Kırmızı alarm verildi ama okullarda önlem yok. Çünkü...

Sağlık Bakanı yeni varyantı Omicron için ülke çapında kırmızı alarm verdi. Vaka sayısı korkutucu düzeye ulaşmış. Bakanlığın açıkladığı sayıya göre 65 bini aşmış.

Siz, bu rakamı onla çarpın…

Günde 650 bin kişi Koronavirüs’e yakalanıyor demektir.

Neden mi açıklanan rakamı onla çarptım?

Çünkü; semptomu olan hastaneye gidiyor, boğazı ağrıyan, ateşi çıkan, kendini halsiz hisseden, eklem yerleri ağrıyan.

Hastaneye gidince işler iki dakika da çözülmüyor. İnsanlar PCR testi yaptırmak için saatlerce kuyrukta beklemek zorunda kalıyor.

İşte o kuyruğa girip saatlerce bekleyen 400 bin kişiden 65 bini hasta çıktı. Ya kuyruğa girmeyenler, ya işimi gücümü bırakamam diye test yaptırmayanlar, ya gündelikçiyim bir hafta nasıl evde olurum diye rahatsızlığını gizleyenler, ya hiçbir belirti vermeden virüsü kapıp hastalık saçanlar…

Bu yüzden diyorum ki bakanlığın açıkladığı sayıyı onla çarpın…

Aslında ben demiyorum, uzman doktorlar diyor…

Buna karşın Sağlık Bakanlığı ne yapıyor? Bilim Kurulu ne öneriyor? Milli Eğitim Bakanlığı ne tür tedbirler alıyor?

Sıfır…

Sağlık Bakanı her gün mesafeyi koruyun, maskenizi takının, kabalalıklardan uzak durun, aşı olun diyor; o kadar.

Bilim Kurulu, alınan tedbirlerin dışında başka önleme gerek olmadığını açıklıyor.

Eğitim Bakanı ilk ve orta okullarda yüz yüze eğitimin süreceğini söylüyor.

Önlem yok!

Sürü bağışıklığı politikası uyguluyorlar.

Karl Mark’ın dünyayı sarsan Das Kapital kitabı gibi Erdoğan’ın dünyayı sarsacağına inandıkları, önce uygulayıp sonra yazılımına geçecekleri Nass Kapital kitabına zarar gelmesin diye en ufuk önleme Saray izin vermiyor.

Zaten para da yok…

Hazine tam takır kuru bakır. Merkez Bankası eksi 64 milyar dolar içerde. Senin paranı benim paranı dönüp bana bir daha satıyor. Sattığı doların bir kısmını zorunlu karşılık diye bankalardan geri alıp bir daha piyasaya sürüyor.

Hükümetin aklı orada, pandemiyi düşünecek hali yok. Zaten Sağlık Bakanı bakın çarenize dedi kesti attı.

Milli Eğitim Bakanı her soruya ‘önlemler çerçevesinde yüz yüze eğitimin sürecek’ cümlesinin ötesinde tek kelime etmiyor.

Edemiyor..

Çünkü aldıkları önlem yok!

Ne öğretmenlere test yapılıyor, ne öğrencilere. Hasta olan olur sağlıklı kalanlarla eğitime devam anlayışıyla hareket ediliyor.

Yazının girişinde neden vaka sayısını onla çarpmamız gerektiği izah etmeye çalıştım. O saydıklarıma öğrencileri de ekleyin. Siz kuyrukta bekleyen ilkokul, ortaokul öğrencileri gördünüz mü? Varsa bile tek tüktür. Ama Omicron denen varyant en fazla çocukları seviyormuş!

Omicron’un kaynadığı yer şu anda okullar…

Peki Milli Eğitim Bakanlığı ne yapmalı? Yüz yüze eğitimi durdurmalı mı?

Hayır; test yapmalı..

İktidarın ‘bizi kıskanıyorlar’ diye dilinden düşürmediği Almanya’nın yaptığını yapsa yeter…

Almanya ne yapıyor?

Okullarda haftada üç gün sınıflara girmeden önce tüm öğrencilere ve öğretmenlere hızlı test uygulanıyor. 20 dakikada sonuç alınıyor, test negatif çıkanlar sınıflara alınıyor.

Biz niye yapmıyoruz/yapamıyoruz?

Neden?

Çünkü paramız yok. Para müteahhitlere gitti, para dış borca gitti, para Saray’ın ve bakanlıkların lüksüne gitti, para kamu harcamalarına gitti, para israfa gitti.

Bu sebeple hızlı test yapamıyoruz.

Normal testi bile yapamıyoruz! Günde 400 bindeyiz. 600 binlere, 800 binlere bir milyonlara gelemedik. Tarama teste yapamadık.

Çünkü paramız yok.

Paramız olmadığı için sürü bağışıklığına yaslandık…

Bizi sürekli kıskanan Almanlar her köşe başında hızlı test yapıyor. Parayla değil bedava. Spor salonuna bile, kapalı alandaki toplantıya bile hatta lokantaya bile üç aşı+ 24 saat içinde yapılan hızlı test sonucu olmadan giremiyorsun.

Adamlar bu işi bu kadar ciddiye almış. Aynı virüs bizde de var, ülke kırmızı alarm veriyor tek bir önlem yok.

Maliye Bakan Yardımcısı ekonomideki heterodoks uygulamaları için ‘dua edin tutsun’ dedi ya..

Sağlık Bakanı ile Eğitim Bakanı da dua edin hasta siz çocuğunuz virüse yakalanmasın, hasta olmasın demeye getiriyor.

İktidar havlu atmış; bütün umudunu edeceğimiz dualara bağlamış…

Tamam dua edelim de Allah bize akıl vermiş… Daha önce de değindim; kullanın demiş.

Kullanalım artık.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi