Ankara kulislerindeki Öcalan iddiası

DEM içinde önemli bir kesimin beklentisi, 9 yıldan bu yana tutuklu Selahattin Demirtaş’ın, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) itiraz süresinin dolduğu geçen Çarşamba günü (8 Ekim) serbest bırakılması yönündeydi.

Adalet Bakanlığı 7 Ekim günü yaptığı başvuruyla Demirtaş hakkında verilmiş kararın AİHM Büyük Daire’de yeniden ele alınmasını isteyerek, bu beklentiyi en azından teknik olarak boşa çıkardı.

Hoş, Türkiye bu başvuruyu yapmasaydı da AİHM kararlarına rağmen Demirtaş’ın ve Figen Yüksekdağ’ın tahliye edileceğini umut edenlerin sayısı çok fazla değil. Osman Kavala örneğinde olduğu gibi. (Umarım yanılırım.)

DEM’in de doğrudan içinde olduğu “Terörsüz Türkiye” projesiyle ilgili başkentte kapalı kapılar ardında birçok iddia konuşuluyor.

İddia diyorum çünkü kimse çıkıp, Türkiye’nin içinde bulunduğu korku ortamında her şeyi açıklıkla anlatmıyor.

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin TBMM’de kurulmuş komisyonun İmralı’da terörist başı Öcalan’ın ayağına gitmesi çağrısı yaparak vites yükselttiği “Terörsüz Türkiye” projesi, toplum içinde istenilen düzeyde maya tutmuyor.

İktidar bu projenin Erdoğan’a bir dönem daha cumhurbaşkanlığı için devreye sokulduğu algısını bir türlü yıkamıyor.

Kimilerine göre, Erdoğan’a siyasi hayatında korkuyu yaşatan, toplumda karşılığı olan Ekrem İmamoğlu ve Selahattin Demirtaş içeride tutulduğu sürece bu projenin hayat geçmesi çok da mümkün görünmüyor.

İç siyasi gelişmelerin yanı sıra Suriye’de SDG’nin hem maddi, hem de silah olarak ABD’den yeniden destek alması da, işin diğer olumsuz boyutu.

İmamoğlu biri tekrar seçim olmak üzere, İstanbul’da üç kez üst üste Erdoğan’ı yenerek gücünü zaten göstermiş durumda.

Peki Demirtaş korkusunun gerekçeleri neler?

İktidar neden, daha çok sahada siyaseti benimsediği söylenen Demirtaş yerine, “bebek katili” damgası yemiş, liderliği tartışmalı hale gelmiş bir terör örgütünün başıyla iş birliğinde ısrar ediyor?

O zaman gelelim başkentin kulislerinde fısıldanan iddialara:

(*) Demirtaş’ın “seni başkan seçtirmeyeceğiz” sözü unutulmuş değil. Demirtaş’ı, Öcalan’dan ayıran en önemli faktör, Türk solunda hatta sosyal demokrat kesimde de karşılığının olması. Özellikle genç Kürt ve Türk seçmenin sempatisi kaybolmuş değil. 7 Haziran 2015 seçiminde HDP’nin yüzde 13.1 oranında oy almasında o zamanki eş başkanlar Demirtaş ve Yüksekdağ’ın payı çok büyük. Erdoğan, İmamoğlu ile birlikte Türk seçmende etkili olan Demirtaş’ın yaratacağı sinerjiden çekiniyor. (Bunları başkentin her köşesinde duyabilirsiniz.)

(*) Öcalan ve Kandil’in, Demirtaş’a karşı mesafeli tutumunda bir değişiklik yok. İktidar bunu bildiği için Öcalan’dan yana tercih kullanıyor. Ama şimdi yazacağım yeni iddiaya göre, Öcalan, İmralı’daki görüşmelerinden birisinde, “Demirtaş’ın aktif şekilde devreye girmesi benim için de, iktidar için de, projenin devamı için de iyi sonuç vermez” demiş.

Bu iddianın doğurduğu iddia da, “Öcalan, Demirtaş’ın şu aşamada serbest kalmasına sıcak bakmıyor” şeklinde.

DEM Parti, Demirtaş ve Yüksekdağ için Meclis’ten Adalet Bakanlığı’na yürüyerek bunu tekzip etse de, iddianın Ankara kulislerinde konuşulduğu gerçeğini ortadan kaldırmıyor.

**

DEM PARTİ'DEN AÇIKLAMA

DEM Parti İmralı Heyeti, yazıda yer alan iddiaların ardından bir yazılı açıklamada bulundu.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Basına ve Kamuoyuna,

Halktv.com.tr yazarı Uğur Ergan’ın “Demirtaş'ın tahliyesine Öcalan set çekti iddiası” başlıklı yazısında Sayın Öcalan’a atfettiği sözler gerçeği yansıtmamaktadır. Sayın Öcalan’la görüşmelerimizde hiçbir şekilde bu tarz bir değerlendirme yapılmamıştır.

Süreç boyunca çeşitli aralıklarla medyadaki belli bir kesim tarafından maksatlı bir yaklaşım sergilenmekte; ısrarlı bir şekilde gerçek olmayan şeyler üzerine spekülasyonlar yapılmaktadır. Bunun ülkede sürmekte olan Barış ve Demokratik Toplum Sürecine hiçbir faydası olmayacağı açıktır.

Daha üç gün önce Adalet Bakanlığı tarafından AİHM kararına yapılan itiraz, iktidarın hukuku araçsallaştırmaya devam ettiğini göstermişken; Sayın Demirtaş ve Kobanî Kumpas Davasından tutsak diğer arkadaşlarımızın hukuka aykırı tutukluluk hallerinin sürdürülmesinin sorumluluğunun DEM Parti’ye ve Sayın Öcalan’a ait olmadığını Uğur Ergan da çok iyi bilmektedir.

Demirtaş, Yüksekdağ ve siyasi tutukluların derhal serbest bırakılması AİHM kararlarının, Anayasanın, demokratik hukukun ve siyaset ilkelerinin en doğal gereğidir. Ve yazıda iddia edilenin aksine bu gerekliliği Sayın Öcalan da birçok kez dile getirmiştir.

DEM Parti İmralı Heyeti olarak, bu maksatlı yaklaşımın sahiplerini spekülatif çabalarını terk etmeye, ülkenin barışı ve yurttaşların yararı için çalışmaya davet ediyoruz.

DEM Parti İmralı Heyeti
10 Ekim 2025

Önceki ve Sonraki Yazılar
Uğur Ergan Arşivi

Kamuoyu rahatsız olmuş!

02 Aralık 2025 Salı 05:15

Demokrasisiz Türkiye

28 Kasım 2025 Cuma 05:10

Demokrasi olmadan süreç olmaz

21 Kasım 2025 Cuma 05:15

Allah iddianame okuma sabrı versin

18 Kasım 2025 Salı 05:10

“Herkül”de kuyruk soruları

14 Kasım 2025 Cuma 05:10

Erdoğan’ın Demirtaş ikilemi

07 Kasım 2025 Cuma 05:10

Acıtan valiz

04 Kasım 2025 Salı 05:05