Sezin Öney
Bayram ve seyran mı?: Türkiye ve F-16’lar
Sonunda oldu.
Türkiye’nin, ABD’den 23 milyar dolar karşılığında yeni F-16’lar, eskilerinin “güncelleme” paketleri ve diğer ilintili techizatın satışı ile ilgili talebi sonunda kabul edildi.
Türkiye de, Yunanistan da muradına erdi.
ABD’de Joe Biden Yönetimi, baştan beri Yunanistan’a F-35 satışı ve Türkiye’ye F-16 satışını, “ikiz satışlar” olarak beraber duyurmak istiyordu. Bu da anlaşılabilir bir diplomatik yaklaşım: “iki ülkeden birini diğerine tercih etmiyor, denge gözetiyorum” mesajı veriliyor.
Türkiye’nin 23 milyar dolarlık 40 F-16, modernizasyon kitleri ve ilgili teçhizatı satın almasının gerçekleşmesi, “olağanüstü bir başarıymış” noktasına gelmesi tuhaf olan. Öncelikle, NATO üyesi olan bir ülkeye satışın gecikmesi, takılması, pazarlığa bağlanması, “normal şartlar altında” söz konusu olamazdı.
Düşünün ki, aynı takımın oyuncularından birine, antremanda ve maçta gereksinim duyduğu ekipmanı temin etmiyor; çünkü ona güvenemiyor ve memnun olmadığınız tavırlarından ötürü kendisini sigaya çekmek istiyorsunuz.
F-16’lar, resmî ilk uçuşlarını 2 Şubat 1974’te yaptı: yakında 50. yaşlarını kutlayacağız. Dördüncü nesil bu savaş uçakları, üzerilerine farklı ülkelerden farklı modeller çıkması ve hatta beşinci nesil savaş uçaklarına geçilmesine karşın, hala “en iyilerden” sayılıyor. Üreticileri Lockheed Martin, 2012’de güncellenmiş F-16 Viper’ı piyasalara sundu.
Yunanistan’ın 8,6 milyar dolarlık 40 F-35 alımıyla, ülkenin hava kuvvetleri kayda değer şekilde güçlenmiş olacak. Yunan Hava Kuvvetleri, 24 Fransız Rafale uçağı tedarikini sağlamıştı. 2023’te de, 83 F-16’sının modernizasyon kitleriyle Viper seviyesine yükseltilmesi ile bir kademe daha atladı. Ve 2023’te de, modernize edilmiş F-16 Viper’lar üç İsrail F-35’inin eşliğinde Yunanistan’a uçtu. Viper konfigürasyonuna yükseltilen uçaklar, Yunan hava kuvvetlerinde “Ege’nin Hayaleti” olarak anılıyor.
Türkiye, sonunda gerçekleşen anlaşması ile, F-16’ların son modeli Block Viper’lardan değil; 1984’te piyasaya sürülen C Block (32 adet) ve D Block (8 tane) modellerinden alacak. Viper modeline “upgrade” için de 79 F-16’nın modernizasyon kitleriyle yeniden konfigürasyonu sağlanacak.
Yunanistan’a yapılan F-35 satışının bir de yanına verilen hediyeleri var: 2 adet C-130 Hercules askeri kargo uçağı, 10 adet P-3 Orion deniz gözetleme uçağı motoru ve 60 adet de Bradley zırhlı muharebe aracı, envanter fazlası olarak Yunanistan’a hibe edilecek.
Anımsanabileceği gibi Türkiye, F-35 programındaydı. Ve F-35 programının sadece alıcısı değil; üretim ortağı olacağı ve dolayısıyla, bilgi transferi imkânı da sağlayacağı konumdaydı.
2016’daki darbe girişiminin ardından ne olduysa, Ankara’da bir ısrar başladı: Rusya’dan Almaz-Antey S-400 Triumf hava savunma sistemi alınması inadı.
Ankara'nın Moskova ile yaptığı 2,5 milyar ABD doları tutarındaki anlaşma, S-400'ün en fazla iki alayının satın alınmasını kapsıyordu. Her S-400 alayının iki taburu var ve her tabur iki bataryadan, dörder de ışınlayıcı-kurucu-fırlatıcıdan oluşuyor. Kısıtlı bir savunma sağlayabilecek S-400 alışverişi, NATO içinde diplomatik tartışmalara ve ABD ile husumete yol açtı.
S-400’lerin Türkiye’ye geldiği 2019’da, Türkiye'nin 100 adet Lockheed Martin F-35A Lightning II uçağı satın alacağı ve Türk savunma şirketlerinin de F-35 üretiminde yer alacağı program da ABD tarafından sonlandırıldı.
S-400 ısrarı olmasa, Türkiye bugün kendisi ve başka ülkeler için F-35 üretme sürecindeydi zaten.
Sonuçta, 2019’da F-35 programından çıkarıldıktan yaklaşık 5 yıl sonra, Türkiye’nin sonunda hava kuvvetlerini güçlendirmek için mesafe katedebilmesi söz konusu.
Bunun ötesinde, Türkiye-ABD ilişkilerinde 2016-2024’te gerildikçe gerilen ve kopuş sınırında danseden ilişkiler, şimdi yeniden konfigürasyona gidiyor. Sebep de, İsveç’in NATO üyeliği sürecinde Türkiye’nin yaptığı pazarlıklar değil sadece. Biden Yönetimi, Dışişleri Bakanlığı’nın tasarrufundaki, bir tür “acil durum” düğmesi sayılabilecek “silah satışı bildirimi” aracını kullanması, gerçekten de elini taşın altına sokması manasına geliyordu. Kongre’nin onay sürecini fiilen es geçerek, silah satışının gerçekleşeceğinin sadece bildirimini yapan bu araç, ABD’nin Senato ve Temsilciler Meclisi’nin hiç hoşuna gitmiyor. Daha önce Donald Trump başkanlığında dönemin Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, “sadece bildirim” gücünü, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Ürdün’e yaklaşık 8 milyar dolarlık silah satışı için kullanmıştı. Biden döneminde, Dışişleri Bakanı Antony Blinken ise, sadece son zamanlarda İsrail’e küçük çaplı satışlar için bu gücünü kullandı.
Biden Yönetimi’nin, 23 milyar dolarlık büyük bir satış için, ancak özel durumlarda kullanılan “silah satışı bildirimini” kullanması, gerçekten istisnai bir vaka. Bu endüstrümanın kullanıldığı en büyük silah satışı Türkiye’ye yapılan.
Irak’taki ABD askerlerinin çekilmesi için Savunma Bakanlığı’nın Bağdat ile resmî görüşmelere başlandığı bugünlerde, henüz plan safhasında olsa da, benzer durum Suriye’deki güçleri için de söz konusu. Toplam 3500 ABD askerinin Irak ve Suriye’den çekilmesi, Türkiye, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi ve Rojava’da YPG/PYD ile de bir büyük bölgesel barışın tesis edilmesini gerektirir. Ve hatta, Suriye ve Türkiye’nin de diplomatik diyaloğunu…
Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili Victoria Nuland 28-29 Ocak'ta Ankara'ya geliyor. Nuland’ın, “Ankara'da üst düzey hükümet yetkilileri ve iş dünyası liderleriyle bir araya gelerek üzerinde birlikte çalıştığımız ikili, bölgesel ve küresel konuları” tartışacağı bildiriliyor.
İsveç’in NATO üyeliği pazarlığı bitti-iç siyasete de yansımaları olabilecek yeni bölgesel müzakerenin kapısı açılıyor.