Salgında toplumsal ayrışma tehlikesi
Türkiye’de açıklanan verilere göre şu anda 40 milyon insan yani nüfusun %49,2‘si 1. doz aşısını olmuş durumda. Tüm aşıları tamamlanan insan sayısı da 26 milyonu bulmuş durumda. Bu da nüfusun %31,2’si ne denk geliyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın son açıkladığı veriye göre “ilk doz aşısını yaptırmamış insan sayısı 22 milyon civarında.” Hekimler pandeminin ve salgının artık “aşısızlar pandemisi-salgını” olduğunu belirtiyor. Peki, kim bu aşı karşıtları? Neden karşıtlar? Nasıl ikna edilebilirler? Aşı karşıtlığının sosyolojik boyutunu, Sağlık Bakanlığı COVİD-19 Toplum Bilimleri Kurulu üyesi, Prof. Dr. Veysel Bozkurt ile konuştuk.
-Merhabalar, öncelikle ne düşünüyorsunuz mevcut gidişat hakkında?
Bütün dünyayı pençesine almış bir salgınla mücadele diyoruz. Resmi kayıtlara göre bugün itibarıyla dünyada 200 milyona yakın insan efekte oldu. 4 milyondan fazla insan hayatını kaybetti. Bunlar resmi kayıtlar. Kayıtlara yansımayanları da düşündüğümüzde bu oran çok daha fazla. Türkiye’de de 5,6 milyon insan efekte olurken 51 bin kişi hayatını kaybetti. İnsanlık bu virüsü yenmeye çalışıyor. Virüsle mücadelede elimizdeki en önemli araç aşı. Devletlerin aşıya yönelik maddi destekleri, bilgi paylaşımı ve insanlığın bilimsel birikimi hiç görülmedik bir hızla aşının geliştirilmesine katkı sağladı. Şimdi toplum bağışıklığını sağlayacak oranda aşılamanın yapılması gerekiyor.
-Dünyadaki ve ülkemizdeki, aşı karşıtı cemaatler, tarikatlar ve topluluklar hakkında neler düşünüyorsunuz?
Dünyada olduğu gibi bizde de bilime yönelik kuşku duyan, hoşnutsuz, sosyo-ekonomik bakımdan dezavantajlı gruplar aşı konusunda tereddüt içindeler. Yüzde 10’ya yakın bir grup da dünyada yükselen popülist toplumsal/politik paranoyanın etkisiyle açıktan aşı karşıtlığı yapmaya başladılar. Geçmişte bazı muhafazakâr Hristiyanların Tanrı’nın düzenine müdahale olarak gördükleri için aşıya karşı çıktıkları söylenir. Türkiye’de aşı konusunda açıktan kampanya yürüten cemaatin olup olmadığı konusunda benim elimde yeterli bir bilgi yok açıkçası. Benim yaptığım araştırmalara göre, aşı karşıtlığı dünya da bizde de politik yelpazenin sağında olan mütedeyyin kitle arasında daha fazla ilgi görüyor. Bu kitle, komplo teorilerine ve alternatif tıbba daha fazla inanma eğiliminde.
Bakan Koca, ilk doz aşısını olmayanların sayısını açıkladı
-Aşı ile ilgili, özellikle sosyal medyada yürütülen birçok komplo teorisi var. Nereden besleniyor bu teoriler?
Maalesef dünyada popülist dalgayı besleyen en önemli sebeplerden birisi (özellikle gelişmiş ülkelerde) prekaryalaşma; yani güvencesiz çalışma. Küreselleşmenin yarattığı artan eşitsizlik, dezavantajlı gruplarda küresel elitlerin düzenine yönelik bir güvensizlik yarattı. Bu da her şeyin arkasında bit yeniği arayan ve komplo teorileriyle bu karmaşık dünyanın sorunlarına hazır çözümler bulan, kimsenin bilmediği gizli toplantılardan haberdar olduğunu düşünen komplocu bir kitleyi yarattı. Bu kitle bilime ve analitik düşünceye uzak insanlardan oluşuyor. Dünyada bütün kötülüklerin sebebinin gizli güçler olduğuna inanıyor. Onlara göre ortada bir pandemi yok; bir plandemi var. Her birinin komplo senaryosunu da kendi işine gelecek şekilde şekilleniyor. Zaman içinde de sürekli değişiyor. Bir senaryo tutmazsa sorun değil, oyun onunda üstünde daha büyük bir akla havale ediliyor.
İstanbul için kritik açıklama: Aşı tablosu sarıya döndü
-Aşı karşıtlarının eğitim düzeyi hakkında bilgi verir misiniz?
Geleneksel ya da sosyal medyada yer alan infodemi bütün gruplar üzerinde etki yapmaktadır. Ancak yine de eğitimin kısmi bir etkisi vardır. Eğitim düzeyinin artması, aşı taraftarlığını artırırken, aşı tereddüttü ve aşı karşıtlığını azaltmaktadır.
Prof. Dr. Veysel Bozkurt'un "Aşı karşıtları, taraftarları, müteredditleri: Aşıya yönelik tutumlar ve etki eden faktörler" adlı çalışmasından konuya yönelik bazı satır başları:
•COVID-19 ve aşı dünyada bazı ülkelerde olduğu gibi bizde de sağlık sorunu olmanın ötesine geçmiş ve politize olmuştur. Nitekim politik yelpazenin solundan sağına doğru gittikçe aşı taraftarlığı gerilemektedir.
•Buna karşılık sağda aşı tereddüttü ve aşı karşıtlığı artmaktadır.
