Çocuk işçilerin hayatları asgarinin de asgarisi

Serpil Yılmaz

Şöyle bir cümle dinledim Yoksulluk Ağı kurucusu, insan hakları aktivisti Hacer Foggo’dan; “Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), ortaokul 2. sınıftan itibaren öğrencilerin 10 ilde 196 meslek lisesinde pilot uygulama başlayacağını duyurdu. Ucuz iş gücü üreten ve lise düzeyinde MESEM’lerde verilen eğitim yaşı 12-13 yaşına kadar iniyor.”

Foggo’ya “Yanlış mı duydum” diye sordum, “Hayır doğru duydunuz; MEB ilk kez açmayı planladığı ‘Zanaat Okulu’ projesini Mayıs 2024’de ilan etti” diye ekledi.

BEBELERE İŞ GÜVENLİĞİ ÖĞRETECEK

Aynı açıklamayı okudum. Amaç bu okullarda ileri teknoloji üretiminin alt yapısını mı oluşturacaklar, minik yaşlarda resme başlayan Orta Doğu’nun en ünlü ressamlarından Fahrelnissa Zeid gibi sanatçılar çıkmasını mı amaçlıyorlar acaba diye düşünerek ilgili duyuruyu sonuna kadar okudum:

İlk 8 saat iş sağlığı ve güvencesi” dersi verileceği yazıyordu.

Kısa adı MESEM olan Mesleki Eğitim Merkezi’ne okul demeye dilleri varmamış zaten..

Yaşları 14-17 arasındaki çocuklar yaz-kış demeden haftanın 4-5 gününü işyerlerinde geçiyorlar.

Karşılığında da yeni stajyer maaşı olan net asgari ücretin yüzde 30'una denk gelen 6 bin 631 lira 40 kuruş aylık alıyorlar.

Çocuklar yetmemiş; “Zanaat Okulu” projesiyle bebelerden de ucuz iş gücü üretecekler!...

OKULA DİN VE SİYASET GİRDİ

İlaveten dünün “Bu da mı oldu?” diyebileceğim ikinci MEB haberi ile ne yapılmak istenen daha da belirginleşti.

Çevreme duyarlıyım, değerlerime sahip çıkıyorum” adı altında ÇEDES olarak anılan protokoller kapsamında okullara ve yurtlara ‘manevi danışman’ statüsünde Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan atamalar yapılıyor.

Bilimsel ve sanatsal yetkinlikleri geliştirme vizyonundan kopan MEB, kendi ideolojine uygun nesil yetiştirmek için yaptığı protokollere MHP’nin gençlik örgütü Ülkü Ocakları’nı da ekledi.

Okula siyaset ve din girdi!

YOKSULLUK ÇOCUKLARA MİRAS

Küçük yaşlardaki çocukların da MESEM çatısına almasına bakıp niye şaşıyorsam iktidarın “çocuk işçi” sevdasına…

Devletin istatistik kurumu TÜİK’in 2024 Aralık ayı raporuna göre, 15-17 yaş arası çocuk işsizliğini yüzde 21 olarak açıklandı.

4857 sayılı İş Kanunu çocuk işçiyi, 14 yaşını bitirmiş 15'ini tamamlamamış ve ilköğrenimini bitirmiş çalışanı çocuk olarak tanımlıyor.

Avrupa Birliği Çocuk Hakları Stratejisine Doğru belgesinde “çocuk” 18 yaş altı tüm bireyleri kapsıyor.

İhracatının yüzde 60’ını Avrupa Birliği ülkelerine yapan Türkiye’deki işletmelerin denetimde çocuk işçi çalıştırdığı tespit edilirse sertifikaları iptal edilir.

Avrupa’ya ihracat yapan bir firmaya konuyu soruyorum “Biz 18 yaş altı işçi çalıştırmıyoruz. Meslek Liseleri’nden gelenler stajyer konumunda, şirket bordromuzda yer almıyorlar. Ücretlerini de Kurum ödüyor ” diyor.

YOKSULLUK 5 KUŞAĞI ETKİLİYOR

Yine TÜİK araştırmasında dört yıllık panel veri kullanılarak hesaplanan sürekli yoksulluk oranı, bir önceki yıla göre 0.7 puan artarak yüzde 13.7 oldu.

Foggo bir insan hakları sorunu olan sürekli yoksullukla ilgili TÜİK verisini şöyle değerlendiriyor:

Yoksul aileler çocuklarına miras olarak yoksulluğu bırakıyor. Sürekli yoksulluk durumu ileriye doğru 5 kuşağı etkiliyor. Her bir gıda ürününe yapılan yüzde 5 zam yoksul kesimlerde çocukların bodur olmasına yol açıyor.

Ücretler yüksekten düşüğe doru sıralandığında tam ortaya gelen (medyan gelir) gelirin yüzde 70’i baz alındığında ise hane halkının yüzde 28.9’u yoksul…

Bu tabloyu üç evden 1’inde et kaynamıyor diye özetlersek yanlış olmaz.

GEÇİM SIKINTISI OKUL BIRAKTIRIYOR

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ve Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü geçtiğimiz günlerde yaptığı ortak çalışmayı kamuoyuna açıkladı. Buna göre lise düzeyindeki her 100 gençten 31’i ailesinin maddi durumu iyi olmadığı için okulunu bıraktı. Aynı araştırmada gençlerin yarısına yakını çalışıyor (yüzde 42), çalışmayan gençlerin yüzde 14’ü de iş arıyor.

MESEM yankılarını irdelemek üzere Fikir ve Sanat Atölyesi Merkezi (FİSA) Çocuk Hakları Merkezi‘nin “İşten Eve Evden İşe-Hep İş İş İş” raporundaki bir başka veri bana şu soruyu sorduruyor:

Çocuklar çalışma hayatlarından memnunlar mı?

ÇOCUK İŞÇİ ÇOK SIK İŞ DEĞİŞTİRİYOR

İstanbul, Diyarbakır, Adıyaman ve Gaziantep’te sendikalar ve sivil toplum kuruluşlarıyla yapılan görüşmelerden varılan değerlendirme şöyle:

“İş gücü piyasasında 4-5 yıl geçirmiş 16-17 yaşlarındaki çocukların 3-4 iş değiştirmiş olması, bazı çocukların farklı sektörlerde çalışmış olması; çalışma ortam ve koşullarına ilişkin memnuniyetsizlikten kaynaklanıyor.”

Raporun sonuç bölümü önemli:

“Çocuklarla yaptığımız görüşmeler, çırakların aldıkları teorik eğitimin niteliğinin kurumdan kuruma önemli ölçüde farklılaşabildiğini ortaya koydu. Bazı okullarda, teorik eğitimlerin aksatılmadan yürütüldüğü ama birçok MESEM’de derslerin fiilen yapılmadığını görülüyor. Özellikle MEB’in yetkinlikler listesinde yer verdiği matematik ve dil derslerinin çoğunun MESEM’de yapılmadığı anlaşılıyor.”

Okuduğunuz tüm rakamları silin, onların yerine Eda, Ayşe, Ahmet, Yusuf falan çocukların isimlerini yazın bakalım…

Eğitim hayatından kopan, ailesi sürekli yoksulluk yaşayan, yaz tatiline çıkamayan, liseye giden ama Türkçe okuduğunu anlayamayan çocuklar görürsünüz.

Türkiye’nin 2’inci 100 yılının temeli bu olamaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serpil Yılmaz Arşivi