Osman Kavala: Telefonlarımı dinleyenler FETÖ'cü çıktı, şimdi onlarla irtibatta olduğum söyleniyor
Şirin Payzın, t24 adına 1112 gündür tutuklu bulunan Osman Kavala ile röportaj yaptı. Hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve 20 yıla kadar hapis cezası istenen Kavala, casusluk suçlamasında adı geçen Henri Barkey ile özel görüşmesi olmadığını belirtti. Kavala, “Sayın Arınç’ın dediği gibi AKP’li siyasetçilerle yakın ilişkisi vardı. Diyor ki; 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kültür Bakanlığının Ani’nin Dünya Kültürel Mirası listesine alınmasına destek toplantısındaydım” dedi.
"Hukuki tasarruf değil, paralel cezalandırma uygulaması"
Tutukluluğunun hukuki bir tasarruf değil, paralel bir cezalandırma uygulaması olduğunu savunan Kavala, “Yeni iddianame zaten tüm bu hukuksuzluğu ve arkasındaki anlayışı aleni hâle getirdi” ifadelerini kullandı.
İddianameyi tek kelimeyle “iftiraname” olarak tanımlayan Kavala, “Delil yokluğunda her suçlama bir diğerinin kanıtı gibi kullanılmış” diyerek sürecin hukuksuz olduğunu söyledi.
"Hukukla inatlaşma tavrı"
Gezi davasında beraat eden Kavala, sözkonusu tutukluluğunu “Hukukla inatlaşma tavrı” olarak tanımladı. Kavala, Gezi iddianamesini İngiltere ve Gallet Barosu İnsan Hakları Komitesi’nin değerlendirdiğini hatırlatarak, rapordaki “Ya iddianameyi hazırlayan savcılar siyasal kuramlaştırmaya o kadar kapıldılar ki kendi kanıtlarını objektif bir şekilde değerlendiremeyecek duruma geldiler ya da bu iddianame dürüstlük kuralı çerçevesinde hazırlanmış bir iddianame değil” ifadelerine atıfta bulundu.
"Telefonlarımı dinleyen FETÖ'cü çıktı, yeni iddianamede FETÖ'yle irtibatta olduğum söylendi"
Gezi iddianamesinde kendisinin telefonlarını dinleyen ve kurguyu hazırlayan emniyet ve yargı mensuplarının FETÖ’cü çıktığını hatırlatan Kavala, “Bu olgu Gezi davasının mahkeme kararında da yer aldı. Buna rağmen yeni iddianamede benim FETÖ sorumlularıyla irtibatta olduğum söyleniyor” diyerek çelişkiye dikkat çekti.
"İlk bilgiler ortaya çıkınca darbenin arkasında Gülenci örgütlenme olduğuna ikna oldum"
15 Temmuz gecesinde yaşananları da değerlendiren Kavala, “12 Eylül’de olduğu gibi emir komuta zinciri içinde yürütülmediğini, ordunun büyük kısmının katılmadığını öğrenince başarılı olamayacağını tahmin ettim. Buna rağmen kalıcı zararlara yol açabileceğini de aklımdan geçirdim ve kaygılandım. İlk bilgiler ortaya çıkınca, darbenin arkasında Gülenci örgütlenme olduğuna ikna oldum. Ancak, bir noktayı vurgulamak istiyorum. Darbe girişimini planlayanların ve yürütenlerin dar bir kadro olduğu açık. Buna karşılık Gülenci yapılanmanın büyük kısmı yaygın ağ tipi örgütler bileşkesinden oluşuyor. Bunlara katılan, bunlarla irtibatta olanların büyük kısmının örgütün kriminal faaliyetlerinden, dolayısıyla darbe hazırlığından haberdar olduklarını, bunu desteklediklerini iddia etmek mümkün değil” ifadelerini kullandı.
"Ağırlıkla Halk TV'yi izliyorum"
Röportajda hapiste yaşadıklarına da değinen Kavala, şöyle konuştu:
Sağlığım iyi. Burada, salgınla ilgili ciddi önlemler alınıyor, şimdilik bir sorunla karşılaşmadık. İnfaz memurları 10’ar günlük sürelerle cezaevinde kalıyorlar, dışarı çıkmıyorlar. Ancak dışarıda salgının yaygınlaşması tabii riski arttırıyor. Burası hareketli bir yer. İnfaz memurları dışında sürekli yeni tutuklular da geliyor. Yapılan testlerin her zaman doğru sonuç vermediği malum.
Gazeteler geliyor, tabii kitap okumaya devam ediyorum, akşamları da televizyon izliyorum. Ağırlıkla Halk TV’yi, sizin programlarınızı. TRT 2’ deki programlardan, film gösterimlerinden de memnunum. Ama galiba bütçe sıkıntıları var, bazı eski filmler tekrar gösteriliyor. Günde iki defa da avluda yürüyorum.
En çok özlediğim, tabii eşimle birlikte evimde olmak. Tahliye oldum derken tekrar tutuklandığımdan ve hâlâ ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılandığımdan, fazla hayal kurmamaya çalışıyorum. Kitapların dünyasında dolaşmak ruh sağlığıma daha iyi geliyor. Ama, memleketle ilgili hayallerim baki, bunlar da ruh sağlığım için gerekli.