Fikret Bila
Ötanazi değil hayvan katliamı
İktidarın, Meclis’e getirdiği sokak hayvanlarıyla ilgili yasa teklifi hem Meclis’te hem kamuoyunda büyük tartışmalara neden oldu.
Teklif, Meclis komisyonunda görüşülürken CHP’li üyelerin direnciyle ve kamuoyunda da insan hakları, hayvan hakları, doğa hakları savunucusu sivil toplum kuruluşlarınca tepkiyle karşılandı. Protesto gösterileri ve oturma eylemleri yapıldı.
Tepkinin ana nedeni iktidarın yasa teklifinde sokak hayvanları için “ötanazi” öngörülmesiydi. Başka bir ifadeyle teklif, sokak hayvanlarının önce barınağa alınması, sahiplendirilmeleri için bir süre beklenmesi, sahiplenilmeyenlerin de öldürülmesini öngörüyordu.
Öldürmek yerine, ötanazi veya uyutmak sözcükleri sonucu değiştirmiyordu.
Hayvanların öldürülmesini öngören bu yasa teklifinde “ötanazi” kavramını kullanmak çok yanlış.
Ötanazi kavramının tanımına bakalım:
“İlk defa 1623 yılında Bacon tarafından kullanılan ötanazi terimi, iyi, güzel, tatlı ölüm anlamına gelmektedir . Ölüm yardımı olarak da adlandırılan ötanazi, tıbbi açıdan iyileşmesi mümkün olmayan bir hastalığa yakalanan ve acı çeken hastanın, acılarını dindirmek amacıyla aktif veya pasif bir hareketin icra edilmesi suretiyle, ölmesine yardım edilmesidir. Ancak öldürülen kişinin talebi üzerine gerçekleştirilen her fiil ötanazi olmadığı gibi kişinin talebi olmaksızın gerçekleştirilen fiiller de ötanazi değildir. Ötanazi, talep üzerine öldürme fiillerinden farklı olarak, yalnızca iyileşmesi olanaksız bir hastalığa yakalanmış kişinin acılarını dindirmek amacıyla uygulanır.” (Prof. Dr. Muharrem Özen-Dr. Meral Ekici Şahin https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/397755)
Bu tanımdan da anlaşıldığı gibi ötanaziden söz etmek için tıbbi açıdan iyileşmesi mümkün olmaya bir hastanın acılarının dindirilmesi söz konusu. Hastanın ötanaziyi istemesi gerekiyor.
Hayvanlar “bana ötanazi uygulayın” diyemeyeceklerine göre teklifte bu kavramın kullanılması doğru değil.
Nitekim itirazlar üzerine bu gerçeği kabul etmek zorunda kalan iktidar, teklif metninden ötanazi kavramını çıkardı ancak Veterinerlik Hizmetleri Kanunu’na atıf yaptı.
Bu kanuna yapılan atıfa yaslanarak sokak hayvanlarının katledilmesine olanak sağlanıyor.
Dolayısıyla gerçekte iktidar teklifinden vazgeçmiş olmuyor.
Nitekim komisyonda saatlerce yasa teklifine karşı çıkan CHP Grup Başkanvekili Dr. Murat Emir metinde yapılan değişikliğin sonucu değiştirmediğini şu sözlerle ifade etti:
“Ötanazi maddesini eski kanuna atıf yaparak çekmiş gibi yapıyorsunuz. Bu yönüyle bu yasa teklifi çökmüştür. Milyonlarca hayvanı, olmayan barınaklara istiflemeyi hedefleyen bir kanun her durumda hayvan katliamının önünü açacaktır.”
Türkiye’de elbette bir sokak hayvanları sorunu var.
Bu bir gerçek.
Köpeklerin saldırısı nedeniyle çocuğunu kaybeden acılı aileler var. Onların acılarını paylaşmak ve saygı duymak herkesin görevidir.
Ancak sorunun çözümü bütün sokak hayvanlarını öldürmek değildir.
Konunun uzmanlarının da ifade ettiği gibi sorunun çözümüne kısırlaştırmaktan başlamak en doğru yol olarak görünüyor.
Bunun için ilgili bakanlıkların ve yerel yönetimlerin işbirliği, güç birliği içinde bu çalışmaları başlatmaları gerekir.
İktidarın sokak hayvanlarının öldürülmesini bir çözüm olarak görmemesi ve ısrar etmemesi gerekir.
Yaşamak insan için en kutsal haktır.
Hayvanları insanlara zarar vermeyecek şekilde yaşatmak da devletin görevi olarak kabul edilmelidir.
Öldürmek çözüm değildir.
İktidarın yapmaya çalıştığı ötanazi değil hayvan katliamıdır.