Kültepe'deki ören yerinin tarihi 300 yıl daha geriye gitti
Kayseri kent merkezinin 21 kilometre kuzeydoğusunda yer alan Kültepe Kaniş/Karum Höyüğü'nde arkeolojik kazılar, 73 yıldır devam ediyor.
Kültepe olarak adlandırılan bölgede, dönemin krallığının başkenti olan "Kaniş" ve ticaret kervanlarının mallarının indirilip dağıtıldığı liman anlamına gelen "Karum"dan adını alan höyükteki kazılarda bugüne kadar yaklaşık 23 bin 500 tablet çıkarıldı.
Kültepe Kaniş/Karum Höyüğü, 2014 yılında UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'ne girerken, Kültepe tabletleri de 2015 yılında UNESCO Dünya Belleği Kütüğü'ne kaydedildi.
Kazı çalışmalarını yürüten Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, 12 ay kazı planlanan Kültepe'de hava ve arazi şartlarından dolayı kasım ayı itibarıyla kazı alanını kapattıklarını ancak kazı evinde çalışmaların sürdüğünü söyledi.
Kazılarda elde edilen verilerin depolanması, kayıt altına alınması gibi işlemlerin kış boyunca süreceğini belirten Kulakoğlu, uzun yıllardır süren kazılarda elde edilen verilerin işlenmesi gerektiğini dile getirdi.
Bu yıl nokta atışı yaparak akıllarındaki sorulara cevap bulabilecekleri alanları kazdıklarını anlatan Kulakoğlu, şöyle konuştu:
"Bu alanlarda gerçekten özel verilere ulaştık. Kültepe'nin tarihini her zaman 5 bin yıllık bir merkez olarak söylerdik. 5 bin yıldan beri yerleşim olduğunu küçük verilere dayanarak söyleyebiliyorduk. Bu yıl yaptığımız çalışmalarda Kültepe'nin yine önemli bir merkez olduğunu gösteren verilere ulaştık. Tarih olarak da en az 5 bin 300 yıllık bir tarihe sahip olduğunu söyleyebiliyoruz. 5 bin 300 yıl öncesinde hem de höyüğün tam ortasında en erken döneme ait verilere ulaşabildik. Bu verilerde bizim yakınımızdaki diğer bölgelerden Malatya'dan, Niğde'den ve Adana bölgesinden bildiğimiz daha erken dönemlere ilişkin verilere ulaştık. Bunlar arasında büyük anıtsal bir yapıyla karşılaştık. Bu başlangıç çalışmasıydı, önümüzdeki yıl bunun planını tam olarak anlayabileceğiz. 5 bin 300 yıl öncesinde Orta Anadolu'da yine Kültepe'de merkez konumunda bir yerleşim olduğunu anlamış bulunuyoruz."
Kültepe'deki koloni çağı hemen kesilmemiş
Kültepe'nin en çok Asurlu tüccarlarla ve çivi yazılı tabletlerle anıldığını anımsatan Kulakoğlu, bu dönemin günümüzden yaklaşık 4 bin ile 3 bin 700 yılları arasına tarihlendirildiğini, 3 bin 700'den günümüze kadar bir kesinti olduğunu düşündüklerini aktardı.
Bu yıl yapılan çalışmalarda bu kesintinin çok da uzun bir dönemi kapsamadığını anladıklarını vurgulayan Kulakoğlu, şöyle devam etti:
"Kültepe'de Asurlu tüccarların buraya yerleşmesiyle beraber birdenbire buranın boşalmadığını, bunun 100 yıl kadar devam ettiğini gösteren veriler ortaya çıktı. Bu verilerden biri olan büyük bir yapıyla karşılaştık. Koloni çağının sonuna tarihlenen Kral Anitta tarafından yaptırılmış mabetler vardı. Onların hemen yakınında mabetle ilişkili olduğunu düşündüğümüz bir yapı ve o yapının içinde bir aslan ve ayı, geyik, dağ koyunu gibi iri hayvanlara ait kemikler bulmuştuk. Oradaki çalışmalar bize Kültepe'deki koloni çağının hemen kesilmediğini, devam ettiğini göstermesi açısından önemli. Bu sadece Kültepe tarihini değil, hem Ön Asya tarihini hem de Suriye, Mezopotamya tarihini de ilgilendiren bir keşif. Aynı zamanda Anadolu tarihini de aydınlatması açısından önemli."
Kulakoğlu, öte yandan Kültepe'nin tepe kısmının batısında büyük bir alanda bataklıkla ilgili kalıntılar bulduklarını, höyüğün hemen ucunda bataklık oluşturacak şekilde ciddi bir su birikintisi tespit ettiklerini, bunun da 4 bin 800 yıl öncesine ait olduğunu dile getirdi.
Kültür ve Turizm Bakanlığına kazılara verdiği destekten dolayı teşekkür eden Kulakoğlu, Kayseri Büyükşehir Belediyesinin yereldeki en büyük destekçileri olduğunu, kentteki sivil toplum kuruluşlarını da arkeolojik kazılara maddi ve manevi destek vermeye davet ettiklerini sözlerine ekledi.