Merkel’in en büyük endişesi Türkiye’de istikrarsızlık

Merkel’in en büyük endişesi Türkiye’de istikrarsızlık
Heinrich Böll Vakfı Türkiye Temsilcisi Brakel, Almanya Başbakanı Merkel'in Türkiye'nin siyasi ve ekonomik istikrarsızlığa düşmesinden endişe duyduğunu söyledi.

Geçtiğimiz hafta yapılan 2020 Avrupa Liderler Zirvesinde, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki sondaj faaliyetlerine tepki olarak geniş bir yaptırım listesi kararlaştırılmıştı. Ancak Yunanistan ve Kıbrıs gibi AB üyelerinin silah ambargosu gibi daha sert yaptırımlar talepleri karşılık bulmadı. Genel olarak Türkiye konusundaki AB duruşunun netleşmesi ya da keskinleşmesi için beklenmesi gerektiği konusunda ortaklaşa karara varıldı.

Almanya'nın belirleyici rolü 

AB'nin bu tavrında belirleyici ülkelerden olan Almanya Başbakanı Merkel, Fransa ve Yunanistan gibi sertlik yanlılarının aksine Türkiye'yle diyalog zeminini terk etmeme tavrını sürdürüyor. Ancak o da son zamanlarda yaptırım konusunda daha sert açıklamalar yapmaya başladı. 

Heinrich Böll Vakfı Türkiye Temsilcisi Kristian Brakel, DW Türkçe'ye verdiği röportajda, Merkel'in tavrı konusunda çarpıcı bir değerlendirme yaptı. Brakel Merkel'in Türkiye'nin içine düşebileceği istikrarsızlıktan çekindiğini söylerken şu ifadeleri kullandı:

"Yaptırımlar etkili olabiliyor. Rusların, ABD'lilerin ya da bir kaç yıl önce Alman Hükümeti'nin Türkiye'ye uyguladığı zorlayıcı önlemlerin sonuç verdiğini gördük. Örneğin Türkiye konusunda Avrupa Birliği'nin amacı, Ankara'ya kimi sınırlar olduğunu göstermek ise o zaman bu tür adımların etkisinin olabileceği söylenebilir. Ama Merkel'i kanımca en büyük endişesi, Avrupa’ya daha fazla göçmen akını olması değil. Alman şirketlerinin Türkiye’deki yeni yatırımlarının zora girmesi de değil. Merkel'in aslında en büyük endişesi, Türkiye içinde bir ekonomik ya da siyasi istikrarsızlık yaşanması olasılığı. Bunun tüm bölgeyi etkileyebilecek olası sonuçları olabileceği değerlendirmesi yapılıyor." 

"Türk hükümeti bizim ne yaptığımızı biliyor"

Heinrich Böll Vakfı'nın, Kavala iddianamesinde adı geçen ve casuslukla suçlanan yabancı vakıflardan biri olmasını eleştiren Brakel, "Bu suçlamanın akılcı, somut, hukuki hiçbir dayanağı yok ki. Türk hükümeti bizim ne yaptığımızı biliyor. Her yıl raporlarımızda hangi projeleri kimlerle yaptığımız kapsamlı bir şekilde yer alıyor. Birkaç hafta önce yine İçişleri Bakanlığı bir denetim yaptı. Düzenli olarak ne yaptığımız, faaliyetlerimiz denetleniyor. Vakıfları bir tür gizli komplo senaryoları ile ilişkilendirmek tamamen akıl dışı. Osman Kavala iddianamesinde yazanların Türk hukukunda da yasal bir dayanağı yok" şeklinde konuştu.