Mehmet Şimşek Gelirse Ne Olur?

İki gündür konuşulan, iki gündür tartışılan şu. Erdoğan Mehmet Şimşek’i ekonominin başına geçecek mi, eski Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan dönecek mi?

Saray’a yakın kaynaklar kulislere sızan belgiye göre kesin gibi diyor. Gerçi tek adam yönetimlerinde kulis bilgisi olmaz. Çünkü her şey bir kişinin iki dudağı arasındadır.

Tek adam yönetimlerinde kabine dengesi de düşünülmez. Tek adam istediğine görev verir istediğini görevden alır.

Ama Mehmet Şimşek’e görev verirse ayıp eder…

Şimşek’e mi?

Hayır kendisine oy veren seçmene. Aslında bu topraklarda yaşayan herkese…

Neden mi?

Çünkü bu konuda da seçmeni aldatmış olur. TV programlarında izlediği politikayla övündü, Türkiye’nin çok iyi durumda olduğunu, faizi arttırarak batının yanlış yaptığını, faizi indirmeye devam edeceklerini, bu sayede enflasyonun inmeye başladığını defalarca söyledi…

Heterodoks ekonomi politikasının süreceğini, dünyanın örnek gösterdiğini, batı devletlerinin yaptıkları yanlıştan dönmeye başladığını anlattı durdu.

Mehmet Şimşek ekonominin başına oturursa bu söylediklerinin doğru olmadığı ortaya çıkar…

Halkı kandırdığı, iflas noktasına gelen ekonomiyi iyi göstererek seçmeni aldattığı tescillenir.

Montaj kasetle Kılıçdaroğlu ile PKK’lı terörist Karayılan’ı nasıl yan yana göstererek ‘belden aşağı vuruşlarla’ seçim kampanyası yaptıysa…

Ekonomide de aynı yöntemi izlemiş olur.

Seçimde her yöntem mubahtır yolunun kapısını açtı bir kere diyeceksiniz…

Haklısınız…

Kılıçdaroğlu ‘iktidarın ahlaki meşruiyeti yoktur’ demiş… Mehmet Şimşek ve onun gibi düşünenler ekonominin direksiyonuna oturursa ‘ahlaki meşruiyetin olmaması’ meselesine yenisi eklenir.

Ama bir de şu var tabii…

Şahap Bey (Merkez Bankası Başkanı) yerinde kalır ekonomi yine aynı şekilde Saray’dan yönetilirse…

Faiz sebep enflasyon sonuç anlayışı sürerse…

Sıcak parayı çekmek için Şimşek vitrin süsü gibi kullanılırsa…

Durum değişir…

Ama gerçekten Ortodoks ekonomi politikasına geçiliyorsa üç yıldır bu çileyi neden çektik diye sormaz mıyız?

Neden hayat pahalılığının altında ezildik?

Neden eve et süt, ekmek götüremez hale geldik?

Neden tam 47 aydır fiyatlar hep yükseliyor? (İTO dün İstanbul enflasyonunun açıkladı. Aylık artış yüzde 1,66 yıllık yüzde 56)

Neden Merkez Bankasının rezervleri boşaltıldı. Neden milyarlarca dolar arka kapı yöntemiyle satıldı?

Neden bütçe tarihinin en büyük açıklarından birini verdi?

Neden devletin kasası tam takır kuru bakır?

Cumhurbaşkanı, tek kişilik hükümet bu sorulara yanıt vermeli, vermek zorunda diyeceği ama vermez.

İnanın özür bile dilemez.

Düzmece kaseti yayınladıktan sonra yaptığı gibi ‘ne var bunda’ der geçer. Şartlar değişti diyerek üstünü kapatır. Konuşturmaz bile.

Çünkü bilir ki taraftarları yine çılgınca alkışlayacaktır. İnsanlar hayatımızda böyle pahalılık görmedik dedi ama propaganda makinası sayesinde, gerçekleri çarptırarak yüzde 52 oy aldı.

Daha da kimseyi umursamaz.

Daha da kimseyi dikkate almaz.

Daha da kimseyi dinlemez…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi