Can Kakışım
Cumhuriyetin Yeni Bir CHP’ye İhtiyacı Var
Bugün 29 Ekim 2023. Yani Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü kuruluş yıldönümü. Yüz sene önce bugün bir avuç idealist insan tarihin en ilerici adımlarından birini attı ve zaferle sonuçlanan bir ulusal kurtuluş mücadelesini monarşiden Cumhuriyet rejimine geçiş yaparak taçlandırmayı başardı. Hepimize kutlu olsun.
Bununla birlikte Cumhuriyetimizin şu an içinde olduğu genel durumun hiç de iç açıcı olmadığını itiraf etmek lazım. Ekonomideki ağır sorunlar kendisini günden güne daha çok hissettirirken, ülkenin, dünya demokrasi endekslerindeki yeri de sürekli irtifa kaybediyor. Hukuk devletinin en temel koşullarının bile zaman zaman göz ardı edildiği ülkemizde toplumsal birlik beraberlik ruhu gitgide yıpranıyor, ülkenin uluslararası itibarı da zarar görmeye devam ediyor.
Söylemesi zor fakat ne yazık ki bu olumsuz durumun başlıca müsebbibi, ülkemizi 21 senedir idare eden AKP iktidarıdır. Söylemesi zor dedim çünkü bir ülkeyi idare eden kadroların o ülkeye zarar vermesi, o ülkenin çıkarlarını öncelememesi ve o halkın aleyhine hareket etmesi herhalde olabilecek en kötü senaryolardan biri olsa gerek. Fakat ülkemizdeki durum maalesef tam da bu.
Ekonomiyi bir avuç yandaş zenginin çıkarına hizmet eder ve milyonların aleyhine çalışır hale getiren, zenginle fakir arasındaki gelir farkını arşa çıkaran da bu iktidar, demokrasinin asli şartlarını ihlal edip ülkede tek adam yönetimi kurmaya çalışan da… Ülkedeki hukuk sistemini yerle bir eden de bu iktidar, aynı zamanda kendi halkı arasında sürekli cepheleşmeler yaratan, halk gruplarını birbirine karşı provoke etmekten siyasi rant sağlamaya çalışan da… Üstelik AKP yönetimi tüm bunları bir strateji haline getirerek, yani kendi iktidarının devamı için planlı şekilde yapıyor.
İşte bu şartlar dahilinde AKP iktidarının bu yoz ve devlet sorumluluğundan uzak politikalarına karşı Cumhuriyetin kurucu ilkelerine saygı duyan ve onları bugünün hâkim değerleriyle harmanlamaya dönük bir muhalefet anlayışına her zamankinden fazla ihtiyaç var. Bu muhalefetin merkezî kurumu ise doğal olarak, Cumhuriyetin kurucu partisi ve Atatürk değerlerinin başlıca taşıyıcısı olma iddiasına sahip Cumhuriyet Halk Partisi olmalıdır.
Ancak CHP’nin bu işlevi uzun süredir yerine getiremediğini de açıklıkla ortaya koymak gerekiyor. Özellikle son on senelik dönemde CHP Atatürk ilkelerinden gitgide uzaklaştı, “sağa açılma” düsturuyla Cumhuriyet fikriyatına en uzak kişilere kapısını açtı, yaşam tarzı tehdit altındaki milyonlarca insanın sesi olamadı, laikliğin adını anmaktan imtina ederken cemaat ve tarikatlara en haklı eleştirileri bile yapabilmekten kaçındı. Bunları yaparken de kendi doğal tabanı olan Atatürkçü, seküler kitlelere, belirledikleri adaylara “tıpış tıpış” oy vermek gibi bir misyon biçmekten fazlasını yapmadı.
Artık bundan daha fazlasına ihtiyacımız olduğu muhakkak. AKP muhalefetsiz, yani kendisine Cumhuriyet değerlerinin sürekli olarak hatırlatılmadığı, bunların ısrarla korunmadığı bir ortamda dilediği gibi otoriterleşiyor, demokrasiden ve hukuk devleti ilkelerinden gittikçe daha çok sapıyor, insanların yaşam tarzları üzerinde fazlasıyla müdahaleci ve baskıcı olmaya devam ediyor.
CHP’de gelecek hafta yapılacak Büyük Kurultay işte bu yüzden çok kritik. Zira bu değişim süreci sadece CHP ile ilgili değil, toplumsal muhalefetin tümüyle, hatta bizzat iktidarın bundan sonra atacağı adımların ne yöne doğru evrileceği ile ilgili olarak da bize ipuçları verecek. CHP’nin mevcut yönetiminin, partinin tarihsel misyonuna uygun davranmadığı ve bundan sonra muhalif kitleler nezdinde bu güveni yaratamayacağı görülüyor. Bundan dolayı da CHP’de değişim ihtimalinin gerçeğe dönüşmesi Türkiye siyasetinin “fabrika ayarlarına” dönüş yapabilmesi için hayati önem arz ediyor.
Artık üzerimizdeki baskının devam etmesine tahammülümüz de, kaybedecek zamanımız da yok. Yaşadığı tüm hayal kırıklıklarına rağmen toplumsal muhalefet hala canlı, sadece yanacak yeni bir umut ışığını bekliyor. Ya CHP’yi toplumsal muhalefetin seviyesine yeniden çıkararak “Mücadeleye devam!” diyeceğiz ya da Cumhuriyet değerlerinin gitgide daha da ayaklar altına alınmasına tanık olacağız. Umalım ki bu süreç sonunda kazanan yine Cumhuriyetimiz olsun.