Şehit pilot Milaslı Emrah Kuran’ın cenaze töreninde gülerek sohbet eden AKP'li siyasetçi Aydın Ayaydın ile CHP’li Milas Belediye Başkanı Fevzi Topuz bu maçı izlediler mi bilmiyorum.
İzledilerse, maçtan önceki o derin saygı duruşunda içlerinden ne geçti acaba? Yüzleri kızardı mı, kalpleri sızladı mı?
Bir toplum, sevinçte de kederde de aynı nefesi taşıyabiliyorsa güçlüdür. Ve bunu herkesten önce bilmesi gerekenler siyasetçilerdir.
Umarım Bursa’daki bu sessizlik, bu saygı duruşu onların kulağına ders gibi çarpmıştır.
Bursalı sporseverleri kutlamak gerek.
Millilerimiz oyunun genelinde üstün taraftı ancak Bulgaristan’ın beton gibi savunmasını aşmakta zorlandık. Rakip kaleye rahat gittik ama hücum setlerinde yeterince yaratıcı olamadık. Son vuruşlarda da ciddi sıkıntı yaşadık. Kerem en az dört net pozisyonda çerçeveyi bulamadı. Hakan, Arda ve Kenan da eski maçlardaki parlak görüntülerinden uzaktı. Ferdi oynadıkça formunu buluyor. Sahanın çalışkan isimlerinden biriydi.
Gerçi, maçı Hakan’ın penaltısı ve Chernev'in kendi kalesine attığı golle 2-0 kazandık ama kabul edelim; bu skor, oyunun karşılığı değil.
Fark çok daha büyük olmalıydı.
Çünkü Türkiye ile Bulgaristan arasında sadece “dağlar kadar” değil, neredeyse bir okyanus genişliğinde fark var. Oyuncu kalitemiz, teknik kapasitemiz, fizik gücümüz ve tecrübemiz onların çok üzerinde. Bu nedenle bu akşamki galibiyet, sürpriz değil, futbolun doğal sonucu.
Ama asıl mesele bu değil.
Gerçek sınav Salı günü İspanya’da.
Grubun liderine karşı alacağımız sonuç, Dünya Kupası yolunda rotamızı netleştirecek. Grup ikinciliğimiz garanti; şimdi hedef, beş maçtır hiç gol yemeyen İspanya’yı golle tanıştırmak olmalı.
Bu akşam görev tamamdı.
Asıl hikâye Salı gecesi Sevilla’da yazılacak.