108 yıllık enstitü ranta kurban gitti! Tarım arazilerine beton
Konya’da 1914 yılından bu yana faaliyet gösteren Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü’ne ait tarım arazileri “yüksek kamu yararı” denilerek konut yapımı için yani tarımsal araştırmaların yapıldığı araziler betonlaştırılmak üzere TOKİ’ye devredildi.
Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Türkiye’nin uluslararası düzeyde en prestijli araştırma kurumlarından birisi. Bitkisel üretimde ve hayvancılıkta yaptığı ıslah çalışmaları, araştırmaları, yayınları, uluslararası etkinliklere ev sahipliği ile ülke tarımına büyük katkıları var.
Türkiye’de “hiçbir başarı cezasız kalmaz” prensibi ile Enstitü’nün tarım arazilerinin bir bölümü Toplu Konut İdaresi(TOKİ)’ne devredilmek isteniyor. Gerekçesi ise 'yüksek kamu yararı' olarak açıklandı.
halktv.com.tr'ye konuşan İYİ Parti Konya Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Fahrettin Yokuş "İki bakanlık arasında yapılan protokole göre 9 bin 700 dekarlık arazinin 1300 dekarı konut arazisi olarak ilan edildiğini" söyledi.
İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş
Yokuş, "Türkiye'nin en büyük tarımsal araştırma alanlarından birisi olan Konya Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nün arazileri şu anda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı'nın yaptığı anlaşmayla tarım araştırma arazisi vasfınından çıkartıldı. Araziler TOKİ'ye verilerek toplu konut alanına dönüştürülmek isteniyor" dedi.
"Konya’da 1914 yılından bu yana faaliyet gösteren Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü’ne ait arazilerin iki bakanlık arasında yapılan protokol ile paylaşıldığını" belirten Yokuş sözlerine şöyle devam etti:
9 bin 700 dekarlık arazinin 1300 dekarı konut arazisi olarak ilan edildi. Birinci sınıf tarım arazisi olan bu enstitü sadece Türkiye'ye değil Ortadoğu'ya ve Türki Cumhuriyetlerine de hizmet veriyor. Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nde 40'ın üzerinde bitki türü ile onlarca hayvan ırkı üzerinde çalışmalar yapıyor. Burada yapılan çalışmalar ile kaliteli ve nitelikli ürünler elde edildi. Ensitüsü adeta tarımımızın tohum üretim merkeziydi. Hem ülke içinde hem de uluslararası platformda söz sahibi olan 108 yıllık böylesi bir kurumun yok edilmesi bu ülkede üretime tarıma bakışın acı bir göstergesidir. Verdiğimiz araştırma önergelerine cevap alamıyoruz. Yaptığımız çalışmalarda bir karşılık alamıyoruz. Rant uğruna bakanlıklar, belediye ve TOKİ işbirliği ile yüzlerce yıldır hizmet veren bu araziler ellerimizden alınıyor.
Arazi devri neye göre yapılıyor?
Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı arasında 2020 yılında imzalanan bir protokol var. Dönemin Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un imzaladığı protokol.
Protokolün amacı şöyle: “İş bu Protokol ile mülkiyeti Hazine’ye ait ve Tarım ve Orman Bakanlığına tahsisli bulunan taşınmazlardan taraflarca uygun görülenlerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığının tasarrufuna bırakılması ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile bağlı, ilgili veya ilişkili kuruluşları ile bunların iştirakleri veya ortaklığının görev ve yetkileri çerçevesinde bu taşınmazların değerlendirilmesi ile elde edilecek gelir karşılığında Tarım ve Orman Bakanlığınca ihtiyaç duyulan yapı ve tesislerin bakım, onarım ve yapımının karşılanmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amaçlanmaktadır.”
Protokolle iki bakanlık geliri paylaşacak
İki bakanlık arasında imzalanan protokolün 5. Maddesine göre elde edilecek gelirin paylaşımı ise şöyle olacak: “Maliye hazinesi mülkiyetinde olan ve Tarım ve Orman Bakanlığına tahsisi kaldırılarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığının tasarrufuna devredilen ve bu protokol kapsamında değerlendirilen taşınmazlardan elde edilecek gelirin % 60’ı (yüzde altmışı) Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ait olup, kalan % 40’ı (yüzde kırkı) ise Tarım ve Orman Bakanlığının bakım, onarım ve yapımı gerçekleştirilmesini talep ettiği yapı ve tesislerin yapılmasına yönelik; her türlü mal alımı, hizmet alımı, yapım işlerinin temini karşılığında kullanılacaktır.
