Sezin Öney
Sansürflasyon
Sadece 1 ay içerisinde, Türkiye genelinde farklı kesimlerden, toplamda 60 milyon kullanıcısı olan sosyal medya platformları ardı ardına kapatılmaya başladı.
Bazılarımızın adını bile duymadığı, bazılarımız için ise “vazgeçilmez” olan yazarlık platformu Wattpad, “en meşhuru” Instagram, oyun ve dijital mecra Metaverse platformu Roblox ve yazılımcıların kullandığı Read the Docs, “pat pat pat” yasaklandı. Veya, “zam” yerine “fiyat güncellemesi” tabirinin yerleşmesi gibi, güncel deyişi ile “erişim engeli getirildi”.
TikTok’a “erişim engeli” sırada olabilir; zira TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı’ndan bu yönde açıklamalar geldi.
TikTok da engellenirse, Türkiye’den toplamda yaklaşık 108 milyon kullanıcının hesabı olan platformlar “uçmuş” olacak.
Dijital bültenler sunan site Kapsül’ün deyişiyle, “Sansürflasyon”a uğradık.
Neden, niye 12 Temmuz’dan beri üst üste bu yasaklar?
Hepsinin ayrı ve bazılarının da birleşen “sebepleri” var. Gerçi bu “sebeplere”, “bahaneler” de diyebiliriz. Zaten, bu “sebepleri” de anlamlandırmaya çalışarak tartışıyoruz da; neden geliyor bir diğerinin üzerine bu yasaklar, onu bilemiyoruz.
Fakat, niye şimdi ve gerçekten de neden bu platformlara yasaklar?
Dün birden sokak röportajlarına yönelik de “uyarı” gelince bulmacanın parçaları yerine oturdu bana kalırsa…
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, yayıncıları “sokak söyleşilerinin” dezenformasyona yol açtığını öne sürdü.
Şahin, sokak röportajlarındaki görüşlerin “maksatlı olarak yönlendirilip kullanıldığını” ve “RTÜK’ün konuya ilişkin yayıncıları takibe aldığını” da belirtti.
Önce “apolitik” erişim engeli
Sokak röportajlarının çoğunluğu, politik konularda da değil; haber kanallarının yaptıkları haricindeki birçok sokak röporatjında siyasi sorular da yöneltilmiyor. Türkiye’de özel TV kanallarının tarihi kadar eski, yaklaşık 35 yıldır hayatımızda yaygın biçimde var sokak röportajları.
Ancak, son zamanlarda sokak röportajlarında verilen yanıtlar “politikleşiyor”. Bunun sebebi de, ekonomik kriz elbette…Hem ekonomik kriz, sokaktaki insanın gözlerini ülke sorunlarının hepsine karşı açarak, herkesi “siyasileştiriyor”. Hem de, zaten her konu geçim sıkıntısı, yoksullaşma ve ekonomik meselelere bağlanarak politikleşiyor.
26 gün içinde, Wattpad-Instagram-Roblox üçlemesine yasaklar da, “apolitik” kitleyi hedef alıyor.
Wattpad, 2006’da Kanada’da kurulmuş; amatör yazarların hikayeler gibi yazılarını paylaştıkları bir platform: Türkiye’de 2012’den beri “edebiyat dip dalgası” şeklinde, özellikle genç kızlar arasında popüler. En son, 2015’te “ Türkiye’de 3 milyon kullanıcısı olduğu ve günde 10 bin yeni kullanıcının da katıldığını” bizzat kurucularından Allen Lau, Webrazzi’den Merve Kara’ya verdiği röportajda söylemişti.
12 Temmuz’da Ankara 10. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararıyla engellenen WattPad’in tam olarak neden “kapatıldığı” bir süre muğlak kaldı. Sonra, 26 Temmuz’da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Aktaş, NTV yayınında, “Wattpad'in Türkiye'de temsilciliği olmadığına vurgu yapan Bakan Aktaş, çocukların cinsel istismar, şiddet ve zorbalık gibi temalara maruz kaldığını” öne sürdü.
WattPad’e, yıllardır Türkiye’den ulaşılır ve kullanıcıları da arttıkça artarken şimdi mi mesele oldu?
Çoğunlukla “apolitik” amaçlarla kullanılan Instagram konusunda süregelen “neden bu yasak” muamması malum: Hamas lideri İsmail Haniye’nin taziyesi yayınlanmadı diye deniyordu. 2 Ağustos’ta CNBC-e’ye konuşan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) yetkilileri, Haniye suikastı sonrası paylaşımlara getirilen engeller nedeniyle bu kararın alındığını açıklamıştı. Aynı gün, basın açıklamaları yapan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraoğlu ise, “Instagram’ı katalog suç kapsamında uyardık ancak karşılık bulmadı. Kanun kapsamında erişim engeli getirdik, uyarlarsa açacağız” demişti.
Kapsül’ün “Sansürflasyon” başlıklı bülteninden alıntılarsak, 8 Ağustos tarihli NTV haberine göre ise:
“Ankara ve Meta arasındaki görüşmelerde ‘terör tanımı anlaşmazlığı’ giderilemedi. Meta yetkilileri, PKK’nın uluslararası düzeyde terör örgütü olarak kabul edildiğini ve bu konudaki paylaşımlarda algoritmasını düzelteceğini bildirdi. Ankara’nın talebi aynı taahhütün ‘YPG ve FETÖ’ için de verilmesi.”
Bu karmakarışık tabloya bir de, Roblox eklendi ki; “Z Kuşağı” dışında kalan birçok kişi de, platformun adını böylece ilk kez duydu.
Gene Kapsül’ün “Sansürflasyon” bülteninden alıntıyalım:
“Türkiye, 9 milyonu aşkın oyuncusuyla dünyada Roblox’un en çok oynandığı dördüncü ülke. Platformda, 'Vergiden kaçış' adlı bir oyun da bulunduğu ortaya çıktı. Bu oyunda amaç, ‘Patron RTE’nin ‘saray vergisi, nefes alma vergisi, yürüme vergisi, makam aracı vergisi, yaşama vergisi’ gibi oyuncuları öldürmeye çalışan vergilerinden kaçmak.”
Görüldüğü gibi sadece sokak röportajları değil, Metaverse ve tüm dijital evrenimiz de “politikleşiyor”.
O yüzden, “önce apolitiklerden” başladılar…
“Neden şimdi” konusu da, kapatılamayan tek şey olan zihnin tahayyülüne kalmış…