•Politik görüşte olduğu gibi, dini bağlılık ile de aşıya yönelik tutum arasında anlamlı bir ilişki vardır. Seküler gruplar arasında aşı taraftarlığı mütedeyyin kesime göre daha güçlüdür.
•Buna karşın mütedeyyin kesim arasında da aşı kuşkuculuğu ve aşı karşıtlığı diğerlerine göre daha güçlüdür.
-Yaş ortalaması nedir bu insanların?
Yaş azaldıkça, aşı karşıtlığı ya da tereddüttü artmaktadır. Bunun en önemli sebeplerinden birisi gençlerin bağışıklıklarını güçlü görmeleri. Bir de sosyal medyadaki hiçbir sistematik veriye dayanmadan ortaya atılan aşıların kısırlığa yol açması gibi yalan haberler maalesef gençler arasındaki kuşkuyu artırmaktadır.
İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı: Vefat edenlerin aşı olup olmadığı paylaşılsın
Prof. Dr. Veysel Bozkurt'un "Aşı karşıtları, taraftarları, müteredditleri: Aşıya yönelik tutumlar ve etki eden faktörler" adlı çalışmasından konuya yönelik bazı satır başları:
•Yaş arttıkça istikrarlı bir biçimde aşı taraftarlığının arttığını görüyoruz.
•Buna karşılık gençler arasında aşı karşıtlığı ve aşı tereddüttü daha fazlaydı.
•Eğitim düzeyinin artması, aşı taraftarlığını artırırken, aşı tereddüttü ve aşı karşıtlığını azaltmaktadır.
•Bu örneklemde çoğunluğun üniversite ve üzeri eğitime sahip olduğunu düşünürsek, muhtemelen toplumun genelini temsil eden bir ankette aşı karşıtlığı biraz daha yüksek çıkacaktır. Nitekim başka araştırmaların sonuçları bunu desteklemektedir.
-Aşı karşıtlarının toplumsal olan bir salgını bireyselleştirdiği dile getiriliyor aşı taraftarları tarafından, katılıyor musunuz bu düşünceye?
Virüse yakalanmak bireysel bir durum olsa da, bu bulaşıcı bir rahatsızlık. Bizler toplumsal varlıklarız. Başkalarıyla birlikte hayatı paylaşıyoruz. Bizdeki virüs kısa sürede içinde yaşadığımız toplumun da sorunu haline gelebiliyor. Nitekim COVID-19 virüsü dünyada bir kişide başladı ve bütün dünyanın sorunu haline geldi.
New York'ta aşı olana 100 dolar verilecek!
-Ne yazık ki, aşı karşıtlığından çıkar sağlayan kesimleri de görüyoruz, kim bu insanlar?
Haklısınız. Aşı karşıtlarının bir bölümünde bundan çıkar sağlayan insanlardır. Örneğin alternatif tıp adı altında satılan ürünlerin büyük bir piyasası var ve bu işten kazanç elde edenler var. Modern tıbbın ve aşıların toplum tarafından önemsenmesi bu kitlerin satışlarını gerilemektedir. Ayrıca büyük güçlerinin oyununu bozuyoruz diye ortaya çıkan bir grup da bu gizemli senaryolar sayesinde sosyal medyada yoğun bir ilgi görmektedir.
-Aşısızlara bir kısıtlama uygulanırsa, bunun etkisi ve tepkisi ne olur?
Bilim Kurulu’nun aşı olmayanlar için toplu mekânlara katılmadan önce PCR testi şeklinde bir kısıtlama önerisi söz konusu. Elbette karar makamı hükümet. Buna benzer kararlar aşı olmayanlar arasında rahatsızlık yaratabilir. Ancak aşı olmayanlardan da aşı olanlar rahatsız. Bunu da hesaba katmak lazım. Örneğin aşı olmayan sıra arkadaşınla kışın saatlerce kapalı ortamda ders dinlemek ister misiniz ya da yurtta aynı odayı paylamak durumunda kalırsanız ne yaparsınız? Bazı tepikler olsa bile abartılacak düzeyde olacağını sanmıyorum. Önümüzdeki dönemde ben aşı olanlardan aşı olmayanlara yönelik başka bir tepkinin ortaya çıkma potansiyeli olduğunu düşünüyorum. Örneğin aşı olmayanların yurtlara alınması halinde aşı olmuş öğrenciler bunlarla aynı yurdu paylaşmak istemeyebilirler.
Uygulanan aşı miktarı 70 milyonu geçti
-İnsanlar aşı olmanın aynı zamanda topluma karşı bir sorumluluk olduğunun farkındalar mı?
Dünyada yapılan çalışmalarda, bizim çalışmalarımız da aşı karşıtlığının daha çok “bana bir şey olmaz” diyen bencil insanlar arasında olduğunu görüyoruz. Bu kitlenin toplumsal sorumluluk duygusu maalesef daha zayıf. Aşı kampanyaları güç kazandıkça onlar da işi iyice azıtmaya başladı. Hepsi olmasa bile bazıları oldukça saldırgan dil kullanmaya başladı.
-Peki aşı kararsızlarının durumu nedir?
Aşı kararsızları, aşı karşıtlarından bazı bakımlardan farklılar. Aşı karşıtlarından da daha kalabalıklar. Bazılarının enjeksiyon korkusu var, bazıları yan etkilerinden korkuyor, bazıları aşıların çabuk geliştirildiğini düşünüyor, bazıları virüsü hafif atlatmış, bazıları da son dakikaya kadar beklemekten yana. Ancak kategorik olarak aşı karşıtı değiller. İkna edilmeleri diğerlerine göre daha yüksek bir olasılık.