Tarım ve Orman Bakanlığının bağlı veya ilgili kurumlan adına tescilli taşınmazlardan Çevre ve Şehircilik Bakanlığına devredilen ve bu protokol kapsamında değerlendirilen taşınmazlardan elde edilecek gelirin % 30’u(yüzde otuzu) Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ait olup, kalan % 70’i (yüzde yetmişi) ise Tarım ve Orman Bakanlığının ve ilgi kuramlarının bakım, onarım, yapımı gerçekleştirilmesini talep ettiği yapı ve tesislerin yapılmasına yönelik; her türlü mal alımı, hizmet alımı, yapım işlerinin temini karşılığında kullanılacaktır.”
Ziraat Yüksek Mühendisleri tepki gösterdi
Konya’da bulunan Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü arazisinin “kamu yararı” gerekçesi ile TOKİ’ye devredilmesine yönelik olarak Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği Konya Şubesi Yönetim Kurulu kapsamlı bir açıklama ile tepki gösterdi. “Bahri Dağdaş kapatılmasın” başlığı ile yayınlanan açıklamada özetle şu bilgilere yer verildi:
1- Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü arazinin kamu yararı gerekçesi ile TOKİ’ye devredileceği haberleri dillendirilmeye başlanmıştır. 1914 yılından bugüne kadar Türk tarımına hizmet etmiş ve bugün ülke tarımına tohumculuk ve hayvancılık konularında teknoloji üreten Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü görevine devam etmelidir.
2- Enstitüye tahsisli araziler yıllar öncesinden Konya’nın sulak daha sonraları Aslım Bataklığı olarak bilinen şehrin kot seviyesi en düşük bölgesidir. Burası zamanla drenaj kanalları açılarak ve iklim olarak daha kurak bir dönem girilmesi neticesinde fazla suların tahliye edilmesi ile 100 yılı aşkın bir süredir toprak ıslahı programı kapsamında iyileştirilmiş olan, birinci sınıf sulu mutlak tarım alanlarına sahiptir.
3- TOKİ’ye verilmek istenen bu alanda 100 yıldır hayvancılık ve tarla bitkileri üretim ve araştırma çalışmaları yanında Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’ne bağlı CIMMYT ve ICARDA gibi Uluslararası Tarımsal Araştırma Kurumları ile ortak olarak yürütülen Uluslararası Kışlık Buğday Geliştirme Programı’nın (IWWIP) Türkiye adına koordinasyon merkezidir.
Buğday ıslah çalışmalarının merkezi
4- Bu proje dahilinde dünyada 50’den fazla ülkedeki 100’den fazla buğday ıslahı programlarına buğday materyali temin etmektedir. Bu çalışmalar sonucunda verimli ve kaliteli toplam 105 adet buğday çeşidi tescil ettirilerek dünya ve ülkemizin gıda üretimine önemli katkılar sağlanmış ve sağlanmaktadır. Bu program ve diğer uluslararası projeler çerçevesinde Enstitünün uluslararası görev alanı, başta Ortadoğu, Kafkasya, Orta Asya, Balkanlar, Kuzey ve Orta Afrika Ülkeleri olmak üzere tüm ülkelerdir.
5- Türkiye içinde Bölgesel Görev Alanı: Orta Anadolu ve Güney Geçit Bölgesi. Konya, Aksaray, Karaman, Niğde, Nevşehir, Kayseri, Sivas, Eskişehir, Kütahya, Afyonkarahisar, Isparta ve Burdur illerini kapsamaktadır.
6- Görev konuları ise tahıllar, endüstri bitkileri, yemeklik tane baklagiller, tıbbi aromatik bitkiler, çayır-mera ve yem bitkileri, meyvecilik, sebzecilik, biyolojik çeşitlilik, genetik kaynaklar ve hayvancılıktır.
Gıda üretimi için vazgeçilemez çalışmalar yapılıyor
7- Enstitü arazisinde insanımızın temel gıdası olan ekmeğin elde edildiği buğday başta olmak üzere arpa, yulaf, tritikale, çavdar, nohut, kuru fasulye gibi iç tüketim ve ihracat ürünlerinin ıslah programlarını yürütürken, diğer taraftan da özellikle mısır, ayçiçeği ve soya fasulyesi gibi çokça ithal ettiğimiz ürünlerde bu bağımlılığı azaltmak ve ortadan kaldırmak amacıyla oldukça stratejik bir konu olan, tohumculuk sektörüne geliştirdiği ve geliştireceği çeşitlerle katkı vermektedir.
8- Bu alanda günümüze kadar 40’a yakın farklı bitki çeşidinin ıslahını gerçekleştiren Enstitü, Türk tohumculuğunun yüzde 38‘inin yer aldığı ve yürütüldüğü, dolayısıyla kalbi olan Konya ‘da 170’den fazla tohumculuk firmasına önemli destekler sağlamaktadır.
9- Son yıllarda dünyada ve ülkemizde tarım ve gıda üretiminde birçok olumsuzluklar yaşamaktayız. Bu olumsuzlukların en önemlilerin birisi de dünyayı ve ülkemizi de etkileyen küresel iklim değişikliğinin sonuçlarından olduğu kabul edilen kuraklık gerçeğidir.
Kuraklık test merkezi var
10- Ülkemiz bu tehlikeye karşı tedbir amaçlı olarak, kuraklığa dayanıklı yeni çeşitler geliştirip, adaptasyon çalışmaları yaparak Türkiye’nin kuraklık sorununa çözüm bulması için 2007 yılında ülkemizin en kurak alanlarından biri olarak kabul edilen Konya’da ciddi maliyetlere karşılığında Kuraklık Test Merkezi Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü içine kurulmuş ve ülkenin tarımsal kuraklık konusunda yapılacak çalışmaları için Enstitü, “Koordinatör” olarak görevlendirilmiştir.
11- Yine bu arazi Türkiye Kurak Ekim Alanları için oldukça değerli bilgiler ve sonuçlar içeren, “Doğrudan Ekim Çalışmaları” konusunda da bir merkez olarak faaliyet göstermektedir.
Hayvan ıslahı ve yem bitkileri çalışmaları
12– Enstitü, sadece bitkisel alanda değil hayvancılık ve hayvancılığın temel girdisi olan yem bitkileri alanında önemli çalışmalar yapmaktadır. Hayvancılık alanında yapılan hayvan ıslahı çalışmaları neticesinde Hasmer ve Hasak koyun ırklarını ülkemize kazandırmıştır. Bu yeni koyun ırkları normaline göre 10 kiloya varan canlı ağırlık farkı oluşturmaktadır. Bunun yanında 2005 yılından itibaren ‘Halk Elinde Küçükbaş Hayvan Islahı Projeleri’ çerçevesinde Merinos, Akkaraman, Pırlak ve Dağlıç koyun ırkları yanında kıl keçisi, Honamlı keçisi gibi ırkların yer aldığı 18 ayrı proje yürütmektedir.
13- Adını Konya Şeker Fabrikası’nın kurucusu ve 1960’lı yılarda ülkenin buğday açığını yaptığı çalışma ve projelerle ortadan kaldırarak “insanımızı açlıktan kurtaran adam” olarak nitelenen tarım eski bakanımız merhum Bahri Dağdaş’tan alan bu güzide Enstitünün yaptığı ve yukarıda saydığımız çalışmalar dikkate alındında; 19 Temmuz 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu’nun 2. ve 4. maddelerinde açıkça belirtildiği gibi; tarım arazilerinin amaç dışı ve yanlış kullanımlarının önlenmesi, korumayı sağlayacak yöntemlerin oluşturulması gerekmektedir. Enstitü arazisi, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu’nun 3. maddesi J bendinde belirtildiği gibi, birinci sınıf sulu mutlak tarım arazisidir.
14- Toprak ve Arazi Kullanım Kanunu çerçevesinde, tarım arazilerinin amaç dışı kullanılmasını engellemek hakkın ve hukukun savunucusu olan her vatandaşın görevi olmalıdır.
Ülke tarımına ve tohumculuğuna darbe
15- Ülkemizin tarımsal üretimini artırmak için önemli görevler üstlenmiş olan tarımsal araştırma enstitülerin arazilerini ‘Rezerv Arazi’ ilan etmek ülke tarımına ve tohumculuğuna yapılabilecek en büyük yanlışlıktır.
16- Nüfus artışını da dikkate aldığımızda toprak oluşum süreci mevcut tarım topraklarının amaç dışı kullanılmasının telafisi mümkün olmayan olumsuzluklara neden olabileceğinin en önemli göstergesidir. Konut ve iş yeri insanlar için elbette önemlidir, yapılmalıdır ama tarım topraklarına, araştırma arazilerine değil.
17- Şu anda TOKİ tarafından Konya’da muhtelif bölgelerde konut yapımı devam etmekte ve bunların pek çoğu tarım dışı yamaç bölgelerde inşa edilmektedir. Toplam yüz ölçümü 38.873 kilometre kare olan Konya’da tarım dışı yapılaşmada kullanılabilecek alanlar olduğunu belirtir, Bahri Dağdaş arazilerinin yapılaşmaya açılmaması gerektiğini kamuoyuna önemle duyururuz.”
Özetle, tarımsal araştırmaların yapıldığı bir bilim merkezinin arazilerini betonlaştırmak, toplu konut yapımına ayırmak, dünyada gıda krizinin yaşandığı, Türkiye’de açlığın, kıtlığın konuşulduğu bu günlerde tam bir cinayettir. Derhal vazgeçilmeli. Ziraat profesörü olan Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci protokolü tek taraflı fesih hakkını kullanarak iptal etmeli.
26 il karantinada 28 yıl ekilemeyecek! Patates krizi kapıda
Çiftçiler isyan etti: Tarlamı satan devletin elinden kurtulamadım