Ayşenur Arslan
Hiçbir Şey Olmasa da Bir Şeyler Oluyor
Kulakları çınlasın. 2019 yerel seçimlerinde “parlayan” AKP’li Ali İhsan Yavuz, İstanbul’un kaptan köşkündeydi. Birinci turda o ilçe senin bu ilçe benim koşturdu. Ne var ki koşturması fayda etmedi. Birinci turda.. Ardından çok daha büyük oy farkıyla ikinci turda da İmamoğlu kazanınca malum ifadeyi tarihe armağan etti: “Hiçbir şey olmasa da bir şeyler oldu.”
Şu son günlere bakınca ben de “bir şeyler oluyor” diye düşünüyorum.
*. *. *
* “Seferberlik tüzüğü, güncelleme dedikleri kimi değişikliklerle yönetmelik oluverdi. En büyük değişiklik de yetkinin Erdoğan’a verilmesi oldu. 2018 yılında rejim değişip de tek adam sistemine geçilince olması beklenen de buydu elbette. Ancak neden onca yıl sonra akla geldiği pek anlaşılamadı.”
* Özellikle Erdoğan’ın yeni anayasa diye kolları sıvadığı.. Demokrasi, özgürlükler nutukları attığı bugünlerde.. HAK VE HÜRRİYETLERİN KISMEN VEYA TAMAMEN DURDURULABİLECEĞİ hatırlatmasının manası da anlaşılamadı!
* “Yönetmelikteki asıl bomba ise 15 Temmuz sonrası yaşanan KHK dalgasına dair AF GİBİ hükümler oldu. Her ne gerekçeyle olursa olsun TSK’dan ihraç edilenler, YEDEK ER olarak çağırılabilecek.”
* Ve daha ziyade magazin niyetine haber yapılan hamle. AKP Meclis’e TSK hakkında bir kanun teklifi verdi. Seferberlik yönetmeliği ile KHK’lılara bir tür af yolu açılırken, kanun teklifinde bir askerin / subayın içki içmesi bile kovulması için yeterli neden olacak.
* “AKP’nin teklifinde en ilginç düzenleme ise, nasıl tarif edeceklerini belli ki kendilerinin de bilemediği EKRAN VİZESİ! Emekli askerler medyaya açıklama yapmadan önce ilgili komutanlıklara bilgi verecekmiş. Nasıl olacak peki bu iş? İlgili komutanlığa telefon mu edecekler? Yoksa yazılı dilekçe mi verecekler? Komutanlık vizeyi neye göre, kime göre nasıl verecek? Bilgi vermeyen olursa neyle suçlanacak, başına ne gelecek?”
*. *. *
Saray’da kafalar çok karışık anlaşılan.
“Demokratik anayasa yapalım. Ama insanlar düşüncelerini kendilerine saklasın. Sakin ha sokağa çıkmaya kalkışmasın. İçkiyi de Rize’de, Konya’da falan olduğu gibi evinde gizli gizli içsin..”
Peki paşam!!!
Erdoğan bunları gündemi değiştirmek için mi yapıyor? Yoksa MHP ile gerilim açığa çıktığında sokakların karışabileceği düşüncesiyle mi? Kim bilir!
Sinan Ateş davasında okların artık AÇIKÇA MHP’ye yönelmesi de bu çerçevede çok dikkat çekici. Eski MHP milletvekili Olcay Kılavuz suikast davasında “resmen şüpheli”. Onun üzerinden nerelere, kimlere gidilir acaba!
*. *. *
Gerçekten de hiçbir şey olmasa bile bir şeyler oluyor.
MetroPOLL Araştırma’nın son anketine göre CHP yüzde 35.9 ile birinci parti. AKP ise yüzde 31.1’de.
