ne de Erdoğan'a karşıyız. Biz, ülkemize ve milletimize zarar veren yaptıkları yanlış icraatlara karşıyız. Bunları eleştiriyor ve bu yanlışlarından vazgeçmeleri için uğraşıyoruz. AK Parti'ye MHP ile ittifakı sonrası bütün icraatlarında MHP'nin etki ettiğini ve kendi rengini verdiğini ve AK Parti'nin de daha çok milliyetçi ve ırkçı söylemlere sarıldığını görüyoruz. Bu anlayışın devam etmesine, Saadet Partisi baston olmaz, AK Parti ve MHP'nin sofrasına meze olmaz.