Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, doğrudan vergi gelirlerini arttırma amacıyla hazırladıklarını belirttiği vergi paketi tasarısını anlatmak için Ankara’da ağırladığı reel sektör temsilcilerine sunduğu günün tek “havucu”, Mali Eylem Görev Gücü (FATF) ’nün Türkiye’yi kara paranın aklanma ve terörün finansmanı mücadelesinde eksiklik gördüğü için 2021 yılında soktuğu “Gri Listeden” çıkarmasıydı.
İş dünyasına ilişkin düzenlemeler içermesi nedeniyle 1 Temmuz Pazartesi günü (dün) TOBB, TİM, MÜSİAD, DEİK, ASKON, TÜRKONFED, TÜRMOB, TÜSİAD ve YASED gibi kuruluşların başkan ve yöneticilerinin katıldığı toplantıda; iş dünyasının eleştirileri; “kayıt dışı ekonomi”, “kamuda verimsizlik” ve “ciro üzerinden” asgari kurumlar vergisi alınması üzerine yoğunlaştı.
FATF’ın Türkiye’yi Gri Liste’den çıkarması, kamu zararına yol açan ahbap-çavuş ekonomisini ortadan kaldırmıyor.
Bakanın açıklamalarında yer almayan “kamuda verimsizlik” örneği o kadar çok ki; bunlar artık AKP’nin 22 yıllık iktidarında “yeni normal” olarak kanıksandı!
Çoklu maaş alan AKP çevresindeki bürokratlar, eski milletvekilleri, bakanlar; işlerinin ehli olmadıkları alanlarda yönetim kurullarında yer almayı sürdürüyor. Kamu kurumları iktidar çevresi tarafından kuşatılıyor.
ÖĞRETMEN ATANMIYOR, KADROLAR ŞİŞİYOR
Bakanla toplantıya katılan iş insanları kamuda çalışan sayısının yüzde 20’den 38’e çıkmasına vurgu yaparak, kamuda performans sistemi kurulması önerilerini yinelediler.
2003 yılında Türkiye’de kamuda çalışan kişi sayısı 2 milyon 187 bin 599’du. 2013 yılına gelindiğinde bu sayı 3 milyon 223 bin 484’e çıktı.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın verilerine göre Mart 2024 itibariyle kamuda istihdam edilenlerin sayısı 5 milyon 238 bin 424'e çıktı.
Bir yanda kamuda çalışan sayısı katlanırken, öte yanda atanamayan öğretmenleri hatırlamamız gerekli. İşe alımlarda hangi kriterlerin geçerli olduğunu, mülakat sistemi bize gösteriyor. Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS)’ndan yüksek not alanlar, mülakatlarda eleniyor.
Kamuda liyakatsizliğin en çarpıcı örnekleri bakanlıklarda…
TUZUN KOKTUĞUNU PEKCAN OLAYINDA GÖRDÜK
23 Şubat 2024 tarihli “Ruhsar Pekcan protokolde ortaya çıktı” başlıklı yazımda bir fotoğraf kullandım.
O da şuydu: Gümrükler Genel Müdürlüğü tarafından “kaçakçılık” uyarısı yapıldıktan 20 ay sonra Ticaret Bakanı olan ve 21 Nisan 2021 tarihinde görevden alına Ruhsar Pekcan; elinde makas, Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile Eximbank’ın Ümraniye’deki yeni merkez binasının açılış kurdelesini kesiyordu.
Aynı yazımda Ticaret Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü Yönetim Dairesi Başkanı olarak atanan Aynur Tuncar’ın önceki görevinin Balıkesir Sağlık Müdürlüğü’nde sağlık memuru, Edremit Devlet Hastanesi hemşiresi olmasına dikkat çektim.
11 Ağustos 2023 gecesi Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Ticaret Bakanlığı’nda yapılan yüksek düzeyde 17 memur ataması da Tuncar’ın “liyakatsizlik” durumundan faklı değildi!
Pekcan’ın şirketinin bakanlığına fahiş fiyatla dezenfektan satışı kamuoyunun gündemini meşgul ederken, Bakanlık’ta “satın alma” işlemini yapan “Destek Hizmetleri, Tasfiye İşleri ve Döner Sermaye” Daire Başkanı Oğuzhan Şatıroğlu, aynı birimin Genel Müdürü yapılarak terfi aldı.
SİYASET ERBABI YENİ FARK ETTİ
Tuncar’ın durumu Balıkesir’de ayyuka çıkmış, bu duruma tepki duyan Bakanlık içinden ve dışından çevrelerden akan bilgiler, Pekcan olayını ortaya çıkaran ve de takip eden bir yazar olarak bana kadar gelmişti.
Milletvekilleri Tuncar olayının üzerine gittiler.
Haziran’ın son haftası İYİ Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Mustafa Gürban, Ticaret Bakanlığı’ndan Balıkesir Valiliği’ne gönderilen 6 Kasım 2023 tarihli dilekçeyi kamuoyu ile paylaştı.
Dilekçede Balıkesir Edremit Devlet Hastanesi’nde Tıbbi Sekreter olarak görev yapan Tuncar’ın “1’inci derece ve +4200 ek göstergeli Daire Başkanı” olarak atandığı yazıyordu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğrul da önceki gün Ticaret Bakanlığı’na ve Sağlık Bakanlığı’na yönelttiği soru önergesi ile Tuncar’ın atamasının liyakat esaslarını sordu.
Ticaret Bakanlığı’nda Tuncar’ın da içinde olduğu liyakatsizlik listesi epeyce uzun. Önceki yazılarımı okuyanlar bu isimlere rastlayabilir.
ÖZHASEKİ’Yİ HATAY KENT PLANI MI GÖTÜRDÜ?
Gece (Pazartesi) kabinenin değişeceği bekleniyordu ki saat 23.07 sularında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği (ÇŞİD) Bakanı Mehmet Özhaseki sosyal medya hesabından istifasını duyurdu.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın istifa dilekçesi ha açıldı, ha açılacak! Kabinede değişecekler arasında Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ali Ersoy’un da adı geçiyor. Hastane sahibi Koca ve otelci-turizmci Ersoy işlerinin başına dönebilirler. Özhaseki yayımladığı mesajında siyaset hayatına son verdiği izlenimi veriyor.
Özhaseki ile ilgili olarak bu köşede 7 Haziran’da yazdığım, Hatay kent imar planını çalışan ve pilot uygulamaya başlayan Kurucu Başkanlığını Mehmet Kalyoncu’nun yaptığı Türkiye Tasarım Vakfı (TTV) ile ters düşmesinin etkisi olabileceğini de düşünüyorum.
Özhaseki’nin yerine eski TOKİ Başkanı ve selefi Murat Kurum’un atanması bekleniyorsa da, bu yoruma mesafeli yaklaşıyorum. Zira önümüzdeki dönemde ÇŞİD’de Kalyoncu’nun Hatay kent imar planınsa etkisini göreceğimizi düşünüyorum.