Anket Saray’da nasıl yankılandı bilmiyoruz. Ancak şunu Ankaralı meslektaşlarımın kulis notlarından biliyoruz: Yerel seçim sonuçları Erdoğan’ı tahminlerin ötesinde sarsmış. Parti de bugüne kadar görülmedik ölçüde karışmış. Eleştiriler açıktan dile getirilir olmuş.
En sarsıcı durum da, partinin üst düzey toplantılarından birindeki itiraf olmalı:
“ARTIK ANLATACAK BİR HİKAYEMİZ YOK!”
Sahi ne anlatabilir Erdoğan, AKP’liler?
Ne TOGG fayda etti.. Ne de uzay yolu maceramız..
Siyasi islam’ı yayma görevi verilen Diyanet, siyasi İslam’ın cenazesini kaldırıyor. Memur servisleri tasarruf adına kaldırılırken Diyanet İşleri Başkanı’nın “ennn sonnn model” araba sevdası da üzerine bir kürek toprak atıyor.
*. *. *
Erdoğan’ın hala “tek adam” göründüğüne bakmayın. Ekonomiden eğitime, sanattan diplomasiye iktidar her alanda iflas etti.
Neyse ki sırça köşkünde onu, bütün bu olumsuz gelişmelerden, haberlerden koruyanlar var:
“Hava güneşli majesteleri! Dolarda bahar meltemi hissediliyor. Enflasyon mazide bir yaradan ibaret. Ve tebanız çok ama çok mesut.”
Şaka ya da ironi yapıyorum sanıyorsunuz değil mi! Hayır!
Size -medya tarihine geçecek- bir örnek vereceğim.
OdaTV’de Soner Yalçın.. Pardon Hürrem Elmasçı şahane bir yazı kaleme almış. Ciddi mi yoksa okuyucunun aklıyla alay mı ediyor.. Kararı siz vereceksiniz, ama bana göre ciddi! Ciddi olduğu için de acınacak düzeyde komik!
Anlamını bozmamaya özen göstererek kısaltıyor ve “PES” diyorum!
*. *. *
“Romanya Başbakanı Marcel Ciolacu Ankara’ya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıladı.. Olağan resmi karşılama nasıl oluyorsa tüm gerekleri yerine getirildi.
Gelin görün ki sosyal medya bu karşılamada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yürüyüşüne takıldı kaldı. Ne yana baksam bir başka uydurma bilgi, bir başka vesvese… Allah aşkına kimse mi bir durup düşünmez, bir sorgulamaz işin aslını. Yıllardır ne ameliyat dedikodusu bitti, ne bel fıtığı, ne tekerlekli ayakkabı saçmalığı…
Şimdi toplanın, ben size anlatayım Erdoğan’ın yürüyüşündeki sırrı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlik yıllarından beri II. Abdülhamit’in büyük bir hayranı… Milli Türk Talebe Birliği mensubu pek çok genç gibi o da rol model olarak onu benimsemişti…
Onun hakkında yazılan hemen hemen her eseri okuduğu, her fotoğrafını uzun uzun incelediği yakın çevresinde bilinir. Onun için Abdülhamid Ulu Hakan’dır, lider olarak onu örnek alır…
II. Abdülhamit’in bir görüntüsü var, Cuma namazına giderken halkı selamladığı kısa bir görüntü… İşte o görüntülerde at arabasındaki oturuşundan, selam veren elinin duruşuna kadar pek çok detay, şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sirayet etmiş durumda…
Hatta benim daha önce izlediğim arşiv kaydında ayakta yürürken de görülüyor II.Abdülhamit, ne kadar benzediğini görseniz siz de inanmakta güçlük çekersiniz.
Erdoğan’ın ağır ağır yürüyüşü, selamlama şekli… Hepsinde Abdülhamit’ten aldığı ilhamı görmek mümkün…”
* * *
Meşhur laftır: Şeyh uçmaz müridi uçurur!
Doğru.. Doğru da şeyhin pek uçacak hali kalmamış sanki. Ne dersiniz!!!